Türk Ekonomi Bankası (TEB), 2 yeni ana para korumalı fon arz edecek.
TEB Portföy tarafından yönetilecek ve TEB Koruma Amaçlı Şemsiye Fonu'na bağlı olacak fonlar için talep 11–20 Nisan tarihleri arasında toplanacak.
B Tipi yüzde 100 Anapara Koruma Amaçlı 19. Alt Fon'un vadesi 1 yıl olacak. Fon, BNP Oscillator Emtia Endeksi'nin içinde yer alan 19 farklı emtianın fiyatlarının yukarı yönlü hareketine göre yatırımcısına getiri sunacak. Yatırımcılara BNP Oscillator Emtia Endeksi'nin getirisine, yüzde 60 ile yüzde 90 arasında katılma şansı sunan fon, aynı zamanda vade sonuna kadar kalan yatırımcının anaparasını vade sonunda koruma altında tutuyor.
B Tipi yüzde 100 Anapara Koruma Amaçlı 20. Alt Fonu da 1 yıl vadeli olacak. Fon, avro/TL, avro/Brezilya reali, avro/Kanada doları ve avro/Norveç kronu döviz kurlarının avroya karşı değerlenmesinden belirli bir oranda yatırımcının yararlanmasını sağlayacak. Fon için getiriye katılım oranının yüzde 90 ile yüzde 110 arasında olması öngörülüyor. Vade sonunda bu 4 kurdan avroya karşı en fazla değer kazanan ikisinin ortalaması fonun getirisini oluşturacak ve yatırımcı fonun katılım oranı doğrultusunda getiri elde edecek.
Fon oluşturulurken özellikle gelişmekte olan ve gelişmiş piyasalardan oluşan ülke kurlarının avroya karşı değerlenme potansiyeli en yüksek olanlar arasından seçilmesine dikkat edildiği belirtildi.
TEB Portföy Genel Müdür Ömer Yenidoğan, fonların tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, yeni fonlarla sektördeki ''yenilikçi ve öncü rollerini daha da pekiştireceklerini'' düşündüğünü ifade ederek, ''Korumalı fonların yanı sıra sektöre yaratıcı ve farklı ürünler kazandırmaya devam edeceğiz. Mesela ilk serbest fonumuzu (hedge fon) ikinci çeyreğin sonuna kadar halka arz etmeyi planlıyoruz. Serbest fondaki getiri beklentimiz aylık mevduatın üzerinde olacak'' dedi.
Banka nezdindeki birleşmeyi tamamladıklarını hatırlatırken, portföyde de şu anda hukuksal süreçte olduklarını, SPK'ya ilk başvuruyu yaptıklarını, çalışmaların devam ettiğini, hedeflerinin bu yılın ikinci çeyreğinin sonunda portföy yönetim şirketinde birleşmeyi tamamlayabilmek olduğunu belirten Yenidoğan, ''2 portföy yönetim şirketi olarak çeşitli konularda ortak çalışmalar yapmaya başladık. Yeni şirket, pazardaki grubumuzun hedefine en yakın olan şirketlerden bir tanesi. Şu anda pazar payımız yaklaşık yüzde 5 civarında. Biz bunu (portföy yönetim iş kolunda) önümüzdeki dönemde, en geç 2013'de yüzde 7'ye çıkarmayı planlıyoruz ve 5. en büyük portföy yönetim şirketi olmayı öngörüyoruz'' diye konuştu.
Şu anda sektörde emtia ürünlerine yönelik ciddi bir hareketlilik olduğunu ve birçok kurumun emtia üstüne anapara korumalı fon yarattığını ifade eden Yenidoğan, dünyada enflasyon dönemine girildiğini, dolayısıyla emtia fiyatlarında artış beklendiğini, özellikle döviz cinslerinde avronun olması gerekenden daha pahalı olduğunu ve önümüzdeki dönemde avronun belli diğer döviz kurlarına değer kazanmasının öngörüldüğünü anlattı.
Daha önce en önemli enstrümanın mevduat olduğunu vurgulayan Yenidoğan, insanların, tasarruflarını enflasyon üzerinde getiri sağlayabilmek için farklı enstrümanlara yatırım yapmak, farklı riskler almak zorunda kaldığını, bu nedenle anapara korumalı fonlar ve benzeri ürünlerin çok önemli yer tutacağını söyledi.
