Kredi artışı sürüyor yeni önlemler yolda
Ekonomi yönetiminin cari açığı azaltıcı önlemler kapsamında yıl sonunda yüzde 25 büyüme ile sınırlandırmak istediği bankacılık sektörü kredileri, 3 Haziran itibariyle geçen yıl sonuna göre yüzde 13.9 artışla 609.98 milyar liraya yükselirken kredilerde yıllık artış hızı ise yüzde 36.5 olarak gerçekleşti.
Veriler kredilerde artış hızının sürdüğünü gösterirken, ekonomi yönetimi yılın ikinci yarısında kredi büyüme hızında bir yavaşlama beklediğini açıklamasına karşın, bankacılık uzmanları kredilerdeki artışı durdurmaya yönelik olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Merkez Bankası’ndan (MB) yeni önlemler bekliyor.
Cari açık sorunun devam etmesi ve kredilerdeki hızın sürmesi nedeniyle bankacılık sektörü, MB’nin zorunlu munzam karşılık oranlarını yeniden artırmasını ve BDDK’nın da kredi maliyetlerini attırıcı tedbirler getirerek arzı düşürmesini bekliyor.
BDDK’nın haftalık verilerine göre, 3 Haziran itibariyle kredilerde bir önceki haftaya göre artış oranı ise yüzde 1.16 oldu. Krediler 2010 sonunda ise 535.3 milyar lira seviyesindeydi.
BDDK verilere göre tüketici kredilerinde yıllık artış yüzde 42.7 olurken, toplam tüketici kredileri ise 151.3 milyar liraya, konut kredileri de yıllık yüzde 35.8 artarak 69.2 milyar liraya çıktı.
Reuters’a görüş veren İş Yatırım bankacılık analisti Bülent Şengönül, kredilerdeki artış hızının yeni önlemler gerektirdiğine dikkat çekerek, “Son 2-3 haftadır kredilerde bir artış görünse de, ikinci ve üçüncü çeyrekte, birinci çeyreğe göre biraz daha büyümenin sınırlanacağını düşünüyoruz” dedi.
Zorunlu karşılık artabilir
Şengönül, MB’nin bir sonraki toplantısında munzamla ilgili bir karar çıkabileceğini belirterek, yıl sonuna kadar faizlerde 100 baz puanlık bir artış olmasını, zorunlu karşılıklarda ise ortalamanın yüzde 15’ler seviyesine gelmesini beklediklerini kaydetti.
MB, sıcak para girişini caydırmak, uzun vadeli fonlamayı artırmak ve kredilere sınırlama getirmek amacıyla cari açığı azaltacak önlemler kapsamında aralık ayından itibaren zorunlu karşılık oranlarını vadelere göre farklılaştırarak üç kez artırdı.
BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ da yayımladığı notta, MB’nin kredilerdeki büyüme için takip ettiği 4 haftalık yıllıklandırılmış toplam kredi büyümelerinin yavaşlamaya başladığını, ancak MB’nin son verilerle kendini biraz daha rahatsız hissetmesi gerektiğini belirterek “Merkez Bankası, kredilerin, seçimlerin sonrasında ek tedbirler geleceğine yönelik endişelerle büyüdüğünü düşünebilir. Ancak bizim yine de kredi büyümesindeki yavaşlamanın beklenenden daha sınırlı olacağına yönelik şüphelerimiz var” dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, geçen haftalarda yaptığı açıklamada, son verilerin, kredilerin mevsimsel ortalamalarla uyumlu düzeylerde artmakta olduğunu gösterdiğini belirterek, bu durumun yıl sonuna kadar devam etmesi durumunda kredilerin yıllık artış hızının yüzde 25 seviyesine ulaşabileceğini söylemişti.
‘Banka hisseleri etkilenebilir’
HSBC Stratejisti Fatih Keresteci ise kredilerdeki artışın MB’nin açıklamalarını desteklemediğini belirterek şu yorumda bulundu: “MB, son dönemde hem sunumlarında hem de toplantılarda, kredilerdeki gidişatın politika bileşimine tepki vermeye başladığını vurguluyordu. Artış oranının yüksek gitmesini ise mevsimsel nedenlere bağlayordu. Nisan - mayıs aylarında 2006-2010 ortalamasının altında giden tüketici kredi artışının yılın ikinci yarısında aynı trendi takip edip yüz 25’lere gerileyebileceğini savunuyordu. Son iki haftaya ilişkin açıklanan veriler MB’nin bu görüşünü pek desteklemiyor. 3 Haziran verisi, mevsimsellikten arındırılmış tüketici kredisi yıllık büyüme hızını 2006-2010 yılı ortalamasının üzerine taşımış durumda.
