İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt ve Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, yılın son günlerinde sektörün son durumunu ve gelecek projeksiyonlarını açıkladı. Blomberg HT’ni konuğu olan üç genel müdürün değerlendirmeleri şöyle:
Yabancıların ilgisi, akan sıcak para, kredilerdeki artış ve balon riskiyle ilgili sorulara yanıt veren Ersin Özince, “Sektör olarak da bankalar bazında da kredilerde sürekli bir artış söz konusu, ama perakende bankacılıkla ilgilenen bankalarımızın hepsinde yüzde 28 artış görüyoruz. Buna karşın kredi piyasasının halen sığ olduğunu hane halkı borçlanmasının da son derece az olduğunu düşünüyorum. Marjinal bakıldığında her türlü ekonomik dalgalanmaya karşı mikro makro tedbirler alınacaktır alınmalıdır buna hayır diyecek halimiz yok. Ama kesin olan Türkiye’de bankacılık piyasası daha çok gelişmek durumundadır. Türkiye’nin öyle noksanlıkları var ki; perakende bireysel kredi yeni başladı ülkemizde gelişmiş ülkeler kadar tarihi yok. Konut kredisi için daha yolun başındayız. Ve bunların marjinal artışlarını yönetemeyeceksek o zaman bizim ülkemizin olgunlaşması asır alır” dedi.
Özince, banka kredilerinde hala sektörün emekleme döneminde olduğunu da belirtti.
KREDİ ARTIŞI DEVAM EDECEK
Aynı soruları yanıtlayan Ergun Özen ise şöyle konuştu:
“Talebin bireysel bankacılıkta KOBİ’lerden gelmesi oldukça normal. Ama ticari ve kurumsal krediler dediğimiz yatırımlar son zamanlarda başladı açıkçası. Satın almalar başladı enerji sektöründe ciddi yatırımlar başladı, bankacılık sektörü olarak kurumsal kredilerde artış olmaya başladı. Yüzde 25 oranın da büyüyen kredilerden bahsediyoruz. Yüzde 25'in de çok fazla olduğunu düşünmüyorum. Merkez Bankası zaten ayrı bir ısınmadan bahsetmiyor, evet kredilerde bir artış var, ama şu anda çok fazla değil. Kredilerdeki artışa trend olarak bakıldığında gelişmekte olan bir ülke bankasıyız ve bizim daha çok yolumuz var.”
Özen sıcak para akışı ve son dönemde alınması gündeme gelen tedbirlerle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: “Yurtdışında para genişlemesi FED’in girişimleriyle devam ediyor. Para var, gelişmekte olan ülkelerde bu Türkiye ye gidecek. Cari açık sorunu TL baskıda kalabilir ama mevcut büyümemiz iç talep kaynaklı bir büyümedir dış talep kaynaklı değil 2011’de de böyle devam edebilir. Merkez’in açıklaması bankacılık kredilerine yönelik bir açıklama değil daha çok cari açığa yönelik açıklamalardır.”
BU DÖNEMDE BÜYÜMEZSEK BAŞKA NE ZAMAN BÜYÜYECEĞİZ
Tüketici kredilerinin daha hızlı gitmesinin normal olduğunu söyleyen Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt ise “Çünkü krizinden dolayı kaybedilmiş bir tüketici güveni vardır bu geçtiğimiz trend normaldir. Biz eğer bu dönemde büyüyemezsek başka ne zaman büyüyeceğiz. Çok fazla evhamlanmamak lazım. Bana göre bizim bir anda yurtdışında Türkiye ye girmemesi çeşitli finansal araçlar vasıtasıyla fonların Türkiye’ye gelmesi lazım. Bir kere bu cari açık sorununu çözmemiz lazım. Cari açık gelişmekte olan ülkelerin kaderidir. Bunun yolu da gidip bir senelik krediler değil sermaye piyasasından sağlayacağımız uzun vadeli fonlarla olur. Yurtdışından fon sağlamayalım sağladığımız fonlara da stopaj zorunlu karşılık gibi şeyler gelince bir anda maliyetlerimiz artıyor maliyetlerimiz artınca bunlar bir şekilde tüketiciye veya sanayiciye yansıyor. Bu sefer yüksek maliyette borçlanmaya başlıyoruz Yarın öbür gün belki biz bu masada Türkiye’nin rekabet edebilmesini konuşacağız bütün alınan önlemler cari açığın fazlalaşması ve ısınmasıyla ilgili ise bu kredileri engellemekten geçmez bunun başka yöntemleri vardır.”
EN FAZLA ENERJİYE PARA ÖDÜYORUZ
Konuyu kredilerden son günlerde Türkiye’nin gündemine oturan enerji konusuna getiren Akkurt bu konuda da şu açıklamaları yaptı: “Öncelikle Türkiye nerden neyi kaybediyor en fazla enerjiye fatura ödüyor. Enerji konusunu düşünmemiz lazım. Biz hala yüzde 50-55 elektriğimizi doğalgazdan üretiyorsak yurtdışındaki siz zaten yurtdışına temin ettiğiniz ülkeye teslim olmuş durumdasınız demektir. Enerji tasarrufuna bakılması lazım.
