Yazdır

TL değerli değil

Tarih: 28 Temmuz 2011 - 10:29

TCMB Başkanı Erdem Başçı ana senaryoda değişiklik olmadığını ama risklerin arttığını söyledi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun tahminlerinin değişmediğini, yüzde 70 olasılıkla 2011 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,9 olmak üzere yüzde 5,9 ile yüzde 7,9 aralığında olacağını tahmin ettiklerini söyledi.
Başçı, yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladığı basın toplantısında, 2012 yılı sonunda enflasyonun orta noktası 5,2 olmak üzere yüzde 3,5 ile yüzde 6,9 aralığında gerçekleşeceğini, orta vadede de yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini bildirdi.
Erdem Başçı, tahminlerini üretirken petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarını 115 dolar olarak koruduklarını, 2011 yılı sonunda gıda enflasyonu varsayımını yüzde 7,5 düzeyinde tuttuklarını belirtti.
Tahminlerini oluştururken, maliye politikasının bir miktar sıkılaştırılacağını varsaydıklarını ifade eden Başçı, kredi büyümesinin yıllık yüzde 25 düzeyine indiği, politika faizinin de yıl sonuna kadar sabit kaldığı bir çerçeveyi esas aldıklarını söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2011'in ikinci çeyreğinde dünyada büyümenin yavaşladığını, aşağı yönlü risklerin belirginleştiğini, gelişmiş ve gelişen ülkelerde büyüme rakamlarının ayrışmaya devam ettiğini kaydetti.
Başçı, yeni politika yaklaşımlarında önceliklerinin fiyat istikrarı olduğunu ama finansal istikrarı da gözettiklerini kaydetti.
Erdem Başçı, bir soru üzerine de TL'nin daha fazla değer kaybetmesinin enflasyon üzerinde arzu edilmeyen katkıları olabileceğini bildirerek, şöyle dedi:
''Türk Lirası aşırı değerli değil, hiç kimse aşırı değerli olduğunu iddia edemez. TL'nin cari açığa yapabileceği azami katkıyı da biz yaptığını düşünüyoruz.
Kurlarla ilgili taahhüt verildiğinde başımıza neler geldiğini gördük. Bugün için gerçekten şunu başardık. TL üzerinde ilave bir değerleme baskısı kesinlikle şu anda yok. Bizim benzediğimiz ülkelere göre TL yüzde 20'nin üzerinde nispeten daha az değerli durumda.''
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, faiz artışında şu an ihtimalin 3 ay önceye göre azaldığını, ilave faiz artışı ihtiyacı görmediklerini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, sorulara verdiği yanıtlarda, faiz artışında şu an ihtimalin 3 ay önceye göre azaldığını, ilave faiz artışı ihtiyacı görmediklerini ama faizi de bir araç olarak mutlaka bulundurmaları gerektiğini söyledi. Başçı, enflasyon tahmini yaparken de yıl sonuna kadar faiz artışı öngörmediklerini vurguladı.
Erdem Başçı, bundan sonra alınacak tedbirlerin stok üzerinden, daha az maliyetli olacağını, bankacılık sektörüne ek maliyet getirmeyeceğini de söyledi.
Başçı, cari açığın Uluslararası Para Fonu (IMF) tahmininden daha düşük olmasını beklediklerini, yıl sonunda cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının çift haneyi bulmayacağını söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''her ne kadar kredilerin yıllık artış hızı henüz finansal istikrar açısından makul bulduğumuz oranlara inmiş olmasa da süregelen sıkılaştırmanın gecikmeli etkileriyle kredi kullanımının ivme kaybetmeye devam edeceğini tahmin ediyoruz'' dedi.
Başçı, yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladığı basın toplantısında, küresel iktisadi gelişmeler ve para politikası gelişmeleri hakkında bilgi verdi, uyguladıkları yeni para politikası stratejisine ilişkin hatırlatmalarda bulundu.
Nisan Enflasyon Raporu'nun yayımlandığı dönemden bu yana ise iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve küresel ekonomide giderek artan belirsizlikleri göz önüne alarak politika faizinde ve Türk lirası zorunlu karşılık oranlarında bir değişikliğe gitmediklerini belirten Başçı, ancak son dönemde yaşanan gelişmelerin kendilerini Nisan Enflasyon Raporu'nda yer alan aşağı yönlü risk senaryolarına bir adım daha yaklaştırdığını ifade etti.
Başçı, bu doğrultuda, Temmuz ayında yaptıkları Para Politikası Kurulu toplantısında küresel risklere yaptıkları vurguyu güçlendirerek, gelişmiş ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün politika araçlarını genişletici yönde kullanabileceklerini ifade ifade ettiklerini anımsattı.