BDDK verileri de toplam kredilerdeki büyümenin ivme kaybetmeden sürdüğüne işaret ediyor. Seçimlerin ardından tüketici ve yatırımcının belirsizlik kalkması nedeniyle daha kolay harcama ve yatırım yapma potansiyelini de gözardı etmemek lazım. Bu, MB’yi yeni bir adım atmak durumunda bırakabilir. Ancak, TL ya da döviz cinsi yükümlülüklere uygulanan karşılık oranında artış şeklinde mi olacağı, yoksa bilanço dışı kalemleri de kapsayacak şekilde genişleyeceği sorusuna net bir cevap vermek zor. Bu senaryo, hem faizler hem de TL açısından pek olumlu durmayıp bankacılık sektörü hisseleri üzerinden hisse senedi piyasası için de baskıya neden olabilir.”
Cari açıkta bu kez kötü sürpriz yok, Merkez’in kurşunu azaldı
Mart ayında rekor kıran cari açık nisanda beklentilere paralel geldi ve 7.68 milyar dolar oldu. Ocak-Nisan döneminde ise cari açık 29.64 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari açıkta en etkili olan iki kalemin iç talep ve yüksek enerji fiyatları olması, seçim sonrası dönemde bu konuda yeni mali önlemler geleceği beklentisini de güçlendirdi.
Yıl sonuna 66 milyar dolar
Analistler, Merkez Bankası’nın bir süre daha mevcut politikasını sürdürmeye devam etmesi ve seçimlerin ardından ekonomi yönetiminin cari açıktaki genişlemeyi yavaşlatacak yeni önlemler almasını bekliyor. Ekonomistler, yıllık bazda 63.4 milyar dolara ulaşan cari açığın, hızı yavaşlasa da, artmaya devam ettiğini belirterek, Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin etkilerinin mayıs ayından itibaren daha net görülebileceğini kaydetti.
JPMorgan Ekonomisti Yarkın Cebeci, yıl sonuna doğru bir iyileşme beklediklerinden 2011 sonu açık beklentilerini 66 milyar dolar seviyesinde tuttuklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bu iyimser yaklaşım hükümetin seçimlerin ardından iç talebi kısmak üzere Merkez Bankası’na yardım konusunda daha açık olacağı beklentimizden kaynaklanıyor. Hükümet kamu alacaklarının yapılandırılmasından gelecek gelirlerin büyük kısmını tasarruf ederek iç talebi kısmaya yardımcı olacaktır. Hükümet tüketici kredileri üzerindeki vergileri de artırabilir. Merkez Bankası’nın hükümet ve diğer kurumlardan alacağı desteklerin artması önümüzdeki aylarda para politikasını sıkılaştırma ihtiyacını azaltacaktır.”
Finansmanın kalitesi bozulmaya devam ediyor
Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada cari açıktaki artışta dış ticaret açığının 15.39 milyar dolar artarak 28.31 milyar dolara ulaşmasının etkili olduğu belirtildi.
Verilere göre yatırım geliri dengesinin altında yer alan doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen toplam net çıkış, geçen yılın ilk dört ayında 2.37 milyar dolar iken, bu yılın aynı döneminde 3.4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Yurtdışında yerleşik kişiler hisse senedi piyasasında nisan ayında 825 milyon dolar tutarında alım gerçekleştirirken, ilk dört ayda 456 milyon dolar tutarında net satım yaptı.
Yurtdışı yerleşikler, nisan ayında yaptıkları 3.88 milyar dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alım işlemi ile tüm zamanların en yüksek DİBS alımını gerçekleştirdi ve yılın ilk dört ayında yurtdışı yerleşiklerce gerçekleştirilen DİBS alımı toplam 10.53 milyar dolar oldu.
Yazdır