2010’da ekonomi yüzde 8
Bir yıl da milli gelir 119 milyar dolar arttı. Ama artışın yaklaşık yarısı 48.6 milyar doları “cari açık”tan geldi. Üretimi artırdığımızdan değil de borçlanarak ucuz ucuz tükettiğimiz için büyümede rekor kırdık. Demek ki, ucuz dövize dayalı borçlanma, cari açığı (döviz açığını) büyütüyor ama:
- Ekonomiye canlılık veriyor. Ucuz ithalat ile ekonomi büyüyor.
- Halk ucuz ithal malı kullanıyor. Ucuz ithal malı rekabeti içeride fiyat artışını frenliyor. Enflasyon düşüyor.
- Ucuz döviz finansman rahatlığı yaratıyor. İçeride döviz bollanıyor.
- Banka ve özel şirketler dışarıdan düşük faiz ile borçlanma şansına sahip oluyor.
Açık anlatım ile cari açığın büyümesi pahasına ucuz dövize dayalı ekonomik yapı iyidir. İyidir de... Korkulan bunun devamının mümkün olamayacağıdır. Bu konuda endişe belirince Ankara, tedbirler arayışına girdi.
Cari açık sorununun çözümünün tek bir tedbiri vardır: Döviz fiyatını yükseltmek...
Sistem ucuz dövize dayalı
Geliniz görünüz ki, “Döviz fiyatını yükseltelim” demek kolay, bunun sonucuna katlanmak zordur. İşte bunun için tedbir üzerine tedbir açıklanıyor. Peki neden?
1) 2002’dan bu yana ucuz dövize dayalı ekonomi politikaları uygulanıyor. Cari açık pahasına dövizi ucuz tutmaya dayalı politikalar. Döviz fiyatını artırmak için tüm bu politikaları temelden değiştirmek gerekir.
2) Ucuz döviz ve büyüyen cari açık ekonomide büyümeyi hızlandırıyor. Dövizin pahalılanması bunun sonucu cari açığın küçülmesi, büyümeyi sınırlar.
3) Canlılığa rağmen enflasyonun dizginlenmesinde ucuz dövizin rolü büyük. Döviz fiyatı artınca enflasyon baş kaldırır.
4) Gelelim dananın kuyruğuna. Dananın kuyruğu çekilir ise, ortalık toz duman olur. Dananın kuyruğu, özel sektörün döviz borcunun büyüklüğüdür.
Özel sektörün döviz borcu büyük
Özel sektörün çok, hem de pek çok döviz borcu var.
-Nisan ayı sonu itibariyle özel sektörün toplam dış borcu 148 milyar dolar. Bunun 60 milyar doları bankaların ve finans kuruluşlarının 86 milyar doları reel sektörün-şirketlerin borçları.
- Nisan ayı sonu itibariyle toplam banka kredileri 573 milyar TL. Bunun 157 milyar TL’lik bölümü (100 milyar dolar) şirketlerin döviz cinsi kredileri. (Tüketici kedilerinin sadece 60 milyon dolarlık kışsı döviz kredisi.)
İşte dananın kuyruğu denilen şey budur: Döviz fiyatı yükselirse, bankaların ve şirketlerin ve de işadamlarının döviz cinsi kredilerinin Türk Lirası karşılığı yükselir.
Örneğin dolar 1.60’dan 1.75 TL’ye yükselmiş olsa, özel sektörün dışarıdan kullandığı krediler nedeniyle yükü 15 milyar dolar, içeriden kullandığı döviz kredileri nedeniyle yükü 10 milyar dolar artar. Bankalar ve şirketler sarsılır. Bu sarsıntı halka yansır. İthal girdi ve ithal mal fiyatları artacağından enflasyon tırmanışa geçer.
Özet olarak, cari açığı küçültmek için bölük pörçük tedbirler alanlar da bu işin ilacının ne olduğunu biliyor ama... Geliniz görünüz ki, “Evde evlâd-üıyal (çoluk-çocuk) var!” Ne demişler “Bekâra eş boşamak kolay gelirmiş”. İşte o biçim: Dışarıdan döviz fiyatını artır diye fetva vermek kolay... Gel de artır bakalım!
güngör uras - milliyet
Yazdır