Endeks için NÖTR görüşümüzü devam ettiriyoruz.
İlk çeyrek karları hayal kırıklığı yaratmadı: İlk çeyrek finansal sonuçları sanayi şirketlerindeki momentumu açıkça gösteriyor. 3Ç10’dan itibaren sanayi üretimi rakamlarında sürekli devam eden artış sanayi şirketleri operasyonel performansındaki güçlenmeyi açıklıyor. Diğer taraftan, banka kar performansları, TCMB’nin zorunlu karşılık oranlarında artışa gitmesiyle, zayıf kaldı. Bankalarda ilk çeyrek karları beklenenden hafif iyi olsa da karlılıkta yıllık bazda ilk çeyrekte %9 düşüş gerçekleşti.
Sert bir düşüşe doğru mu gidiyoruz? Şubat ortasında endeks için önerimizi aşağı revize ederek Nötr’e indirmemizin ardındaki nedenler (bankaların ilk çeyrek karlılıklarına ilişkin zayıf beklentiler, kısa vadeli katalizör eksikliği vb.) hala geçerliliğini koruyor. İMKB‐100 endeksi son üç ay içerisinde 60.000 – 67.500 aralığında dar bir bantta hareket etti. Bize göre her iki yönde de olası bir kırılma hemen gerçekleşeceğe benzemiyor. Bununla birlikte aşağı yönlü risklerin daha ağır bastığını düşünüyoruz. Şöyle ki:
I – Cari açığın 2011’de GSYİH’nin %8’ini aşma ihtimalinin olduğu bir ortamda, cari açıktaki hızlı yükseliş, cari açığın finansman kalitesindeki bozulma, finansal istikrara dair endişeler piyasada en öncelikli konular olarak gündemin tepesine oturdu. Piyasadaki genel beklenti, seçim sonrasında daha sıkı tedbirlerin alınacağı yönünde. Benzer şekilde, Hükümetin seçimden sonra cari açığı kontrol etmek maksadıyla bütçeyi daha da sıkması kuvvetle muhtemel (bu noktada hatırlatmak isteriz ki, ekonomideki yüksek hareketlilik sene başında %4 seviyelerinde olan büyümebeklentilerinin %5’in üzerine çıkmasını sağladı. Cari açık beklentileri de buna paralel olarak yükselen bir seyir izledi).
II – Bugüne kadar alınan ve bundan sonra alınması olası tedbirler gözönünde bulundurulduğunda, 2011 yılındaki büyümenin, yılın ilk yarısında daha kuvvetli gerçekleşeceği rahatlıkla söylenebilir. 2011’in ikinci yarısındaki yüksek baz etkisi de bu süreçte rol oynayacaktır. Ekonomistimizin tahmini, büyümenin, yılın ilk yarısında %7‐%7,5 seviyelerinde olacağı, yılın ikinci yarısında ise %4‐%4,5 seviyelerine düşeceği yönünde.
III‐ Kısa vadede, hisse senetleri için aşağı yönlü risklerin mevcut olduğu yönündeki görüşümüz, temel olarak (i) GSYİH’deki yavaşlamanın, şirket kazançlarında gözlemlenen hızlanmanın zayıflamasına yolaçacağı ve bunun da net kar beklentilerinde aşağı yönlü revizyonları beraberinde getirecek olmasına, (ii) alınması muhtemel tedbirlerin tüketici iştahını azaltıcı yönde rol oynacağına dair beklentimize, ve (iii) cari açığın tarihi zirvelerinde bulunmasına dayanmaktadır. Öte yandan, piyasa hakkındaki görüşümüzü ‘Nötr’ olarak muhafaza etmemizin ve ‘Sat’ şeklinde aşağı revize etmememizin temel nedeni ise, banka değerlemelerinin söz konusu kötü haberleri bize göre büyük oranda yansıtan seviyelerde bulunmasıdır. Bankalar ve sanayi şirketleri için 2011T Fiyat/Kazanç oranları sırasıyla 9,5 ve 11,7 düzeylerindedir ve yukarıda sıralanan ilk iki maddedeki nedenler dolayısıyla da, sanayi şirketlerinin bankalara nazaran daha iyi performans göstermeye devam etmesinin artık pek olası olmadığı kanaatindeyiz. Endeks için, takibimizdeki hisselerin hedef fiyatlarını dikkate almak suretiyle hesapladığımız 12 aylık hedef değerimiz 77.000’dir ve bu hedef %20 yukarı potansiyele işaret etmektedir.
Beğendiklerimiz – Garanti, Halkbank, ve İş Bankası beğendiğimiz bankalar arasında yer alıyor. Sanayi ve Holdinglerden ise Ak Enerji, Arçelik, Çimsa, Doğan Holding, Koza Altın, THY, Tofaş ve Türk Traktör’ü beğeniyoruz.
AK YATIRIM ARAŞTIRMA