Cari açıkla ilgili tartışmalara TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'de katıldı. Açıklanan rakamlarla gerçek rakam arasında fark olduğunu söyleyen Büyükekşi, Türkiye'de cari açığın sanıldığı kadar yüksek olmadığını ve korkulacak bir durum yaratmadığını söyledi. Büyükekşi'nin anlattığı fark hazırgiyim ithalatı siparişlerinin erkene çekilmesi ve ithalattaki referans fiyat uygulamasından kaynaklanıyor. İthal ürünlerde referans fiyat uygulaması nedeniyle bazı ürünler düşük fiyattan alınsa da beyannamelerde yüksek gözüküyor. Bu iki faktör nedeniyle ithalat rakamları olduğundan daha yüksek görünüyor. Büyükekşi, hazırgiyim sektörüne getirilen vergi nedeniyle ağustos, eylül, ekim, kasım aylarında yapılacak ithalatın erkene çekildiğini belirterek, "Bu ithalatı en az aylık 500 milyon dolar artırıyor" dedi. Büyükekşi, referans fiyatında ithalatı belli ürünlerde daha yüksek gösterdiğini belirtti. Bu iki durum hesaba katıldığında yıllık cari açık rakamının en az 3 milyar dolar daha az olması gerekiyor.
İYİLEŞME AĞUSTOSTA BAŞLAR
Cari açığın kısa vadede sihirli değnekle çözülemeyeceğini, yapısal önlemler gerektiğini anlatan Büyükekşi, "Kısa vadede kur cari açığın düşürülmesinde etkili olacak. Orta vadede ise ihracat odaklı üretim ve tedarik stratejisi ile ana ithal kalemlerin Türkiye'de üretilmesi için uygulanacak teşvik mekanizmaları iyileşme getirecek" diye konuştu. Kur seviyesinin ithalatta bir denge sağlayacağını bu nedenle ağustostan itibaren azalma olacağını söyleyen Büyükekşi, bunun da cari açığa iyileşme olarak yansıyacağını kaydetti. Türkiye'nin dünyadaki krizden avantajlı çıkacağını belirten Büyükekşi, "Bütçe fazla geliyor, mali disiplin var. Yatırım yapmayla ilgili hiçbir sıkıntısı yok. Sığınılacak bir liman olarak görülüyor" dedi.
MERKEZ'E DESTEK LOBİYE ELEŞTİRİ
Merkez Bankası'nı proaktif bulduklarını ve kararlarını desteklediklerini söyleyen Büyükekşi, "Türkiye'de bir faiz lobisinden bahsediyoruz. Faiz lobisinin çok da memnun olmayacağı hareketlerin altına imza atıyor" dedi. Türkiye'de bir takım insanların kriz çığırtkanlığı yaptığını söyleyen Büyükekşi, "Kriz ABD ve Avrupa'da. O ülkelere bakınca Türkiye sapasağlam. Kriz tellallığı yapanlara halk zaten inanmıyor. Makro veriler 2008 öncesi seviyelere geldi. Bu konuda endişe duymuyoruz" diye konuştu. Büyükeşki, dünya küçülürken Türkiye'nin büyümesinin avantaj olduğunu söyledi.
BAVUL TİCARETİ VE TURİZME DİKKAT!
Cari açığın finansman kalemlerinde görülmeyen rakamlara da dikkat çeken Büyükekşi, "Merter, Laleli, Zeytinburnu, Osmanbey'de oluşan bir pazar var. Bavul ticareti yapılıyor. Özel faturayla buradan giren döviz miktarı 5 milyar doları geçiyor. Turizm gelirlerinde de hesaplanmayan bir durum var. Turist geldiği bölgede deri, kuyum gibi birçok ürün alıyor. Buradaki döviz miktarı turizm gelirlerine yansımıyor. Bunları düşünürsek cari açığın kapatılmasıyla ilgili birçok avantaj olduğunu görürüz" değerlendirmesini yaptı.
