Yazdır

Maaş promosyonları kalksın

Tarih: 10 Mart 2011 - 11:53

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Rekabet Kurumu'nun bankalara kestiği promosyon cezasını değerlendirdi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, çarşısız pazar olmayacağını, mali sistemde de sadece bankalarla ülke reel sektörüne hizmet edemeyeceklerini belirterek, ''Nasıl bir çarşıda yan yana bir çok eczane, bakkal varsa ve bunlar da bir ölçüde para kazanıyorsa, bizim de finansal sistemimizde bankalar kadar finansal kiralama şirketlerine, faktoring şirketlerine, tüketici finansman şirketlerine, aracı kurumlarına, sigorta şirketlerine destek sağlamamız gerekmekte'' dedi.
Bilgin, Faktoring Derneği'nin düzenlediği Faktoring Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, mali sistem içinde yüzde 1,2 oranında bir büyüklüğe sahip olan faktoring sektörünün büyüme eğiliminde olduğunu söyledi.
Faktoring sektöründeki en önemli sorunun, sektöre ilişkin geçmişte yaşanan kimlik ve algılama problemleri ile yasal altyapının eksiklikleri olduğuna işaret eden Bilgin, şunları kaydetti:
''Çarşısız pazar olmaz. Mali sistemimizde de sadece bankalar ile ülke reel sektörüne ülke reel sektöre hizmet edemeyiz. Nasıl bir çarşıda yan yana bir çok eczane, bakkal varsa ve bunlar da bir ölçüde para kazanıyorsa, işlerinin devamını devamını getiriyorsa bizim de finansal sistemimizde bankalar kadar finansal kiralama şirketlerine, faktoring şirketlerine, tüketici finansman şirketlerine, aracı kurumlarına, sigorta şirketlerine destek sağlamamız, onların mevzuatsal ve diğer yönlerden önlerini açmamız gerekmekte. Bunun diğer faydası ise reel sektöre karma bir enstrüman çeşitliliği getirmesidir.''
BDDK olarak 1 Ocak 2006 tarihinde kendilerine devredilen 88 faktoring, 83 finansal kiralama ve 9 tüketici finansman şirketine hep bu mantıkla yaklaşıldığını söyleyen Bilgin, kendilerine devirden sonra tüm firmalara 1 yıllık intibak süresi tanındığını, sermaye ve kurumsal yönetim ilkelerinin elden geçirildiğini anlattı.
''SEKTÖRÜN İMAJINI ZEDELEYEN FİRMALAR AYIKLANDI''
Bilgin, hem bağımsız denetim, hem de kurum elemanlarının gerekli denetimleri gerçekleştirdiğini, bu süreçte sektörün imajını zedeleyen firmaların ayıklandığını ve neticede 15 faktoring, 13 leasing ve 1 tüketici finansman şirketinin lisanslarının iptal edildiğini, bugün itibariyle yeni alınan lisanslarla birlikte, toplam 76 faktoring şirketinin faaliyetin devam ettiğini belirtti.
2010 sonunda faktoring sektörünün aktif büyüklüğünün yüzde 39 artışla 10.4 milyar liradan 14.5 milyar liraya yükseldiğine işaret eden Bilgin, sektörde şu anda şirketlerin 28 şubesi ve 3.557 çalışanı bulunduğunu, sektörün 2010 sonu karının ise 390 milyon lira olduğunu kaydetti.
Banka dışı mali kurumlar olarak adlandırdıkları faktoring, leasing ve tüketici finansman şirketlerinin alternatif finansman sağlamalarının en önemli göstergesinin kriz yılları olduğunu vurgulayan Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Nitekim özellikle faktoring kriz dönemlerinde bankaların ani karar değişikliklerine de bir alternatiftir. Bankacılığın sert, kılı kırk yaran ve uzun süreçleri faktoringde çok daha hızlı ve basittir. Global krizin en sert dönemi olan 2009 yılında banka kredileri yüzde 7 artmış, faktoring kredileri ise yüzde 50 büyümüştür. 2010 yılında ise bankacılık kredileri yüzde 34 artmış faktoring kredileri ise yüzde 48 büyümüştür.''
''SEKTÖRÜN İMAJ MESELESİNİ ÖNEMLİ BİR SEVİYEYE GETİRDİK''
Faktoring'in 5 yıldır denetim ve düzenlemeleri altında olduğunu belirten Bilgin, ''Bundan bazı sektör temsilcileri çok rahatsız oldular, bunu çok iyi biliyoruz. Ancak sektörün temel sorunu olan imaj meselesini sanırım 5 senede oldukça önemli bir seviyeye getirdik. Bunda elbette ki kurumumuz katkıda bulunmuştur ama asıl katkı bu salondaki değerli faktoring sektörü temsilcilerin özenle çalışmaları ve kurumumuz düzenlemelerine uymalarıdır'' dedi.
