Yüzyılın krizinin bıraktığı izler henüz silinemedi ve global ekonomik kırılganlık hâlâ devam ediyor. Bir tarafta gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyümelerine ilişkin tahminler aşağı doğru revize edilirken diğer taraftan enflasyon tehdidi kendini gösteriyor. Ayrıca, Avrupa'nın borç krizi İrlanda, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelerin piyasalar üzerinde yarattığı negatif baskı da cabası. ABD'nin uyguladığı birinci ve ikinci niceliksel iyileşmeler kapsamında piyasaya enjekte edilen likiditeyle ilişkili olarak emtia fiyatlarında görülen sert artış ekonomileri tehdit etmeye ve büyüme hızını yavaşlatmaya devam ediyor. Uluslararası kuruluşlar da krizdeki itibarlarını unuttururcasına her bir ülke için ayrı ayrı açıklamalarda bulunup raporlar yayınlıyor.
İşte tam bir öngörülemezliğin yaşandığı bir ortamda her gün birileri de çıkıp "kriz bitti bitecek ya da yeni bir kriz var" çığırtkanlığı yapıyor. Elbette bunu söyleyenler sıradan değil. Bazıları nobel ödülü almış bazıları da milyar dolarlık fonları yönetiyor. Hele hele bunlardan biri, son iki krizi öngören ve 16 milyar dolarık fonu yöneten bir şirketin CEO'suysa daha fazla dikkat kesilmekte fayda var. Evet, Bob Rodriguez isimli bu fon yöneticisi krizin üzerinden geçen 3 yıla ve kurtarma hamlelerine rağmen yeni bir krizin kapıda olduğu uyarısında bulunuyor. 1990 ve 2008 krizlerini önceden tahmin eden Rodriguez'e göre durum bu sefer de çok ciddi...
CNN Money'de Mina Kimes'in kaleme aldığı makaleye göre, bin fon yöneticisinin bulunduğu bir toplantıya davet edilen Rodriguez, burada verdiği brifingte ABD hükümetinin kurtarma programının aptalca olduğunu ve öngörülemez olduğunu söyledi. Yönetici aynı zamanda piyasa düzenleyicilerinin bütün kredibilitesini ve saygınlığını kaybettiğini aktardı. Ve buna bağlı olarak uzun vadeli tahvil alımlarını durdurduğunu aktardı.
ABD'NİN BORCU BAŞA BELAL!
Bir kredi derecelendirme kuruluşunun son günlerde almış olduğu bir karar, her fırsatta ABD'nin borç stokuna dikkat çeken fon yöneticisini haklı çıkarır nitelikteydi. Bilindiği üzere, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), ABD’nin uzun vadeli kredi notu görünümünü "durağandan" "negatife" çevirmişti. S&P, yaptığı açıklamada, ülkenin bütçe açığına dikkat çekerek, ABD'li politika yapıcıların, ülkenin orta ve uzun vadeli bütçe güçlüklerini çözmede anlaşmaya varamama riski bulunduğuna dikkat çekmişti. Bu gelişmeyle birlikte yatırımcıların gözü açılmış ve dokunulmazlara da dokunulabileceği ortaya çıkmıştı.
Rodriguez, ABD bütçesinden bahsederken borcun GSYH'ye oranının (şu aşamada tahmini yüzde 64) bilinmediğini aktardı. Fon yönetisine göre gerçek oran yüzde 500'ün üzerinde bulunuyor ve giderek büyüyor. Rodriguez, ABD'nin bu borçluluk oranını 2012'den (seçim dönemine giriliyor) önce düşürmek zorunda olduğuna dikkat çekti.
Yöneticiye göre, borcun bütçedeki yükünde eğer bir değişiklik olmazsa yatırımcıların morali ciddi oranda bozulacak. Aynı zamanda Hazine kağıtlarının faizleri hızla fırlayacak ve finansal sistemdeki borçlanma maliyetleri hızla yükselebilecek. Bob Rodriguez'e göre finansal sistemteki güven şu aşamada pamuk ipliğine bağlı. Eğer bu koparsa tam bir felaket olucak. Ve bu da onarılamaz sonuçlar doğurabilecek.
KUMARIN ADI: ÇÖKÜŞ
Bu yüzden First Pacific Advisors yöneticileri, Rodriguez'in rehberliğinde, yeni bir çöküşe oynuyor. Bu kapsamda firma portföyündeki yatırımların yüzde 30'nu nakite çevirirken yüzde 38'ni de enerji hisselerine yönlendirdi. Enerji sektörü hisselerindeki yatırımın sebebi ise petrol tedarikinin düşeceği öngörüsünden kaynaklanıyor. Fon yönetici ayrıca daha fazla bono ya da uzun vadeli devlet iç borçlanma senedi almaktan özellikle kaçınıyor. Görünen o ki ekonominin lokomotifi SOS sinyali veriyor.
habertürk