11 Mart 2011 Tarihli HSBC raporu, piyasalarımız üzerinde oldukça etkili oldu. Rapor aşağıdaki cümlelerle açılıyor:
Yılbaşından yerel para cinsinden performanslar solda, son 5 ayın performansı ise sağda gösterildi.
2007 yılında petrol zirve yaparken ve sonrasında iki borsanın performansına bakalım. 2008 sonrasında Petrol-İMKB ve Rusya beraber yükseliyor, İMKB pozitif ayrışıyor.
Aslında son 5 yıldır Rusya ve İMKB ayrışmıyordu, son ayrışma Türkiye’de referandum sonrasında başladı, Petrolün yükselişe geçmesiyle İMKB bayrağı Rusya ya devretti.
Petrolde daha fazla yükseliş bekliyorsak, iki borsanın da gerilemesi ama İMKB’nin daha fazla gerilemesi gerekiyor. Petrol düşüşü etkileri ise her zaman aynı değil.
Rapora göre petrol yükselişi, yerini düşüşe bırakacak. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt, Libya’dan boşalan üretim açığını gidereceklerini açıkladılar –henüz gerçekleşmiş değil- . Türkiye, Ortadoğu’daki gelişmelerden fazlasıyla etkilenmiş durumda, bunun yerini daha olumlu bir atmosfere bırakması olasılığı ise yüksek sayılabilir. Rusya ve petrol fiyatı arasındaki ilişki ise her zaman doğrusal değil, petrol fiyatı yükseldiğinde küresel büyüme tehdit altına giriyor ve bu Rus hisselerini negatif etkiliyor, petrol düştüğünde ise bütçe zorlanıyor. Rapora göre Rusya-Türkiye işlemi sadece petrole dayalı değil. Aynı şekilde yükselen petrol fiyatları Türkiye için o kadar da negatif olmayabilir. Biz geçtiğimiz günlerde buna dair birkaç kısa not yayınlamıştık, benzin fiyatlarındaki durdurulamaz artışın piyasalar üzerinde çok da fazla etkisi olmadığını hatta pozitif bile yorumlanabileceğini iddia etmiştik, HSBC raporu bu noktada bizim görüşlerimize paralel.
Rapora göre HSBC makro politikalar bazında bir risk görmüyor. Merkez Bankası politikaları ise bir miktar risk teşkil ediyor. Merkez Bankasının geleneksel olmayan rezerv artışı ve faizi düşürücü politikaları, yatırımcılar tarafından pek yerinde bulunmuyor. Eğer TCMB, faiz artırımına başlarsa bu pek çoklarının beklediği gibi negatif etki yaratmaz, aksine hisse piyasaları tarafından pozitif olarak algılanabilir. Bu yorum oldukça önemli, TCMB’nin faiz artırımı yapması isteniyor. Değerleme olarak kullanılan yöntem ise, HSBC’nin takip ettiği şirketler arasında yapılmış. Bu değerlemeye göre Türkiye’de yükseliş potansiyeli %25, Rusya’da ise %16 civarında. Bu raporun öncesinde pozisyonların alınmış olabileceği varsayımı ile – analistler piyasadan konfirmasyon beklerler – TR yükselişinin %10 civarını yaptık görünüyor. Buradan %15 daha hareket bekliyorsak hedef İMKB30 için 88bin, İMKB100 için ise 72450 olur. Sonuç olarak raporda, Türkiye’yi almaya hazırlanana fonların sayısın sanıldığının aksine oldukça fazla olduğu savlanıyor. Rusya şu anda gereğinden fazla alınmış, Türkiye ise gereğinden fazla satılmış durumda, HSBC Türk hisselerini Rus hisselerine tercih ediyor.
Sonuç ve Değerlendirme: Rapordaki öneriler, daha çok pair trade şeklinde yorumluyorum. Bu tip bir işlemde aradaki performans farkının kapanması için mutlaka enstrümanlardan birinin yükselmesi gerekmez, düşüşte daha az düşmesi veya güçlü kalması, değişmemesi de bu işlemin karlı kapanmasına yol açabilir. Piyasayı böylesine etkileyen bir raporun ise mutlaka ciddiye alınması gerekir. Diplerden yükselişimin %10ları geçmiş olması, TRY’nin 1,58 altına güçlenmesi ve bono faizlerini birkaç günde 8,80 bileşiklere gerilemiş olası, piyasalarımıza belirli bir büyüklüğün üzerinde para girdiğini düşündürüyor, bu paranın vadesi hakkında ise yorum yapmak için erken. En kötü senaryo ise çıkış kapısı çok darken herkesin aynı anda çıkışa doğru koşmaya başlaması. Her halükarda portföy koruması –varantlar/vob veya ikisinin kombinasyonu ile – yapılması gerekir diye düşünüyorum.
Salim Kasap/Turkish Yatırım