Tevfik Bilgin, geçtiğimiz 5 yıl boyunca yetersiz mevzuat altyapısı sebebiyle yeni düzenlemeler yürürlüğe konulduğunu, en son asgari sermaye şartının 7,5 milyon liraya yükseltildiğini, yine aynı dönemde tüm bankacılık sektöründe olduğu gibi faktoring şirketleri için de muhasebeleştirme ve finansal raporlama açısından tekdüzeni sağlama, tek tip bilanço, gelir tablosunun doğrudan elde edilmesi ve denetim ve gözetime hazır sağlıklı bilgi akımının sağlandığını belirtti.
Gerek banka gerekse banka dışı finansal sektörle ilgili bilgilerin BDDK'ya hızlı ve binlerce içsel test ile doğrulanarak aktığını ifade eden Bilgin, ''Bunları diğer ilgili kurumlarla da ki bunlardan en önemlisi Merkez Bankamızdır ve kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Bu anlamda internet sitemizi tekrar sizlere tavsiye etmek isterim. Aslında sunduğumuz açık ve şeffaf bilgilerin en büyük kullanıcı grubunun yurt dışı analistler olduğunu da belirtmek isterim'' dedi.
Banka dışı finansal sistem için mevcut mevzuat altyapısının yetersiz olduğunu ifade eden Bilgin, bu noktada 3 senedir TBMM'de bekleyen Banka Dışı Finansal Sistem Kanun Taslağı'nın kanunlaşmasının önemine işaret etti.
Bilgin, sektörle ilgili aracılık ettikleri son gelişmenin Merkez Bankası'nın da izni ile sektörün risk merkezinden doğrudan bilgi temimine başlaması olduğunu belirtti.
''KANUN TASLAĞI TBMM'DEN GEÇİRİLMELİ''
Faktoring Derneği Başkanı Zafer Ataman da faktoring sektörünün 76 milyar lira cirosu ile Türkiye ticaretinin yaklaşık yüzde 7'sine aracılık ettiğini ifade etti.
Sektörün ortalama yıllık büyümesinin yüzde 44 olduğunu belirten Ataman, büyük kısmı KOBİ'lerden oluşan 52 bin müşteriye hizmet verdiklerini kaydetti.
Ataman, küresel krizde (2007-2009) dünyada yüzde 3 oranında daralan faktoring sektörünün Türkiye'de aynı yıllarda yüzde 15 oranında büyüdüğüne dikkati çekti. 2010 sonu itibariyle sektörün 12,4 milyar lira finansman sağladığını ifade eden Ataman, ''Sektörün önünü açacak en önemli gelişme önümüzdeki yasama döneminde kanun taslağımızın gözden geçirilerek TBMM'den geçirilmesidir'' dedi.
Tevfik Bilgin, genel olarak bakıldığında kredi büyümesindeki gidişatın oldukça ''mutedil'' ve ''yavaşlayan bir trendde'' olduğunu belirterek, ''Yıl sonunda toplam sektörün kredi büyümesinin yüzde 20-25'ler düzeyinde olacağını tahmin ediyorum'' dedi.
Bilgin, Faktoring Derneği tarafından düzenlenen Faktoring Seminerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Kredide hızlı giden bankaları BDDK sözlü uyardı mı veya uyaracak mı?'' sorusuna, ''Biz zaten bankalarla her zaman temas halindeyiz. Onlarla konuşuruz. Görüşlerini alırız. Kendi görüşlerimizi iletiriz. Dolayısıyla böyle bir defalık, iki defalık, bir sözlü uyarıya ihtiyacımız yok. Onlar da onu çok iyi biliyorlar. Basında çıkan haberleri abartılmış haber olarak algılamamız lazım'' karşılığını verdi.
Bilgin, 2010 yılında Türk bankacılığının hızlı büyüdüğünü belirterek, şunları söyledi:
''Bankaların geçen yıl kredi ve aktif büyümesini hep beraber izledik. Hatta Türk bankacılık tarihinde güzel bir şey 1 trilyon lirayı aştık. Aslında bu övünç duyulacak bir husus. Diğer husus geçen yılın son aylarındaki hızlı gidiş bu yılın ilk aylarına da yansıdı. Nasıl bir arabayı 120-140 hızla giderken aniden durduramazsınız, yavaş yavaş hız kesersiniz, bence öyle düşünmek lazım. Rakamlara önümüzdeki ayları da içine katarak bakmakta büyük yarar var.
Diğer yandan kredi büyümesinin, Merkez Bankasının belirttiği tavan veya o civardaki büyüklük anlamında kredilerin ne kadarının ihracat kredisi olduğu, ne kadarının enerji sektörüne verildiği, ne kadarının ithalatı önleyen alanlarda kullanıldığı ve taşıt kredisi, bireysel kredi olarak verildiğinin analizinin de iyi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunlara tek tek bakmak gerekir. Biz bakıyoruz, bunu paylaşıyoruz, basınla da bunları bundan sonra, raporlarımızı daha ayrıntılı paylaşacağız.''
