Yıl 1967...Harvard’da işletme okuyan genç bir öğrenci. Burslu okuyor, garsonluk yaparak günlük ihtiyaçlarını karşılıyor. Harçlığı o denli sınırlı ki yediği hamburgeri de, berber parasını bütçesini şaşırmamak için tuttuğu deftere not etmek zorunda. Yoksa hesap şaşar ve ABD topraklarında kala kalır insan.
Kız arkadaşını sinemaya davet etmesi imkansız, bütçede lüks ihtiyaçlar için! ödenek yok zira. O günlerde tuttuğu defter belki de sıfırdan gelip bugün 5 milyar dolar değerindeki şirketler grubuna sahip olan Hüsnü Özyeğin’in ilk finansal mühendislik deneyimleri. Hüsnü Özyeğin’in yaşam öyküsü biz bir kuşağa sıfırdan gelip milyar dolarlık bir hayat kurmanın, Forbes’ın en zenginleri listesine girmenin mümkün olabildiğini gösterdi.
Nasıl başardığını anlamak için sordukça sordum. Dinlediklerimden anladığım mühendislik kafası yanı sıra duygusal zekanızda gelişmişse iş hayatında başarı ‘garanti’.
Özyeğin’le tanıtım günlerinin başladığı üniversitesinde buluştum. Okulda veliler, öğrenciler ona celebrity muamelesi yaptı. Her gören kendisiyle fotoğraf çektirmek istedi. Özyeğin öğrencileri bırakıp yanıma gelmekte neredeyse zorlandı. Anladım ki Hüsnü Özyeğin eğitim işini çok sevmiş. Bankasında gördüğüm o gri Hüsnü Özyeğin’den eser yoktu. Bunu kendisine söylediğimde, ‘Buraya ruhumla birlikte geliyorum, ruhumu üflüyorum!’ diyor. Ekonomiyi, yeni projelerini ve sosyal yaşamını konuştuk...
* Biz bir kuşağın tanıdığı en başarılı iş adamlarından birisiniz. Birden mesainizin büyük kısmını eğitim sektörüne vermeye başladınız. Ne oldu yoruldunuz mu, ticaretten mi soğudunuz?
Hiç yorulmadım. Aksine işlerimi büyütüyorum. Yeni banka aldık biliyorsunuz. Enerji işine girdim. Son 6 ayda GAP mağazalarını Rusya’da da, Ukrayna’da da açmaya başladık. Limanımızda kapasite iki katına çıktı. Ama eğitim sektörü benim için başka. Son üç haftadır vaktimin yarısından fazlasını üniversitede geçirdim. Biliyorsunuz soyadımı bir tek buraya verdim. Üniversitenin hakikaten dünyada aranılan öğrenciler yetiştirmesini hedefliyorum.
* Gençlerin en çok neye ihtiyacı var?
Özgüvene. Lise 4’ü dershanelerde geçirdikleri için üniversiteye giriş senelerini yaşamıyorlar. Böyle olunca sosyal anlamda da çok hazırlıksız geliyorlar. Onları bir an önce üniversite gerçekliğine adapte etmek için ciddi çalışmalar yapıyoruz. Hazırlık sınıfından itibaren de iş imkanları sunuyoruz.
* Lafta kaldığını düşünmüyorum tabii ama ne tür işler buluyorsunuz?
Part time olarak Banana Rebuplic, GAP, Marks&Spencer, yurtdışı ve Türkiye’deki bankamızda, Swissotel’de çalışıyorlar. Çamlıca’daki yurdumuzda çağrı merkezi kurduk. Burada bizim girişim varlık şirketinin ödenmeyen kredi kartı ve bireysel kredi borçlularını arıyorlar. Çağrı merkezinde çalışan öğrencilere 7 lira saat ücreti ödüyoruz ve sosyal sigortalı yapıyoruz. İnanıyorum ki orada çalışanlar kredi kartı harcamalarını daha dikkatli yapacaklar. Birkaç öğrencimiz Energia adında bir enerji şirketi kurdu. Grubun ürettiği enerjiyi pazarlıyorlar. Bayilik verdik onlara. Gerçek hayatla onları bir an evvel buluşturuyoruz böylece.
* Zaten buluşmayacaklar mı? İş hayatına erken başlatmakta biraz baskı değil mi gençler üzerinde?
Bir öğrenci üniversite döneminde çalışıp belli bir para kazanmazsa hayat boyu para harcamayı bilemez. Amerika’da okurken bir defterim vardı. Bütün gelirimi giderimi oraya yazardım. Berbere verdiğim bir doları da yazardım, bir hamburger yediysem onu da. Açık veremezdim, kredi kartım da yoktu
* Kaderinizin ne kadarını eğitim, ne kadarını şans, ne kadarını o defter belirledi?
Aile eğitimliyse veya eğitime önem veriyorsa çocukları okuyor. Eğitimli olmayan anne ve babaların çocuklarına verdiği desteği bizzat görüyorum. Çocuklar ailesiyle geliyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir doku göremezsiniz. Ben de şanslıydım. Babam doktor, annem ev hanımıydı eğitime önem verirlerdi.
KADINA ŞİDDETİ EĞİTİM ENGELLER
* Sizin gibi iş adamları kadınlar için de bazı projeler geliştiremezler mi? Bugün de bir kadın kocası tarafından öldürüldü..
Ayşen (eşi) AÇEV olarak kadına şiddet konusunda yaptıkları kapsamlı bir çalışmanın sonucunu bugünlerde bürokrasi ve diğer sivil toplum örgütleriyle paylaşacak. Bu kanunları da aşan çok zor bir konu. Eğitimle çözülebilir ama tabii bu da yılları alacak bir süreç.