ALTI AYDA 17 MİLYAR DOLAR
Cari açık, yılın ilk yarısında 45.01 milyar dolar, haziranda ise beklentilere paralel 7.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bir önceki aya göre cari açıkta 300 milyon dolarlık gerileme dikkat çekti. Mayısta cari açık 7.8 milyar dolar seviyesindeydi. Cari açıktaki artışta dış ticaret açığının 25.4 milyar dolar artarak 46.4 milyar dolara çıkması etkili oldu.
FAİLİ MEÇHUL 10 MİLYAR $
Merkez Bankası verilerine göre haziranda 2 milyar dolarlık sıcak para girişi yaşandı. İlk altı ayda da Türkiye'ye giren sıcak para miktarı 16.8 milyar doları geçti. Kaynağı belirsiz döviz girişi ise haziranda 2.1 milyar dolar ilk altı ayda da 9.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu seviyenin tarihi rekor seviye olduğu belirtiliyor. Geçen yıl ilk 6 ayda kaynağı belirsiz döviz girişi 106 milyon dolar, 2009'da ise 6.8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Öte yandan haziranda yurtdışında yerleşiklerin Türkiye'ye yaptığı yatırımlar ilk altı ayda 6.19 milyar dolara yükseldi. Turizm gelirleri de 8.47 milyar dolara ulaştı.
BAŞÇI: TEMMUZDA 5 MİLYAR DOLARA İNER
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, temmuz ayında cari açığın 5 milyar dolar, yılın ikinci yarısında ise 27 milyar dolar olarak gerçekleşebileceğini söyledi. Başçı, ekonominin önündeki asıl engelin enflasyon değil, deflasyon olduğunu savundu. Başçı, erken faiz indiriminin ekonomik yavaşlamanın etkilerini sınırlandıracağına dikkat çekti. Başçı'nın açıklamalarının ardından gösterge tahvilin faizi yüzde 7.93'e indi ancak Avrupa endişeleriyle yeniden yüzde 8'in üzerine çıktı.
BABACAN: GÜRÜLTÜ PATIRTIYA GEREK YOK
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son dönemde piyasada oluşturulmaya çalışılan olumsuz tabloya tepki gösterdi. Bir TV kanalında yayına katılan Babacan, "Bu gürültü, bütün bu patırtı, son bir hafta, 10 günde Türkiye'de ne olmuş para hareketlerinde döviz hareketlerinde, toplamda 1.5-1.6 milyar dolarlık bir çıkış olmuş. Bu ne zamandan beri, ağustosun başından bu yana net, artısı eksisi vardır. Bakıyorsunuz Menkul Kıymetler Borsası'nda, hisse senedi tarafına bakıyorsunuz, hisse senedi tarafında yabancılar, yabancılara satıyor. Net anlamda çıkış çok az. Bono piyasasına bakıyorsunuz, giriş var" dedi. Eskiden olduğu gibi döviz kurunun bir şeylerin iyiye yada kötüye gittiğinin göstergesi olmadığını söyleyen Babacan, ABD'deki, Avrupa'daki olaylar karşısında piyasaların yeniden bir denge bulmaya çalıştığını anlattı. Babacan, cari açığın yıl sonunda 70 milyar doların üzerinde olacağını, ancak ekim-kasımda trendin makul noktaya geleceğini söyledi.
ŞİMŞEK: AÇIK 6 AYLIK DÖNEMDE DÜŞECEK
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin cari açık sorununu iyi yönettiğini belirterek, "Gelecek 6 aylık dönemde düşme ihtimali büyük" dedi. ABD'nin notunun düşürülmesini 'haksızlık' olarak değerlendiren Şimşek, Türkiye'deki borsanın düşüşünü şöyle açıkladı: "Ortalık toz duman iken (bu iyi-bu kötü) ayrımı yapılmaz. Hatta zararda olduğunuz piyasalardaki zararı telafi etmek için karlı piyasalarda bile satış yaparsınız. Cari açık sorunu olmasaydı dahi borsalarda iniş çıkış olurdu." Sabah
Yazdır