Yunanistan’ın borçlarını yeniden yapılandırma yoluna gitmesinin, dünya ekonomisi için Lehman Brothers’ın batmasından daha da kötü bir etki yaratabileceği düşünülüyor.
CNBC editörlerinden John Carney, Lehman Brothers’ın batmasının ardından bankanın milyarlarca dolarlık tahvil ve 600,000 türev kontratını elinde tutan diğer bankaların borçlara karşı ellerinde karşılık bulundurduklarını ve bu karşılıklar nedeniyle diğer bankaların fazla etkilenmediklerini yazdı.
Ancak Yunanistan’ın yaklaşık 270 milyar euro tutarındaki borcundan 100 milyar euroluk bölümünün bankaların elinde, geri kalanının ise, merkez bankaları, sigorta şirketleri ve sosyal güvenlik kuruluşlarının elinde bulunduğu biliniyor ve bu kuruluşların Yunanistan’ın borcunu ödeyememe durumunda bu borçlar için karşılık ayırmadıkları düşünülüyor.
Bankalar açısından da benzer bir durum söz konusu. ABD’de hazine tahvillerinin yalnızca yüzde 3’ü bankaların elinde bulunurken, Avrupa’da bankalar devlet borçlarının yüzde 30’unu ellerinde tutuyorlar.
Bu durumun nedenlerinin başında, Avrupa Birliği banka sermaye kurallarının Euro Bölgesi içinde devlet borçlanmalarını risksiz olarak nitelemesi yer alıyor. Böylece bankaların daha fazla getirisi olan ve karşılık tutma zorunluluğu olmayan devlet tahvillerine yönelmeleri sağlandı.
Bankalar için bir subvansiyon olan bu durum, bankaları Yunanistan’ın borcunu ödeyememesi durumunda sermaye yetersizliği ile karşı karşıya bırakabilir. Çok miktarda Yunanistan tahvilini elinde tutan Avrupa Merkez Bankası’nın da sermayesinin güçlendirilmesi gereği ortaya çıkabilir.
Avrupa bankaları arasında hangilerinin elinde daha fazla Yunanistan tahvili tuttuğu bilinmediğinden, Yunanistan’ın borcunu ödeyememesi durumunda, bankalar arasında birbirlerinin durumunu bilememeden kaynaklanan bir borç vermeme paniği de ortaya çıkabilir.
Böyle bir durumda da Avrupa’da ortaya çıkabilecek kredi krizi ekonomik gelişmeyi tehlikeye sokabilir.
Yazdır