Küresel gelişmelerin yılın ikinci çeyreğinde risk iştahını azaltarak Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını olumsuz etkilediğini, bu nedenle günlük döviz ihalelerinde alımı yapılacak tutarı Mayıs ve Haziran aylarında azalttıklarını, bu haftanın başında ise Avrupa Birliği'nin aldığı yeni kararların etkilerinin takip edilmesi sürecinde bu ihalelere ara verdiklerini anlatan Başçı, aynı gün aldıkları bir diğer kararla da bankacılık sektöründe yükümlülüklerin vadesinin uzamasını teşvik etmek amacıyla, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını uzun vadeli yükümlülükler için düşürdüklerini hatırlattı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) son dönemde aldığı tedbirlerle maliye politikasındaki sıkı duruşun da uyguladıkları politika bileşimini destekleyerek iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunduğunu dile getiren Başçı, şöyle devam etti:
''Uyguladığımız politikaların bir yansıması olarak, yılın ikinci çeyreğinde Türk lirasının değeri benzer grupta yer alan ülkelerden arzu edilen doğrultuda ayrışmaya devam etti. Bu durum, diğer kurumlarca alınan eşgüdümlü tedbirlerle birlikte, iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunmaktadır. Nitekim, yılın ikinci çeyreğine dair açıklanan öncü verilere baktığımızda reel olarak ithalattaki yükseliş eğiliminin durduğunu ihracatın ise artmaya devam ettiğini görüyoruz.
Bankamızın ve BDDK'nın aldığı tedbirlerle yılın ikinci çeyreğinde kredi koşullarının sıkılaşmaya devam ettiğini gözlemledik. Her ne kadar kredilerin yıllık artış hızı henüz finansal istikrar açısından makul bulduğumuz oranlara inmiş olmasa da süregelen sıkılaştırmanın gecikmeli etkileriyle kredi kullanımının ivme kaybetmeye devam edeceğini tahmin ediyoruz. Yakın dönemde tüketici kredisi faizlerinde belirgin bir artış gözlemlemekteyiz. Bütün bu gelişmeler sonucu, uygulanan politikaların etkilerinin yılın ikinci yarısında giderek belirginleşeceğini tahmin ediyoruz.''
ENFLASYON VE PARA POLİTİKASI GÖRÜNÜMÜ
Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun dalgalı bir seyir izleyerek yüzde 6,24 düzeyine yükseldiğini, bu artışın büyük ölçüde ithalat fiyatlarının birikimli yansımaları, gıda fiyatlarındaki artışlar ve baz etkisi gibi unsurlara atfedilebileceğini belirten Başçı, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki aşırı oynaklığa bağlı olarak aylık frekansta enflasyonda beklentilerinin de üzerinde bir dalgalanma olduğunu, ancak Haziran ayı itibarıyla Nisan Enflasyon Raporu'nda öngördükleri düzeye oldukça yakın bir noktada olduklarını bildirdi. Başçı, diğer bir ifadeyle; tahminlerinin başlangıç noktasını güncellemelerini gerektirecek bir gelişme olmadığını bildirdi.
Uluslararası emtia fiyatlarındaki artışların ve Türk lirasındaki değer kaybının temel mal fiyatları üzerindeki yansımalarının devam ettiğini, ancak ikincil etkilerin bu aşamada sınırlı kaldığını kaydeden Başçı, ''Bu noktada, temel enflasyon göstergelerinin yıllık artış oranları yükselmiş olsa da mevsimsellikten arındırılmış verilerin yakın dönemde temel enflasyonda yavaşlama eğilimine işaret ettiğini vurgulamak istiyorum. Bunun yanı sıra hizmet enflasyonunun yakın dönem eğiliminin de düşük düzeylerde seyrettiğini görüyoruz'' diye konuştu.
2011 yılının ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetin, artış hızı yavaşlayarak da olsa güçlü seyrini koruduğunu, bu gelişmenin Nisan Enflasyon Raporu'nda ortaya koydukları görünümle birebir uyumlu olduğunu belirten Başçı, ilk çeyrekte büyümenin temel belirleyicisinin özel kesim talebi olduğunu, bu dönemde toparlanma hızları itibarıyla iç ve dış talebin krizden çıkış sürecinde sergilediği ayrışmanın sürmesinin, uyguladıkları yeni politika bileşiminin gerekliliğini teyit ettiğini bildirdi.
Yılın ikinci çeyreğinde ise sıkılaştırıcı politikaların gecikmeli etkilerine ve dış talebin zayıf seyrine bağlı olarak, iktisadi faaliyetin yavaşlama eğilimine girdiğine işaret eden Başçı, bu dönemde sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranlarının uzun süreden beri ilk defa bir önceki çeyreğe göre gerilediğini söyledi.
''Yılın ikinci çeyreğinde bir yavaşlamanın olacağını öngörüyorduk, ancak veriler bizim öngördüğümüzden biraz daha zayıf geldi'' diyen Başçı bu çerçevede, ikinci çeyreğe dair çıktı açığı tahminlerini bir önceki döneme kıyasla sınırlı oranda aşağı yönlü güncellediklerini bildirdi. Başçı, aşağı yönlü riskler artmış olmasına rağmen küresel iktisadi büyüme tahminlerindeki aşağı yönlü güncellemenin bu aşamada oldukça sınırlı kaldığını ifade etti.
