İstanbul’un bölgesel güç olma yolundaki avantajları ile dezavantajlarının tartışıldığı İstanbul Finans Merkezi Konferansı’nda, cazibe merkezi olmanın hata yapmamakla bağlantılı olduğu belirtildi.
Dünyanın dört bir yanından gelen piyasa uzmanları, İstanbul’u bölgesel bir finansal güç olarak nasıl gördüklerini tartıştılar. İstanbul’un coğrafi konumu ile ülkenin ekonomik ve siyasi istikrarının birer avantaj olarak gösterildiği toplantıda, uzmanlar, ‘Herkes finans merkezi olmak istiyor. İstanbul’un gücü nerde? Bunun nesi farklı olacak? Bu mesajı insan görmek istiyor. Soru işareti getirecek şey de bu’ görüşü ile , İstanbul’un farkının net olarak ortaya konması gerektiğini belirttiler.
2001 bankacılık krizinden yara almadan çıkan Türkiye için ‘öldürmeyen darbe güçlendirir’ benzetmesinin yapıldığı toplantıda, ülkenin son 10 yıldaki gelişiminin de umut verici olduğu kaydedildi.
Finansal krizin, yükselen piyasalarda imajı zedelediğini belirten Citicorp Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yeni Piyasalar Başkanı Hamid Biglari, benzer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye’nin bankacılık sektörünün, kriz sırasında dayanıklı bir yapı sergilediğini ve krizin sonundan itibaren 2010 başına kadar İMKB’nin yüzde 29 yükselme kaydettiğini dile getirdi.
Türkiye’nin global ekonomik krizden etkilenmemesinin nedenin, 2001 finansal krizinden alınan dersler olduğunu kaydeden Biglari, hükümetin bankalara ek destek sağlama durumunda kalmadığını söyledi.
Finansal merkez olma yolunda İstanbul, Moskova ve Dubai olmak üzere üç tane rakip olduğunu dile getiren Biglari, İstanbul’un son 10 sene içerisinde kendisini farklı kıldığını belirtti.
Siyasi ve ekonomik istikrar, hukukun üstünlüğü, güvenilir vergi piyasası, şeffaflık, ulaşımda kolaylık, nakite ulaşma ve profesyonel kadrolaşma bileşenlerinin finansal merkez olmanın temel gereklilikleri olduğunu kaydeden Biglari, üç şehrin de hepsini birden sergilemesinin mümkün olmadığını söyledi. Yedilik listedeki gerekli alanlara dikkat yönelten şehrin avantajlı çıkacağını vurguladı.
McKinsey Global Enstitüsü Direktör ve Kıdemli Ortağı Richard Dobbs, yaptığı konuşmada, İstanbul’un başka finans merkezleriyle rekabet edebilmesi için verginin düşürülmesi gerektiğini belirtti.
İstanbul’un diğer tasarruf merkezlerinin gelebileceği cazibeyi sağladığı takdirde çok güçlü bir finansal merkez olabileceğini kaydederek ‘Üstüne bina kurabileceğiniz sağlam bir yurtiçi ekonomi var’ dedi.
Aviva Europe Bana Sigortacılığı Direktörü David Angulo ise küresel finans krizi öncesinde Londra’nın küresel finans merkezleri sıralamasında açık ara önde olduğunu fakat hükümetin yaptığı yanlışlıklardan ötürü diğer şehirlerle arasındaki farkın kapandığını belirtti.
İstanbul’un öncelikli sağlaması gereken bileşenin, hukukun üstünlüğü olduğunu belirten Angulo, hukuk konusunda yapılan küçük bir hatada yatırımcının parasının anında kaçacağını söyledi.
Konuşmasında, düzenleyici ve denetleyici otoritenin de önemine değinen Angulo, düzenleyici kurumun dostane ve net bir ortam yaratması gerektiğinin önemini vurguladı.
Ayrıca, İstanbul’un finans merkezi olması için kamu ve özel sektörün birlikte çalışması gerektiğini belirten Angulo, Toronto’nun kamu ve özel sektör işbirliğini en iyi şekilde ortaya koyarak mükemmel bir finans merkezi haline geldiğini söyledi. Angulo, hala katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu ve bu mesafenin ancak özel sektör kamu işbirliği ile giderilebileceğini kaydederek İstanbul’un , yarışın galibi olabileceğini belirtti.
Bir basın mensubunun, ‘İstanbul’a 10 üzerinden puan vermeniz gerekse kaç verirsiniz’ sorusuna uzmanların cevap vermekten kaçınması kafaları karıştırdı.
Gazeteport
Yazdır