Yazdır

Yabancı raporları ile ne amaçlanıyor?

Tarih: 29 Mayıs 2011 - 09:41

Seçimlere oldukça az bir süre kaldı ve piyasaların nabzı hızlı artmaya başladı. Seçimden önce yabancı raporları ile ne amaçlanıyor?

2007 genel seçimleri öncesi koalisyon beklentileri olan bazı yabancı yatırım bankaları 2011 genel seçimleri öncesinde raporlarında siyasi belirsizliklerin arttığı şeklinde ifadelerle piyasalarımızı etkilemeye çalışıyorlar. 2007 genel seçimleri öncesi yabancı yatırımcılar, İMKB'de 500 milyon dolarlık net alımda bulunarak raporlarıyla çelişmişlerdi. Anlaşılan özellikle referandum sonrası Türkiye'den çıkan ve fiyatları aşağı çekmeye çalışan ya da ekonomiyi olumsuz gösterip seçimlere etki etmeye çalışan bir finansal çete devreye girdi.
Kasım ayından bu yana Borsa'da net 2,5 milyar dolarlık satış gerçekleştiren yabancı yatırımcılar acaba sadece cari açık endişesiyle mi raporlarında seçimler öncesi Türkiye'de satış emri verdiler, yoksa arka planda farklı senaryoları mı var? Açık söyleyeyim geçen yılın sonlarında Türkiye'nin kredi notu kesinlikle bir artışı hak ediyordu, Fitch, S&P, Moody's gibi kredi derecelendirme kuruluşları not artışı için seçim sonrasını işaret ederek referandum sonucunu hiçe saymışlardı. Türkiye 2010 yılında krizden kuvvetli bir şekilde çıkma başarısı gösterirken Borsa 3 kata yakın bir artış kaydederek göz kamaştırmıştı. Ayrıca yüzde 9'a yaklaşan şaşırtıcı bir büyüme verisi, enflasyonu yüzde 5'ler seviyesinde tutma başarısı ve en önemlisi dünya büyük bir borç bunalımından geçerken ve rekor bütçe açıkları verilirken bütçe dengesi ve GSYİH borç oranı gibi çok başarılı sonuçlar elde etmişti. Özellikle 2008 yılındaki gibi dünyada petrol fiyatlarının aşırı seviyelere yükselmesi ile birlikte cari açıkta yaşanan rekor genişleme sonrası ellerine sanki bir koz geçmişçesine kredi derecelendirme kuruluşları ve yatırım bankaları söylemlerini değiştirmeye başladı. Jp Morgan raporu öncesi Goldman Sachs da benzer şekilde Türkiye'de satış önerirken Rusya'yı yatırımcılarına önermişti.
Son gelişmelere baktığımızda Türkiye ekonomisinin ve genel olarak piyasa sisteminin halen yabancıların kontrolünde dengelendiği Borsa'daki paylarının 60 milyar dolar düzeyinde olduğu bir gerçek. Ancak yabancı yatırımcıların eskiye oranla bütün piyasa içinde payları azalma gösteriyor. Türkiye'den satış yaparak çıkan Batı kökenli fon ve yatırım bankalarına karşı Sermaye Piyasası Kurumu'nun etkin çalışmasıyla yeni ve Uzakdoğu kökenli yabancı payında artış var. Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerdeki yatırımcıların yanı sıra Rus ve Körfez ülkelerinden de piyasalarımıza doğru bir akış söz konusu olacak. Bu durum orta ve uzun vadede yatırımcı profilini de değiştirecek. Türkiye piyasalarının etkinliğinin artması belki kısa vadede engellenebilir ama uzun vadede her zaman en etkin ve potansiyel piyasalardan biri olmaya devam edecektir.
Gelelim seçimler öncesi son duruma, endeks yabancı raporları ve fısıltı gazetesiyle 62.500 puanı aşağı kırmış gözüküyor. Cuma günü Jp Morgan raporu piyasaları sarstı. Artık çok iyi biliniyor ki yatırım bankaları ve kredi derecelendirme kuruluşları inandırıcılığını yitirmişlerdir. Bu açıdan raporlar zaman zaman etkili olsalar da uzun vadede yatırım yapan yatırımcılar bu açıklamalara kulak asmadıkları sürece kazanacaklarını biliyorlar.