Şu ana kadar 25 tane anapara korumalı fon çıkarttıklarını, ilk 5 oyuncudan biri olduklarını ve anapara korumalı fon pazarında yüzde 10 pazar payları bulunduğunu belirten Yenidoğan, en çok kazandıran fonlarının emtia fonu olduğunu, bu fonun geçen yıl müşteriye 18 brüt, 15,5 net kazandırdığını bildirirken, müşterilerin tasarrufları içinde yüzde 20-25'lik anapara korumalı fon olması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.
Yurt dışından Türkiye'ye yatırım yapan fonların yönetimini Türkiye'den yapmak istediklerini, bu konuda çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Yenidoğan, '' Yurt dışından da Türkiye'ye yatırımın çok ciddi artacağına inanıyoruz. Bu bağlamda da yurt dışında kurulu fonların Türkiye'den yatırımını veya danışmanlığını yapmayı düşünüyoruz'' dedi.
Türkiye'nin yıllar yılı önündeki en büyük probleminin risk primi olduğunu, Türkiye'nin risk priminde son yıllarda önemli gelişmeler meydana geldiğini belirterek, çeşitli belirsizlikler ortadan kalktıktan sonra hem içeride hem dışarıda Türkiye'nin artık yatırım yapılabilir ülke seviyesine geleceğine inandıklarını ifade eden Yenidoğan, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin bu yılın ikinci yarısında en önemli zorluklarından bir tanesi dünyada yaşanılan enflasyonun Türkiye'ye nasıl ithal edilmemesi... En büyük şansızlıklarımızdan bir tanesi ham madde konusunda zayıf bir ülkeyiz. Türkiye olarak en olumlu şeylerimizden bir tanesi yatırım yapılabilir ülke noktasına gelmekken en büyük risklerimizden bir tanesi de enflasyon ithal etmek olacaktır. Yatırım yapılabilir olma cari açığın finansmanını kolaylaştıracaktır. Türkiye'nin bu yıl yatırım yapılabilir bir ülke olmama ihtimalini çok düşük görüyorum. Türkiye kendi krizini yaratmazsa bizim yatırım yapılabilir bir ülke olmamamız için bir izah yok.''
PİYASA BEKLENTİLERİ
Faizin 8,5-9 seviyesine, enflasyonun 5,5-6 seviyesine geldiğini, ciddi bir reel getiri olduğunu, bu nedenle de yabancıların bono aldığını belirten Yenidoğan, 2011'e ilişkin şu öngörülerde bulundu:
''8'lerin altında bir bileşik faiz zor gözüküyor. 8,5-9 bandında bir faiz olur düşüncesi içindeyiz. Önümüzdeki dönemde bankalarda çok ciddi bir gelir artışı beklemediğimiz noktasında Borsa'nın da çok yukarı gideceğini düşünmüyoruz. 60-70 bin bandında yılı geçiririz diye bir düşüncemiz var. Öngörümüz avronun belli bir dönem sonunda biraz daha kuvvetli kalacağı, ama daha sonra avronun değer kaybetme yönüne gidebileceğini düşünüyoruz. Eğer Türkiye mevcut ekonomik dengelerini devam ettirirse ciddi ve makul büyüme gösteren bir ülke haline gelecek.''
Ömer Yenidoğan, Merkez Bankasındaki başkanlık değişimine ilişkin bir soru üzerine, Merkez Bankasının kısa vadede bir politika değişikliğine gideceğine inanmadığını ifade ederek, ''Merkez Bankası ancak seçimlerden sonra hükümetin uygulayacağı mali politikalara paralel olarak veya onların ışığında ayrı veya farklı bir politika güdebilir'' dedi.
Verilen bilgiye göre, TEB ve Fortis bankalarının birleşmesinin ardından yeni TEB'in anapara korumalı fon hacmi 300 milyon TL'ye yaklaştı. Bankaların birleşmesinin ardından müşterilerine ilk defa anapara korumalı fon sunan TEB, bu yeni fonlarıyla yatırımcılara anapara kaybetme riski almadan, isterlerse emtia piyasalarına isterlerse döviz piyasalarına ya da her ikisine birden yatırım yapabilecek.