Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bazı kredilerin cari açığı azaltıcı etkisi olabileceğini, dolayısıyla bu dağılımın, alt kırılımın iyi yapılarak dizayn edilecek politikaların ona göre belirlenmesinde büyük yarar olduğunu bildirdi.
Bilgin, Değişim Liderleri Zirvesi kapsamında düzenlenen ''küresel ekonominin geleceği'' konulu oturumda yaptığı konuşmada, global piyasalarda son krizden bu yana merkez bankaları ve diğer otoritelerin hiç de alışık olunmayan bazı politikalar izlediğini belirterek, bu politikaların ilerde başka krizlerin de nedeni olabileceğini söyledi.
Bundan sonra bankacılıkta sermaye kalitesi, devamlılığı ve şeffaflığın daha da önem kazanacağının altını çizen Bilgin, Basel kriterlerine değinerek, ''Basel başından itibaren sulandırılmıştır. Hem uygulama tarihi, hem büyük bankaların talepleri yönünde maalesef giderek sulandırılmaktadır. Korkumuz odur ki yeni bir kriz çıkıp Basel III değil de IV'e gereksinim olması'' diye konuştu.
Türk bankacılık sisteminin kaydettiği gelişmelere işaret eden Bilgin, ''Dünyada bizim yayınladığımız bilançolarla sizin bildiğiniz bilançolar arasında hiçbir fark yok. Bu şeffaflık, bir şekilde bankacılık sektörünün risk primini aşağıya çekmekte. 2001 yılında bankacılık sektörü önemli bir kriz yaşadı. Bu duruma gelmemizde politik istikrarın büyük katkısı olmuştur. Bundan sonra da hem politik hem ekonomik istikrarın devam etmesini umuyoruz'' dedi.
Tevfik Bilgin, kredilerdeki büyümeye ilişkin de şunları kaydetti:
''2011 yılında kredilerde Ocak-Şubat aylarında Aralık 2010 sonuna göre yüzde 4,4 büyüme söz konusu. Ama bu ülke büyük bir ülke. 75 milyon nüfus var, devamlı bir canlılık var. Genç nüfus devamlı hareket halinde. Dolayısıyla bankacılık bu genç nüfusu her zaman destekleyecek, reel sektöre kredi verecek. Kredi büyümesiyle ilgili şahsi düşüncem odur ki evet ülkemizde cari açık sorunu söz konusu, ama kredilerin cari açığa etkisinin daha detaylı analiz edilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Öyle krediler olabilir ki cari açığı azaltıcı etkisi olabilir. Örneğin enerji sektörüne verilmiştir, bunun etkisi 2-3 yıl sonra görülür. Örneğin ihracat kredisi... Bu dağılımın, alt kırılımın iyi yapılarak dizayn edilecek politikaların ona göre belirlenmesinde büyük yarar var.''
Türkiye'de bankalarla doğrudan ilgili tek kurumun BDDK olduğunu ifade eden Bilgin, ''Biz bankaların bu anlamda kırılımlarla analiz edilerek finansal istikrara daha büyük katkısı olacağına inanıyoruz. Ekonomi tabii ki bir bütün. Genel politikaların uygulanmasında üzerimize düşeni yaparız'' dedi.
Yazdır