Makine ithalatının önüne geçilmemesi lazım yabancı sermaye davet edilmeli. Bankaların özel sektörün yurtdışından rahatça uzun vadede borçlanmasının önü açılmalı ki biz bu cari açığı sıhhatli bir şekilde finanse edelim.”
TASARRUF TEDBİRLERİ ORTAK ALINMALI
Tasarruf konusunda sözü alan Ersin Özince de, Türkiye tasarruf açığının kökeninde kamunun olduğunu belirtti. “Alınacak önlemlerin yalnızca bireyler ve özel sektörle ilgili olması yeterli değil” diye Özince, “Eğer önlem alınacaksa, özeli de kamusu da almalı. Türkiye büyürken özel sektörün lokomotifi ile mi büyüyecek, yoksa kamuyla mı büyüyecek? Alınan önlemler hükümet ile birlikte alınmalı.”
KOMİSYON ORANLARI YÜKSEK DEĞİL
Arttırılan KKDF oranlarıyla ilgi soruyu da yanıtlayan Akkurt, açıklamalarına şöyle devam etti: “27 senelik bankacıyım hep kurlardan şikayet edilir. Bizim ihracat yapabilmemiz için yurtdışı ile rekabet edebilmemiz sadece basit bir şekilde kura bağlanmamalı. Baştan sona elden geçirilmesi gereken bir konudur. Sadece kurları düşünmemek gerekiyor. KKDF ve artışı yüksek. Türk bankacılığının yüksek komisyon aldığına inanmıyorum. Bunu eleştirene yurtdışından bir bankadan alının hizmet in kalitesi i nede karşılığında alınan komisyon ve yüksek komisyon aynı değildi. KKDF hükümet politikasıdır, bunu da tüketici ödeyecektir. Ama ben KKDF artışının kredi kullanımını engellemek yerine ek olarak bütçe ye gelir sağlaması amacıyla konulduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde geriye yönelik kullanılmış kredilere yapılmaz Tartışmaları doğru yerde koymak lazım.”
Aynı zamanda Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı olan eEsin Özince’de kredi kullananların büyük tepkisine neden olan KKDF artışıyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “İş Bankası’nda şubeden havale yapmak pahalıdır. Alt yapı ve insan gücü kullanılıyor. Ancak ATM’den yaparsınız benim bankamda 3 lira. İş Bankası bedava diye reklam veriyor taksiye binmeye gerek yok. Serbest piyasa ekonomisinde fiyat tartışılacak ama ilgili taraflar arasında tartışılıyor. Bankalar sadece komisyon almaz, verirler de. Biz rekabet eden bir piyasanın içindeyiz. Müşteri masraf komisyon konusunda doğru bilgilendirilmeli.”
Genel müdürler, BDDK’nın geçmişten bugüne aldığı tüm tedbirlerin sektörün rehabilitasyonu ve bugünlere gelmesinde önemli katkılar sağladığını dile getirdi.
FAİZLERİN ARTIRILMASI İSTENİYOR
“Peki 2011 yılında faizler ne olacak?” sorusuna ise Ersun Özince’nin yanıtı şöyle oldu: “
Merkez Bankası uyguladığı politikalarla bizim faizleri yükseltmemizi istiyor. Kredi faizleri biraz artsın isteniyor, böyle bir şey mevcut politikalarla kolay gerçekleşmez ama hale hazırdaki tedbirlerle de söz konusu olmaz.”
2011’DE FAİZLER GERİLER
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen de bu konuda şu açıklamayı yaptı: “Merkez Bankası baz senaryosuna göre önümüzdeki 3 yıl içerisinde faizler tek hanede kalacak.. Senaryo 1’de ise para politikasında biz düşüş bekleyeceğiz demektir. Zamanlama konusunda MB’nin cari işlemler kaygısı halen geçmedi. 2011’de şu çok net; faizlerde daha da düşme olabilir. Munzam karşılıklarda beklediğimizden daha fazla artabilir.”
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt ise bu ortam devam ederse 2011’de faizlerin bugünkü seviyelerde kalacağını söyledi. Hatta daha da aşağılara gelebileceğini belirten Akkrut, “2011’i böyle atlatabiliriz. 2012 dünyada enflasyonist bir senaryo görebiliriz. Bugünden bazı şeyleri göremeyiz her şey her an değişebilir” şeklinde konuştu.
YURTDIŞINDA BÜYÜME DEVAM EDECEK Mİ?
Yurtdışı yatırımları konusunda bilgi veren Akkurt, satın alma ya da şube açma gibi düşüncelerini olmadığın söyledi.
Ergun Özen’de Romanya’da 75 şubeye çıktıklarını belirterek, karlı bir yer olmazsa yatırım yapmayacaklarını vurguladı.
Ersin Özince ise yurtdışında büyüme stratejilerinin devam edeceği mesajını verdi. Banka müdürleri not artırımı konusunda ağız birliği etmişçesine Türkiye’nin hakkını yendiğini belirterek artırımın “dün” yapılmış olması gerektiğinin altını çizdiler. Ersin Özince, not artırım sisteminin tamamen iptal edilip yeni bir sistem kurulması gerektiğini ifade etti.
Yazdır