Bir başka açıdan baktığımızda cari açık riskinin yanı sıra kredi riski ile ilgili alınan önlemlerin etkisi beklenmeden aşırı karamsarlığa kapılmanın uzun vadede kimseye yararı yok. Kısa ve orta vadeli riskleri de görmezden gelmeyeceğimiz ama her şeye bitti gözüyle de bakmadan soğukkanlı olacağımız bir döneme giriyoruz. Seçim sonuçları güçlü bir istikrar mesajı verdiği sürece uzun vadede piyasalarımızın önü açık. Kısa vadede ise konjonktürel gelişmelerin yanı sıra Merkez Bankası tarafından verilen ilacın etkisi ve seçim sonuçlarını izleyelim.
Haziran sonlarına doğru çok kritik dış gelişmeler var. Bu sebeple dünya piyasalarındaki gelişmelerden Türkiye'nin de farklı hareket etmesi beklenemez, ama kredi derecelendirme kuruluşlarının seçim sonrası güçlü bir hükümet kurulması halinde ne karar verecekleri onlar açısından güvenilirliklerini ortaya koyacaktır. Ancak bu gidişat not artışından vazgeçtim, notumuzu aşağı çevirme hevesi içinde olduklarını gösteriyor. İnşallah yanılırım.
ANADOLU KAPLANLARI BORSA'DA
Hafta içinde SPK Başkanı Vedat Akgiray, 1-2 hafta içinde 40 ila 60 şirketin İMKB gözetiminde kurulacak serbest işlem platformunda işlem görmeye başlayacağı açıklamaları yaptı. Buna göre ortaklık yöntemiyle hareket eden halka açık ama Borsa'ya kote olmayan ortaklıklar Borsa'da farklı bir ortamda işlem görmeye başlayacak. Fiyat marjı olmayan, müzayede sistemi ile belirlenecek fiyatlar İMKB teknik yapısı kullanılarak farklı bir işleyiş içinde Borsa'ya direkt kote olacaklar.
Petrolü 150 dolara zıplatan manipülatörlere inceleme
Dünyada petrol fiyatları tıpkı 2008 yılındaki gibi yükselişe geçti ve nisan ayında 127 dolara kadar tırmandı. ABD Doları'nın gevşek para politikalarının etkisiyle zayıflaması yükselişte yine başrolü oynarken Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yeni dizayn operasyonları da yükselişe ekstra katkı yaptı. Nisan ayında rekora adım adım yaklaşan petrol, mayısta 105 dolara kadar indiyse de geçen hafta paritede yaşanan 4 puanlık yükselişle 6 dolar birden yükselerek 115 doları aştı. Petroldeki artışa rağmen OPEC ülkelerinin arz artışına gitmemesi akıllara 2008 yılındaki oyunları yeniden getirdi. 2008 yılında ne olmuştu, bir hatırlayalım. ABD ve Avrupa kökenli yatırım bankaları vadeli piyasalarda yükselişi körükleyerek petrol fiyatlarını bir buçuk yıl içinde 50 dolardan 150 dolara taşımışlardı. Stratejilerinde petrole olan talebi öne sürmelerinin dışında fiyatların 200 doları aşabileceği spekülasyonları etkili olmuştu. Lehman, Goldman Sachs, Jp Morgan, Merrill Lynch gibi yatırım bankaları da 200 doları işaret ederek piyasaları etkilemişlerdi. Buna karşılık OPEC ülkeleri de fiyatlardaki yükselişe karşılık arzı artırmaya yanaşmamışlardı. 2008 yılında ilgi çekici bir gelişme akıllarda petrolde yaşanan büyük oyunda bir büyük oyuncuyu gündeme getirmişti. Norveçli petrol milyarderi John Friedriksen'in karşılıklı oyunlarla arz sıkıntısı varmış gibi göstererek fiyatları yukarı oynattığı SEC tarafından dile getirilmişti. Bu olaydan üç yıl geçti ve inceleme henüz başlatıldı. Emtia piyasalarının tamamında oynanan oyun devam ediyor. Petrolden pamuğa, kahveden gümüşe birileri çok rahat bir şekilde bu piyasada at koşturuyor.
Selim Işıklar/Zaman

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yabanci-raporlari-ile-ne-amaclaniyor/315931