Sermaye akımlarında gözlenen yavaşlamayı dikkate alan Merkez Bankası, günlük döviz ihalelerinde alım tutarını bugünden itibaren 50 milyon dolardan 40 milyon dolara düşürüldüğünü açıkladı.
Yapılan açıklamada, sermaye akımlarının güçlü seyretmesinde önemli bir faktör olan gelişmiş ülkelerdeki likidite koşullarında önemli bir değişiklik olmamasına rağmen, bazı Avrupa ülkelerine ilişkin artan kamu borcunun sürdürülebilirliği endişelerinin son dönemde risk iştahını olumsuz etkilediği vurgulandı.
Bu gelişmenin Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının göreli olarak yavaşlamasına neden olduğu ifade edildi. Merkez Bankası, döviz alımının miktarını azaltarak lira likiditesinin düşeceğini, bu nedenle yılın ikinci yarısında ilave zorunlu karşılık artış ihtiyacının azalabileceğini de belirtti.
‘Lira değerlenir’
Merkez, 2011 yılında gerçekleştirdiği döviz alım ihaleleri ile toplam 5.05 milyar dolar aldı. Analistler, Merkez’in bu kararını kur hedefi olmasa da Türkiye piyasalarına sermaye girişinin azalmasına duyarlılık gösterdiği şeklinde yorumladı. Kararın bir süredir değer kaybeden lirayı bir miktar değerlendireceğini belirten analistler, bunun ne kadar kalıcı olacağının dış gelişmelere ve cari açığın seyrine bağlı olduğunu vurguladı.
Faiz % 8.91’e geriledi
Merkez’in açıklamasının ardından dolar/TL ve gösterge faiz bir miktar geriledi. Gösterge tahvilin faizi yüzde 8.96’dan yüzde 8.91’e çekildi. Merkez Bankası’nın raporunu değerlendiren HSBC Stratejisti Fatih Keresteci şu yorumda bulundu:
“TCMB döviz ihale tutarını 40 milyon dolara indirmesinde, Euro Bölgesi borç sorunları nedeniyle gelişmekte olan ekonomilere yönelik gerçekleşen fon girişlerinde azalma olmasını neden olarak ön plana çıkardı. Merkez Bankası, döviz kurunun seviyesine müdahale etmiyor. Döviz rezervlerini artırma amacı paralelinde sermaye akımlarının miktar ve kalitesine göre karar alıyor. Bu nedenle, kararını döviz kurunun geldiği seviyeden ziyade fon girişlerinde bir miktar azalma olduğu gerekçesiyle aldığı kanaatindeyiz.”
Merkez’in açıklamasında, TCMB ile eşgüdüm içinde diğer kamu otoritelerince alınabilecek ek önlemlerin de benzer şekilde zorunlu karşılık oranlarında ilâve artışlara ihtiyacı azaltacağı belirtildi.
Başçı: Aşırı ısınmayla borçlanma arasındaki fark iyi anlaşılmalı
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, mevcut konjonktürde “aşırı ısınma” ile “aşırı borçlanma” arasındaki farkın iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayarak, yeni politika bileşimi kapsamında Merkez Bankası’nca şu ana kadar alınan tedbirlerin öncelikli olarak aşırı borçlanmaya yönelik olduğunu vurguladı.
Başçı, Mayıs 2011 Finansal İstikrar Raporu’nun önsözünde yaptığı açıklamada, kriz sonrası dönemde gelişmiş ülkelerde özellikle işgücü piyasasında ve kamu maliyesindeki sorunların devam ettiğine dikkat çekti. Başçı, gelişmekte olan ülkelerde güçlü büyüme, yoğun sermaye girişi ile hızlı kredi genişlemesi yaşandığını ve bazı ülkelerde aşırı ısınma kaygılarının ortaya çıktığını dile getirdi.
Başçı, Merkez Bankası’nın politikalarının sağlıklı olarak değerlendirilmesi açısından bunun önem taşıdığına dikkat çekti.
Yazdır