Yazdır

'Faizi sıfırlama' hayali!

Tarih: 02 Mayıs 2011 - 17:27

Yüksek refah içinde olan ülkelerden hiçbiri, faizleri yapay olarak düşürerek bulunduğu yere gelmemiştir.

Siyasetçinin faiz takıntısı asla bitmez.
Tuhaf biçimde, faizi yapay yollarla indirerek ülke ekonomisini güllük gülistanlık yapmak gibi
‘çılgın bir hayal’ içine dalarlar. Geçmişte buna kapılan ekonomi profesörü bir başbakan, ülkeyi sarsıcı bir krize götürmüş; ülke hem küçülmüş hem de reel faiz oldukça yüksek bir yere çıkmıştı. Oysa bugün gelişmiş olan ve yurttaşları görece yüksek refah içinde olan ülkelerden hiçbiri, faizleri yapay olarak düşürerek bulunduğu yere gelmemiştir. Faiz hep, ekonomideki doğru adımların bir sonucu olarak düşmüştür.
Başbakan Erdoğan da bir süredir tuhaf bir eğilimi seslendiriyor. Ya da hep öyleydi, şimdi yüksek sesle söylüyor olmalı. Cumartesi günü, aynen şunları söyledi: “Açık söylüyorum, bu kardeşiniz faizi netice olarak gören bir kardeşiniz değil. Bu kardeşiniz, faizi bir sebep olarak, enflasyonu da netice olarak gören bir kardeşinizdir. Enflasyon, faizin neticesidir. Hedef nedir? Hedef inşallah faizle enflasyonu aynı seviyeye getirmektir. Onu buraya indireceğiz. Faizi sıfırlamak için bunu yapmaya mecburuz. Bu adımları atacağız. Türkiye ona doğru gidiyor.”

O halde faizi düşürelim
“Bu adımları atacağız” dediğine göre doğru ya da yanlış bir tarafa, Başbakan Erdoğan bunu nasıl sağlayabilir?
Önce duruma bakalım; enflasyon, yıllık yüzde 3.99’a gerilemiş durumda. Ancak Merkez Bankası yıl sonunda enflasyon tahmininin orta noktasının yüzde 6.9 olduğunu açıkladı. Mali piyasa oyuncularının ‘resmi’ beklentisi de aynı. Merkez Bankası ise belirlediği kısa vadeli faizleri yüzde 6.25 seviyesinde tutuyor. Uzun vadeli tahvil faizleri ise yüzde 8.4 seviyesinde.
Başbakan Erdoğan’ın istediği biçimde, ‘faizle enflasyonu aynı seviyeye getirmek’ nasıl olabilir? Madem faizi düşürme hedefleniyor; birkaç yol-yöntem var. Ama bunlarla hayal kuranların karşılaşacağı gerçeklik, ilk başlangıç noktasına göre daha kötü bir durumla karşılaşmak, krize girmekten başka bir şey olmayacaktır.
Faizi düşürmek hedefse ister “Bugünkü enflasyon yüzde 4’te, faiz yüzde 6.25 ila 8.5 arasında” diyerek aradaki farkı yani faizleri düşürme peşine düşülecek, isterse “Yıl sonunda enflasyon yüzde 7’ye yakın olacaksa -ki bu sonuçtur- bugün faizi aşağı çekelim ki enflasyon düşsün” diyerek faizi düşürme peşine düşülecek demektir!

İşte ‘üç çılgın adım’
Birincisi, madem ‘faizler neden, enflasyon sonuç’, Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesi gerekecek demektir! Bunun için de “Faizi düşür, gerekiyorsa munzamı yükselt” diyerek Merkez Bankası’na telkinde bulunmak bir seçenek. Merkez Bankası’nın son dönemde giriştiği deney de buna pek uzak sayılmaz. Bu yönde daha fazla ilerlemezse yasasında değişikliğe gidilerek, Merkez Bankası Başbakan’a bağlı bir kamu bankası gibi genel müdürlük haline dönüştürülebilir. Daha parlak bir öneri: Bankayı bakan Zafer Çağlayan’a bağlarsınız! Sonrası kolay, ver talimatı düşür faizi.
İkincisi, uzun vadeli faizleri düşürmek. Bunun için de Hazine’nin bütçe nakit dengesinin bir sonucu olarak yaptığı borçlanmalarının azaltılması. Bunun bütçe disiplini ile olacağını beklemeyin. Kolayı var: Amacımız faizi düşürmek değil mi? Faiz yüksekse geçmişte yapılmıştı, Hazine ihalelerini iptal ederek bunu sağlamaya çalışabilirsiniz. Olmadı, Hazine tarafından düşük sabit faizle ve ‘tap’ yöntemle ihraç edilecek tahvillerin, genel müdürlük haline dönüştürdüğünüz Merkez Bankası’nca alınması talimatı verebilirsiniz!
Üçüncüsü, kamu bankalarına talimat verirsiniz; düşük faizlerle Hazine ihalelerine girerek tahvil alırlar. Gereken parayı da Merkez Bankası’ndan alırlar. “Parasal genişleme oluyor, iç borç parasallaşıyor” sözlerine de aldırmazsınız!
Faizi düşürecek bu üç ‘çılgın’ adımı atamıyorsanız, hayali bırakıp gerçekliğe dönmek en iyisidir: Enflasyonu düşürmek ve bütçe dengesini iyileştirmek!
Uğur Gürses- Radikal

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/faizi-sifirlama-hayali/313896