Yazdır

'Banka hisseleri yüzde 30 düştü'

Tarih: 29 Mart 2011 - 08:22

Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Aras, munzam artırımlarının bankaların borsa değerlerini dolar bazında yüzde 30 düşürdüğünü söyledi

Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, Merkez Bankası’nın (MB) eylül ayından beri zorunlu karşılık oranlarına yaptığı artırımların bankaların borsadaki hisselerini dolar bazında yüzde 30 düşürdüğünü söyledi. Aras, banka hisselerinin bu oranda değer yitirmelerine karşın borsa endeksinin değer kaybının yüzde 20 olduğunu belirtti.
Finansbank’ın sahibi olan Yunanistan’ın en büyük bankası NBG’nin (National Bank of Greece) İcra Kurulu üyesi olarak NBG’nin bütün yurtdışı bankacılık operasyonlarından da sorumlu olan Ömer Aras, Merkez Bankası’nın eylül ayından bu yana dört kez munzam karşılıkları artırdığını hatırlatarak şöyle konuştu:
‘TL kredilerde fiyat artacak’
“Bu son artış ile daha önce yapmış olduğu artışların toplamı kadar likiditeyi piyasadan çekti. Dolayısıyla bu son artış hepsinden daha büyük ve sert oldu. Bu sert artışı piyasa beklemiyordu. Bunun bir soğuk düş etkisi olacaktır. Bu etkiyi piyasa belli bir şekilde algılayacak ve bunun kredi faizlerine yansıması daha etkili bir şekilde olacaktır. Daha önceki munzam karşılık artırımlarının kredi faizlerini yukarı itme ve dolayısıyla iç talebi kısma ve cari açık üzerindeki olumlu etkisi Merkez Bankası tarafından yeterli görülmedi, bunun dozunu artırarak şok bir karar aldı. Bunun faizlere etkisi sert olacak. Bu da ekonomiyi soğutmada etkin bir araç olarak ortaya çıkacaktır. Bankaların verdiği kredi faizleri, KOBİ, kurumsal büyük krediler, konut, otomobil, ihtiyaç kredilerine kadar hepsinde yeniden bir fiyatlama, özellikle TL cinsi kredilerde olacaktır” dedi.
‘Açık sadece krediye bağlı değil’
Merkez Bankası’nın banka kredilerine getirdiği yüzde 25 sınırında kalma politikasının cari açık üzerindeki etkisinin ne olacağı sorusunun iç piyasa ve yurtdışındaki yatırımcılar tarafından merakla beklendiğini belirten Aras, “Bu politikanın ne kadar başarılı olacağını zaman içinde göreceğiz” dedi. ‘Cari açığı etkileyen bir sürü başka faktör de var’ diyen Ömer Aras şöyle devam etti:
“Ancak munzam karşılıklar konusunda Merkez Bankası’nın aldığı son kararlarla bankaların kaynaklarını sıkma politikası kredileri sıkma politikası olarak sektöre yansıyacaktır. Faiz artışı maliyetler açısından yarım puan yukarı çıktı. Ancak bu artışları bire bir yansıtmak çok kolay olmuyor. Bu da bankaların kârları üzerinde olumsuz etki yapacaktır. Bu politikanın bankalar üzerinde olumsuz etki yapacağı borsa yatırımcıları tarafından dikkate alınıyor.
Bu nedenledir bu politikaların uygulanmaya başlandığı eylül ayından bu yana bankaların değerleri borsada TL bazında yüzde 23, dolar bazında 30 değer kaybına uğradı. Oysa İMKB endeksi dolar bazında yüzde 20 düşüş gösterdi. Dolayısıyla bu politikanın bankalar üzerinde olumsuz etki yapacağı yatırımcılar tarafından algılanmış bulunuyor.”
‘Sektör nükleer enerjiye bakar’
Bankalar nükleer enerjinin finansmanıyla ilgileniyor mu?
Şu anda finans camiasının gündeminde nükleer enerjinin finansmanı değerlendirilmiyor. Çünkü daha ne şekilde yapılacağı konusunda bir netlik yok. Japonya’daki olay da çok taze. Bu nedenle nükleer santralin sosyal ve toplumsal boyutu şu anda değerlendirilemiyor. Ama eminim bu konu Türk bankaları tarafından değerlendirilecektir. .
NBG ile ilişkilerde sıkıntı var mı?
NBG ile Finansbank ilişkisi son derece iyi. Çünkü NBG ile Finansbank ilişkisi direkt bir bağımlılık ilişkisi değil. Bir hissedar ve yönetim ilişkisi.
İlk günden beri burada bu model ile çok büyük bir başarı yakalandı. Birçok yabancı banka Türkiye’de yatırım yaptıktan sonra bankanın yönetimine müdahale etti. Hatta ismini, rengini, yönetimini değiştirdi. Oysa NBG ise burada bir sermayedar olarak hareket etmeyi tercih etti. Yönetimi tamamen bizlere bıraktı. Bu da çok büyük bir başarı getirdi. Dolayısıyla Finansbank ile NBG’nin ilişkisi tamamen hissedar ve şirket ilişkisi çerçevesinde. Herhangi bir kaynak alışverişi, onların bizi fonlaması, kaynak yaratması veya bizim onlara bir kaynak yaratmamız söz konusu olmadı.
Çalışan hakları Batı’dan geri değil
Çalışan hakları açısından bankacılık sektöründe gelişme nedir? Yabancı bankalarla durum değişti mi?
Bankaların istihdam yaratırken ücret ve diğer yan haklarda diğer sektörlere oranla çok daha cazip imkânlar sundukları inancındayım. Bunun göstergesi de insanların bankacılığa girme talepleri. Piyasa koşulları bunu belirliyor. Başarıya orantılı prim sistemleri ve değerlendirmelerin yeknesak olmadığı, başarı orantılı ve hedef gerçekleştirme şeklinde oluştuğunu görüyoruz. Bu da insanları hem motive ediyor hem de takım oyunu oynanmasına sebep oluyor.
Teşmil (sözleşmenin benzeri işyeri ve işletmelerde uygulanması) konusu Türk bankacılık sisteminde daha önce gündeme geldi. Örneğin Yunanistan’da NBG’de sendika var, bizim bankamızda, burada sendika yok. Dolayısıyla bu tip farklılıklar olabiliyor ama inanın bu çalışan hakları açısından bir farklılık yaratmıyor, bilakis bizim çalışanlarımızın kazançları kesinlikle diğer ülkelerden geri kalmışlık göstermiyor. Milliyet - Kadife Şahin

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/banka-hisseleri-yuzde-30-dustu/305967