Cari açık bahanesiyle başlatılan satış dalgası, yabancı bankaların birbiri ardına yayımlanan raporlarıyla körükleniyor. Üstüne AK Parti'nin tek başına iktidarı yakalayamayacağına yönelik asılsız anket ve analizlerle tuz-biber ekiliyor.
Siyasi istikrar ve sağlam ekonomik yapısıyla küresel krizden hızla çıkan Türkiye'ye 12 Haziran'daki genel seçimler öncesi finansal saldırı başladı. Asılsız anket ve değerlendirmelerle AK Parti'nin oy kaybına uğrayıp tek başına iktidarı kılpayı elde edeceğine ilişkin yorumlar ve cari açık bahanesiyle Türk ekonomisini kötü gösterme gayretlerine uluslararası yatırım bankaları da raporlarıyla destek verince piyasalarda olumsuz hava hakim oldu. Amerikan yatırım bankası JP Morgan'ın Türkiye hisse senetlerinin ağırlığının azaltılmasını tavsiye etmesiyle artan yabancı çıkışları dolar ve faizin yükselmesine, İMKB'nin ise yüzde 3'e yaklaşan değer kaybına sebep oldu. Dolar 1,61 TL, tahvil faizi yüzde 9'un üzerine tırmanırken Borsa, yüzde 2,11 düşüşle 62.407'den kapandı.
Mayıs ayı başında Türk piyasalarında olumlu bir hava hakimdi. Yabancılar başta olmak üzere çoğu bankacılar ve piyasa uzmanları, genel seçimlerin ardından siyasi istikrarın devam edeceği, 12 Haziran'dan sonra Türkiye'nin kredi notunun artacağı değerlendirmelerini yapıyordu. 3-4 Mayıs tarihlerinde İMKB endeksi 70 bin seviyelerini görürken kısa sürede rekor kırılacağı dillendiriliyordu. Dolar 1,5 liranın, faiz de yüzde 8'in altına düşmek üzereydi. Ancak geçen yılın ilk üç ayında 10 milyar dolar olan cari açığın 2011'in aynı döneminde 22 milyar dolara yükseldiğinin açıklanmasından sonra her şey tersine döndü. Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlere rağmen piyasalarda negatif hava oluşturma gayretleri gözlerden kaçmadı. Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun 'cinayet'le suçladığı spekülatörler, bu kez Türkiye'yi hedef aldı. Önce uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs, "Türkiye'de sat, Rusya'da al" şeklinde rapor yayınladı. Ardından seçime sayılı günler kala CHP şok bir iddia ortaya attı. CHP'nin ekonomi politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "İlk defa hayretle görüyorum. Bugün bazı yatırımcı raporlarında 'Eğer AK Parti çok büyük çoğunlukla iktidara gelirse çıkın' ifadelerini görmeye başladık." dedi. Bankacı ve analistlerin "hiçbir yerde okumadık" dediği bu iddiayı yine asılsız bazı anket ve siyasi analizler takip etti. Rusya'nın etkili devlet ajansı Ria Novosti'nin desteği ile yapıldığı iddia edilen ve Parlamento seçimlerinde AK Parti'yi ikinci sırada gösteren anket başta internet olmak üzere medyada yayımlandı, dün ise Cumhuriyet Gazetesi'nin Beyaz Saray yetkilisine dayandırarak yaptığı "AK Parti'nin tavanı yüzde 38" değerlendirmesi, internet siteleri ve ekonomi kanallarında olumsuz havayı pekiştirmek için özellikle kullanıldı. Ekonomi haberciliği yapan bir TV kanalında "AK Parti'nin 280 milletvekili ile tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kılpayı sağlayacağı" değerlendirmesi yapıldı. Tüm bunların üzerine JP Morgan'dan Türk hisse senetlerinin portföylerdeki ağırlığının azaltılması tavsiyesi geldi. Yatırım bankası dün yayınladığı raporda, "Türkiye'de yüksek enflasyon, cari açıkta bozulma ve göreceli gevşek politikalar endişe oluşturuyor. Zorunlu karşılık oranlarındaki artırımlar banka kârlarına ilişkin tahminlerde konsensüsü aşağı çekti. Türkiye'nin portföydeki yerini 'ağırlığını artır'dan (overweight), 'ağırlığını azalt'a (underweight) düşürüyoruz." denildi. ABD'li yatırım bankası ayrıca, Migros için hedef fiyatını 37,92 liradan 23,86 liraya indirdi. JP Morgan raporunun ardından İMKB'de satışlar hızlanırken, endeks yaklaşık yüzde 3 kayıpla 61 bin 854 puana kadar düştü. Son dakikalarda gelen tepki alımlarına rağmen endeks yüzde 2,11 düşüşle 62 bin 407 puana geriledi. Dolar 1,6125 TL, faiz yüzde 9,05 seviyesine kadar tırmandı. Ata Yatırım Fon Yönetim Müdürü Serdar Pazı, endeksteki düşüşte JP Morgan'ın raporunun da etkisinin olduğunu belirterek, "Raporda bankaların kârlarıyla ilgili tahminlerin aşağıya çekilmesi var. Bu etkili oldu." dedi. Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert de, "MB'nin faiz kararı öncesinde zaten cari açık kaygıları ile çıkış vardı, faiz kararı sonrasında ise yabancılarda MB'nin piyasanın gerisinde kaldığı algılaması güçlendi. Bugün de bu algılamanın sürdüğünü görüyoruz. Öte yandan yabancı bir kurum tarafından çıkarılan rapor da negatif algılamaya katkıda bulundu." dedi ve ekledi: "Tahminen hafta başından bu yana döviz tarafındaki çıkış 1 milyar dolar civarıdır. Bu çıkışa karşılık yerli yatırımcılar hemen hemen hiç satış yapmıyorlar. Negatif algılama ile yerli yatırımcı satış için bekliyor, kuvvetle muhtemel 1,63-1,65 aralığında satışa geçeceklerdir. Öte yandan işlem hacminin düşük olduğu bono tarafında da ciddi çıkış var."
İnfo Yatırım Analisti Selim Işıklar ise kasım ayından bu yana satışa geçen yabancı yatırımcıların Türkiye'yi her fırsatta kötülediğine dikkat çekti. Işıklar, şu değerlendirmeyi yaptı: "Garanti Bankası'ndan Amerikan GE'nin çıkması, o grubu temsil eden fonların bakış açılarını değiştirdi. Türkiye'de seçimlerden tek başına iktidarın çıkacağının belli olması, IMF ile anlaşmamasına rağmen krizden çıktığının bilinmesine rağmen petrol fiyatlarındaki anormal yüselişten kaynaklanan cari açığı abartmaya başladılar. Kredi notunu artırmayı bırakın, düşürmeyi planlıyorlar. Müthiş bir baskı var. Dün de JP Morgan'ın raporu çıktı. Yabancıların raporları abartılı, hatta art niyetli. Migros için hedef fiyatını 37,92 liradan 23,86 liraya kadar indiriyor, bu kadar uçurum mu olur? Küresel krizde satın dediği hisselerde daha sonra 5 kat artışlar oldu. Seçimler öncesinde Türkiye'deki olumlu havayı bozmak isteyen fonlar var. Türkiye'yi kötü gösterip felaket tellallığı yapıyorlar." zaman