Yazdır

BDDK dışarıda mı kaldı?

Tarih: 01 Haziran 2011 - 08:05

Ankara'da Merkez ile faizlerin düşmesinin 'politik keyfini' sürdüren hükümet dışında bu politikadaki hataları görmeyen kalmadı

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in CNBC-e Business dergisine yaptığı açıklamalar ilginç. Finansal istikrarı sağlama kaygısıyla cari açığa önlem olarak kredi yavaşlamasını hedefleyen Merkez Bankası’nın uygulamaya koyduğu politika, Tevfik Bilgin tarafından inceden bir eleştiriye tutuldu.
BDDK Başkanı Bilgin, çok doğal olarak bu politikayı eleştiriyor. Bu satırlarda benim de itiraz ettiğim hatalı bir para politikası tasarımı, yetmezlik çektiği noktada bankaları fazlasıyla sıkıştırmaya yöneldi. Bilgin’in dikkat çektiği yer de burası. Bilgin’in temel itirazının, bu politikanın yüklü zorunlu karşılık artışına dayanan bacağına olduğu anlaşılıyor. Daha doğrusu, sadece zorunlu karşılığa yüklenilmesi. ‘Kuşu fazla sıkınca ölür’ benzetmesinin odağı burası.

Eşgüdümsüz politika
İkincisi, Merkez Bankası’nın yürürlüğe koyduğu politika bileşiminin eşgüdümlü bir politika çerçevesinin olmadığı teyit edilmiş oldu. Çünkü söyleşide Bilgin’in söylediklerine bakılırsa bu kararları BDDK da Merkez Bankası kamuoyuna açıkladığında öğrendi. Bilgin, “Eğer bize sorulsaydı, hedefe dönük selektif ve ince ayarlı bir politika çerçevesi çizilmesine katkımız olurdu” mealinde konuşmuş.

Üçüncü bir açı da BDDK’nın 2002 sonrasındaki bankacılık sektörünün denetim ve gözetiminde, düzenlenmesinde başarılı bir yönetimi var. Bankacılık sektörü krizlere girerken de çıkarken de hasar almadı ise BDDK’nın büyük bir payı var. İşte BDDK’nın düzenlediği bu bahçede tasarımı hatalı bir para politikası yürütülmesi, yetmezliği ortaya çıktığında mart ayında olduğu gibi sert zorunlu karşılık artışına gidilmesi Bilgin’in tanımıyla ‘kuşun’ fazlasıyla sıkılmasına yol açtı. İşte o ‘kuşun’ sağlığı BDDK’ya emanetse eğer bu durumda rahatsızlık yaratmasına şaşmamak gerekiyor. Küresel krize girerken de, çıkarken de bankacılık sektörünün yara almamasında BDDK’nın ‘rolünü çalarak’ önüne geçen siyasetçilerin, finansal istikrar için alındığı söylenen önlemler için BDDK’yı geriye itmeleri anlaşılır gibi değil.

İki Ankara
Bilgin’in, Merkez Bankası’nın kararlarına ilişkin gözlemleri; ‘munzam artışının ardından ilk üç ay mevduat faizlerinin düştüğünü, bunun kredilere yansımadığını’, ‘son dönem mevduat ve kredi faizlerine artış yönünde yansıtmaya başladılar’ sözleriyle etkilerinin seyrini de anlatıyor.
Önceki günkü Finansal İstikrar Rapor ile de durum pek değişmedi. BDDK Başkanı Bilgin’in söyleşisine de bakılırsa öyle görünüyor ki; Ankara’da Merkez Bankası ile kısa vadeli faizlerin düşmesinin ‘politik keyfini’ sürdüren hükümet dışında bu politikadaki hataları görmeyen kalmadı.
Kısa vadeli portföy yatırımlarını uzak tutmak gibi bir gerekçeyle en başından faizlerin düşürülmesi, ikinci hedefi yaraladı. Yavaşlatmak bir tarafa, kredi artışını daha cazip hale getirdi. Oysa kredi artış hızını yavaşlatmak için zorunlu karşılık artışına gidilmişti. Ama bunun etkisi minimal idi. En başından bunun böyle olacağı da belli idi. Biraz fon maliyeti hesabı bilmek yetiyordu. Piyasada da bu hesaba göre iş yapıldı. Hem bankalarca hem de kredi kullananlarca. Aşağıda, 1 aylık mevduat faizlerinin başlangıçta yüzde 8 olduğu ve Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri 0.75 puan düşürmesiyle gerilediği, zorunlu karşılık artışı ile arttığı hesabıyla çizilen bir efektif fon maliyeti grafiği yer alıyor.

 

UĞUR GÜRSES/ Radikal

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bddk-disarida-mi-kaldi/316160