Bu doğrultuda, dış talep koşullarını yansıtan bir gösterge olarak kullandıkları ''Türkiye için ihracat ağırlıklı küresel büyüme endeksinin'' görünümünde belirgin bir değişim olmadığını anlatan Başçı, ''Dolayısıyla, kısa vadede çıktı açığını aşağı yönlü güncellememize rağmen, orta vadede dış talep koşullarına ilişkin varsayımlarımızda enflasyon tahminlerimize etki edecek önemli bir güncelleme yapmadık'' dedi.
TAHMİN ÇERÇEVESİ
Tahminlerini oluştururken 2011 yılı ve sonrası için petrol fiyatlarına dair varsayımlarını varil 115 ABD Doları olarak koruduklarını, vadeli piyasalardaki emtia fiyatlarını referans alarak oluşturdukları ithalat fiyatları varsayımlarında da belirgin bir güncelleme yapmadıklarını bildiren Başçı, şunları kaydetti:
''Ayrıca, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklığa rağmen, çeyrek sonu itibarıyla gıda fiyatlarının öngördüğümüz değerlere çok yakın gerçekleşmesi nedeniyle, 2011 yıl sonu ve sonrası için gıda enflasyonu varsayımımızı yüzde 7,5 düzeyinde tuttuk. Maliye politikası tarafında ise önümüzdeki dönemde kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması yasası kapsamında elde edilen gelirin büyük bir bölümünün kamu borcunun azaltılmasında kullanılacağını, dolayısıyla maliye politikasının bir miktar sıkılaştırılacağını varsaydık. Faiz dışı harcamaların milli gelire oranının sınırlı ölçüde gerilediği, kamu borcunun milli gelire oranındaki düşüşün sürdüğü, risk priminde ise önemli bir değişim olmadığı bir çerçeveyi esas aldık.
Vergi ayarlamalarının enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmalarıyla uyumlu olacağını varsaydık. Mevcut konjonktürde kredilerin artış hızında gözlemlemeye başladığımız yavaşlamanın sürmesinin büyük önem taşıdığını vurgulamak istiyoruz. Kredilerin artış hızının yavaşlaması iç talebi kontrol altında tutarak enflasyon baskılarının azaltılmasına yardımcı olacağı gibi aşırı borçlanmayı önleyerek makro finansal risklerin sınırlanmasına da katkı sağlayacaktır. Bunun yanı sıra birden fazla politika aracını aynı anda kullanıyor olmamız da tahminlerimizin arka planında yatan finansal ve parasal koşulların iletişimi açısından kredilerin önemini artırıyor.''
Kredi büyümesinin, bir arada uygulanan birçok politikanın net etkisinin değerlendirilmesi açısından önemli bilgiler sunduğunu da belirten Başçı, kredilerin yıllık büyüme hızının 2011 yılı sonunda yüzde 25 düzeyine indiği, politika faizinin ise yıl sonuna kadar sabit tutulduğu varsayımıyla enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2011 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,9 olmak üzere yüzde 5,9 ile yüzde 7,9 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini, yani yıl sonu enflasyon tahminlerinin orta noktasının değişmediğini bildirdi.
2012 yılının sonunda ise enflasyonun orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,5 ile yüzde 6,9 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini dile getiren Başçı, orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini söyledi.
Başçı, çıktı açığının da 2012 yılının ortalarında kapandığı bir görünümü esas aldıklarını kaydetti.
''VARSAYIMLARIMIZ TAAHHÜT DEĞİL''
Erdem Başçı, 2011 yılının ikinci yarısında temelde gıda fiyatlarından kaynaklanan baz etkisi nedeniyle enflasyonun dalgalı bir seyir izleyeceğini öngördüklerini, gıda fiyatlarının yıllık artış oranının üçüncü çeyrekte düşeceğini, son çeyrekte ise yukarı yönlü bir hareket sergileyeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Başçı, bu dalgalanmaların yıllık enflasyonun seyri üzerinde belirleyici olacağını bildirdi.
Yıl sonu için enflasyon tahminlerinin yüzde 5,5 olan hedefin üzerinde olduğuna dikkat çeken Başçı, bunun sebebinin, 2010 yılının sonlarından bugüne ithalat fiyatlarında süregelen artışlar olduğunu ifade etti.
Merkez Bankası olarak ikincil etkiler sınırlı kaldığı sürece dış koşullardan kaynaklanan iç ve dış talebi dengeleyici yönde nispi fiyat değişimlerine izin vermeyi tercih ettiklerini vurgulayan Başçı, ''Zira, toplam talep koşulları zayıf kaldığı sürece ki şu anda zayıflamaya devam ediyor ithalat fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkisinin bir defaya mahsus olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle kısa vadede hedefin sınırlı da olsa üzerinde, orta vadede ise hedefe yakın bir enflasyon öngörüyoruz'' dedi.
Başçı, bu noktada, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin para politikası duruşlarını değiştirmelerine neden olabileceğini, tahminlerini oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin ifade ettikleri varsayımların taraflarınca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmaması gerektiğini de söyledi.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/tl-degerli-degil/320886