Osman AROLAT / AROLAT' tan
Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, yüzde 20 sermaye rasyosuna ulaşan Bankacılık sektörünün sıçrama noktasında olduğunu, çevre ülkelere açılabilme konusunda BDDK'nın araştırma sonuçlarının yol gösterici olduğunu söyledi. 2011 yılında İstanbul Finans Merkezi çalışmalarında somut adım atılmasını beklediklerini dile getirdi.
Finans editörümüz Ece Ceyhun ve Genel yönetmenimiz H akan Güldağ ile birlikte Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası genel müdürü Ersin Özince, ile bankacılık üzerine bir sohbet yaptık. Özince, sektördeki gelişmeleri anlatırken, " Bankalarımız yüzde 20 sermaye yeterlik rasyosu ile sıçrama noktasına gelmiştir" diyerek büyüme imkanları olduğunu sektörün önünün açılması gerektiğini belirtti. Özince, 2011 yılında Orta Vadeli Program kadar önemli olduğunu söylediği, Istanbul Finans Merkezi projesi için artık bilfiil harekete geçilen yıl olmasını beklediklerini, mali sektörün büyüme potansiyelini realize etme isteği açısından bunun çok önemli olduğunun altını çizdi.
Özince, sohbetimiz sırasında sektörleri açısından önemli bazı değerlendirmeleri bizimle paylaştı:
-Türkiye mali sektörü büyüme potansiyelini realize etmeye niyetli. Türkiye eline geçen fırsatı henüz kullanamadı ve tam tersine izlenimler vermeye devam ediyor kanatini veriyor. Sadece Bankacılık sektörünün değil, sermaye piyasaları ve borsalarının alt yapısının da şimdiye kadar geliştirilip yurt dışına açılması gerekirdi.
-BDDK yurt dışında yatırım yapmak isteyen bankalara destek olacaklarının bazı sinyallerini verdi. Doğrusu konuyu incelediklerini ve sonucunda Türk bankalarının yörede yatırım için yakın zamanda bu konuda bir değerlendirmelerini ortaya koyacaklarına inanıyoruz.
-Madem ki bu ülkede bankacılık yüzde 20 sermaye ile yapılıyor. Bence derhal sıçramayı ülke politikası yapmalıyız. Bu sermaye ile içeriyi ısıtmayalım.'Isındık, yandık' diye kaygı duyacağımıza, kapasiteyi daha geniş nasıl kullanırız buna bakmamız lazım. Bu sermayenin önünü açtığımız taktirde fırsat bekliyor. 'Çevreye gidin' dediler. Tamam biz de gidiyoruz. O ülkelerin kimisinde ahbap görüyoruz. Ama artık bizim yörede mali sektörü en gelişmiş, gelişmeye en namzet ülke olarak bu sermaye üzerine bazı politikalar kurmamız lazım. Bunu yabancılar nasıl yapmışlar, 'mütekabiliyet' demişler. Türk bankacılık sektörü gerçekten bir eşiğe geldi. Önünün kurallı olarak açılması lazım.
-'Biz TOBİN vergisi koyamayız' diyorlar. Kaldırın o zaman bankacılık sektörü önündeki Tobin vergisi benzeri bütün vergileri. Tobin'e benzer bütün vergileri harçları kaldırın. Tobin vergisi koymayacaksak, niçin sürekli bir vergi koyduk henaüz gelişmekte olan bankacılık sektörüne.
-Avrupa bankacılığının alacağı şekli ilgiyle ve endişeye benzer hassasiyetle izliyoruz. Bunun Türk bankacılığını etkileyeceği kanaatindeyim. Türkiye'de bazı bankaların örneklerinde görüldüğü gibi sahipliği değişebilir. Avrupa bankalarından bazıları Türkiye'de değil ama Türkiye ve Türkiye dışındaki aktiflerini satmak zorunda kalabilir veya satmak arzusunu ortaya koyabilir.
-Bankalarımız hiç tereddütsüz yatırım yapmaya devam edecekler. 2011 yılında reel anlamda bilanço büyümelerini devam ettirirler. Yüzde 10-15'lik reel olarak büyüme olması lazım.
Özince, ayrıca sohbet sırasında büyümenin kalite odaklı olduğunu belirterek, " Üretime ve istihdama dayalı bir büyüme yapmadıktan sonra, kalitesiz bir büyüme boşu boşuna kilo alıp da obez ekonomi olacağımıza ki, o kaygıların olmasını sigorta olarak görüyorum, kaygıya rağmen iş yapıyorsa iyisini yaparız inşallah" diyerek bir yandan büyüme ile ilgili kaygısını dile getirirken, bir yandan da bu yönde olumlu gelişmeler olabileceğinin altını çizdi.
Özince, İş bankasının kriz döneminde son iki yılda 3500 kişiyi işe aldığını, 23 bin 653 çalışan ile en büyük istihdama sahip banka olduğunu, yeni yılda 1133 olan şube sayılarını 1200'e çıkarma amaçlarında olduğunu da söyledi.
Dünya
Yazdır