Anadolu’da 26 kız yurdu, 45 tane okul yaptırdım. Köylerdeki, kasabalardaki genç kızlarımız ilköğretimden sonra eğitimlerine devam edemiyorlar. Liseler çoğunlukla il merkezlerinde çünkü.
Liseye devam edebilmeleri için yurtlar yaptırmamız lazım. Yurtlarımızda 5 bin kız öğrencimiz okuyor. Yılda 700-800’ü mezun oluyor. Bunların da yüzde 40’ı üniversiteye gidiyor. 23 yaşına geldiklerinde ellerinde bir mesleği olan pırıl pırıl genç kızlar oluyorlar. Onların aile içi şiddete maruz kalma ihtimali çok daha az. Türkiye okul öncesi eğitim ve kızlarının eğitimine yoğunlaşmak zorunda. Kadına şiddet böyle önlenecek. Kadına o şiddeti uygulayan erkeği de anne büyütüyor. Kadını eğitmek bu nedenle erkeği eğitmekten daha önemli.
Garson oldu, annesi ağladı
* İyi okullarda burslu okuyan insanlarda bir kompleks de oluyor sanki.
Amerika’da okurken garsonluk yaptığım için tüm komplekslerimi mecburen! yendim. 9 yıl sonra Türkiye’ye döndüğümde annem garson olduğumu duyduğunda hüngür hüngür ağladı, ‘Niye bırakıp dönmedin’ dedi.
BEŞİKTAŞ’A SAYGIM ARTTI
* Beşiktaşlısınız... Fenerbahçe taraftarı adliyenin önünden ayrılmıyor. Beşiktaş taraftarı ise daha mesafeli, yönetim de kupayı iade etti. Ne diyorsunuz?
Beşiktaş taraftarına saygı inanılmaz arttı. Adliye Beşiktaş’ta olmasına rağmen taraftar gitmedi. Ki Çarşı biliyorsunuz en agresif taraftar grubu diye bilinir. Ama gitmediler. Yönetim de kupayı iade edip, ‘Ne zaman bu işler temize çıkar, gelir kupayı alırız’ dedi. Dünyada daha önce böyle bir şeyin olduğunu hiç sanmıyorum. Üstelik bunu hemen yaptılar. Futboldaki kara bulutların bir an önce dağılıp takımların uluslararası arenadaki konumunun belli olması lazım. Burada bir taksimetre işliyor ve Türkiye’de biliyorsunuz davalar çok uzun sürüyor. Ama bunlar mümkün olabildiğince en hızlı şekilde tamamlanması gereken dosyalar. Çünkü burada zaman baskısı var.
BİYOGRAFİ OKUSUNLAR
* Bugünkü kafa yapınızla öğrenci olsanız, hangi bölümü seçerdiniz, başucunuzda hangi kitaplar olurdu?
Mutlaka ingilizce öğrenirdim yine. Fransızca, Almancayı bir çok insan biliyor zaten. Kendimi farklılaştırmak için Rusça ve Çince’yi ikinci dil olarak öğrenirdim. 5 yıl içinde Türkiye’nin en çok dış ticaret yaptığı ülke Çin olacak, ardından Rusya gelecek. Meslek olarak küresel dünyada da geçer akçe olan mühendislik branşlarını seçerdim. İşletme ve turizm yine popüler mesleklerden. Sağlık daha da gelişecek bu anlamda tıp da önemli. Sivil havacılık da. Hukuka inanılmaz bir ilgi var. Mesleğimde başarılı olmuş iş adamlarının hayatlarını okurdum. Ve bolca sinema, tiyatro, konsere giderdim. İş yemeklerinde sinema, müzikle sohbeti açar business’a bağlarız!”
PROMOSYONU ABARTMAMALI
* Kimi üniversite maaş öneriyor, kimi yurtdışı burs, kimi ikisini birden. Öğrencilerin kafası karışıyor...
Hakikaten promosyonu abartmamak lazım. İlk 20’lerde olan bir öğrenci okulları dolaşıp, ‘Araba mı verirsiniz bana ev mi’ diye sormuş. Bize de geldi bu öğrenci, ‘Biz iyi eğitim veriyoruz’?demiş Erhan Bey kendisine. 2001’de 81 üniversite vardı. Bugün 165. Öğrenciler mutlaka üniversitenin tanıtım günlerine gitmeli. Üniversite hakkında bilgi almak için bence en iyi adres orada okuyan diğer öğrencilerdir. Bir üniversite çok iyi olabilir ama ama içindeki her fakültenin hoca kadrosu aynı olmayabilir. Biz otel bölümümüzün başına Bilkent turizm bölümünün direktörünü atadık. En iyi otelcilik bölümü Bilkent’tedir çünkü. Üniversitenin ingilizcesi, hocalarının master derecesi önemlidir. Bizde bütün hocaların master derecesi vardır.
İYİ EŞİ İŞYERİNDE BULDUM
* Şansa inanır mısınız?
İyi bir eşe rastlamak şanstır. İyi bir iş bulmak da şanstır. Ben iyi bir işi de, eşi de, harika bir patronu da Çukurova grubunda buldum. Her zaman şanslı biri oldum. 29 yaşında Mehmet Emin Karamehmet’e rastlamam, beni Pamukbank yönetim kurulu üyesi yapması şanstı. 32 yaşında fırsat tanıyıp genel müdür tayin etmesi de bir şanstı. 42 yaşında Finansbank’ın bankacılık lisansını almam da bence şanstı. Songül Hatısaru-Milliyet
Yazdır