Tevfik Bilgin, 2010 yılı sonu kredi büyüklüğünün bankacılık sisteminde 525 milyar lira olduğunu dile getirerek, 3 Mart 2011 tarihinde ise bu kredi büyüklüğünün 549 milyar liraya ulaştığını, bunun da yaklaşık yüzde 4,3-4,4'lük bir artışa karşılık geldiğini anlattı.
Genel olarak bakıldığında kredi büyümesindeki gidişatın oldukça ''mutedil'' ve ''yavaşlayan bir trendde'' olduğuna işaret eden Bilgin, ''Yıl sonunda toplam sektörün kredi büyümesinin yüzde 20-25'ler düzeyinde olacağını tahmin ediyorum. Bu da sektör için hiç de kötü bir büyüklük değil'' dedi.
Bilgin, bu gidişatta eğer bazı bankaların ilk 2 veya 3 ayda kredi büyüklüğü açısından anormal büyümesi durumunda o bankalarla her zaman yaptıkları gibi konuşabileceklerini, görüşlerini aktarabileceklerini ve onların görüşlerini dinleyebileceklerini dile getirdi.
Bankacılık sektöründe önemli olanın diyaloğu kuvvetli tutmak olduğuna işaret eden Bilgin, bir ülkede finansal istikrarın birincil unsurunun bankacılık sisteminin sağlam olmasından geçtiğini kaydetti.
''BİR BANKAYI ÇAĞIRIP KULAĞINI ÇEKMEYE İHTİYAÇ YOK''
Bilgin, ''Siz bana hiçbir ülke gösteremezsiniz ki bankacılık sistemi zayıf ama finansal istikrar devam ediyor. Biz bankacılık sistemi mali yapısını kuvvetli tutacağız, ama diğer yandan bazı kaygılarımız varsa ekonomik gidişatta, onlarla paylaşıp görüşlerini alıp kendi görüşlerimizi onlara ileteceğiz. Özellikle söylüyorum, bankacılık sisteminin şu anki mali yapısı güçlülüğü diğer ülkelerle karşılaştırıldığında geldiği nokta bizim için gurur verici. Bunu finansal istikrar kavramıyla bir arada düşünmek lazım'' diye konuştu.
Finansal istikrara sadece bugün değil her zaman önem verdiklerine değinen Bilgin, bundan sonra da bu önemi vermeye devam edeceklerini belirtti.
Bankacılık sisteminin güçlü gitmesi finansal istikrar ve bankaların mali yapısı anlamında, bankalarla bire bir her zaman konuştuklarına değinen Bilgin, ''Bizim öyle özel bir bankayı çağırıp kulağını çekmeye sanırım ihtiyaç yok. Zaten bankalar bunu algılıyor. 7 yıldır bizim mesajlarımızı ne ölçüde algılandığını sizler de biliyorsunuz. Bu anlamda bir sorun çıkacağını tahmin etmiyorum ben'' dedi.
Tevfik Bilgin, bankacılık sektöründe 2010 Ocak ile 2011 Ocak ayları karşılaştırıldığında karda bir miktar düşüşün olduğunu dile getirerek, 2011 yılının biraz daha farklı olacağını söyledi.
Bir gazetecinin, ''Biraz daha farklı olacak derken karlar da biraz düşecek mi?'' sorusuna Bilgin, ''Elbette. Eskiden maliyetle gelir arasındaki fark çok fazlayken, o marj giderek daraldı ve faizler düşüyor. Bu ortamda bankacılık elbette ki karlılıkta bir miktar geriye gelecektir. Ama bu hiçbir zaman bankacılığımızın diğer ülkelerden çok daha fazla kar elde etmeyeceği anlamına gelmez. Avrupa'dan ve Amerika'dan kar marjları anlamında çok daha yüksek bir noktada bankacılığımız. Yıl sonunda bunu göreceğiniz'' karşılığını verdi.
''PROMOSYON ESKİ ZAMAN BANKACILIĞININ ENSTRÜMANI''
Banka promosyonlarının eski zaman bankacılığının bir enstrümanı olduğunu belirten Bilgin, şunları kaydetti:
''Eski zaman bankacılığından kastım, zamanında bu ülkede mevduat sahiplerine piyango da verilmiş, araba da hediye edilmiş. Ondan hiçbir farkı yok. özellikle kamu mevduatını ya da kamu maaşlarını bir bankaya yatırmanız karşılığında size belli imkanlar sağlanıyor. Bunu ilgili kurumlar da kullanıyor, bankalar da kullanıyor. İlgili kurumlar bankaları birbirine kırdırıyor. Bankalarımız da maalesef bu oyuna geliyor. Buna belki yardımcı oluyorlar.
Bu bir anlamda kredi maliyetlerini de yükselten bir unsur. Bana göre promosyon işinin tamamen kalkması gerekir. Promosyon gerçek modern bankacılık enstrümanı değildir. Bu anlamda Rekabet Kurulu'nun kararını hep beraber gördük. Rekabet Kurulu da Türkiye'deki önemli kurumlarımızdan biridir. Aldığı son karar da bana göre oldukça profesyonel bir karardır.''
Tevfik Bilgin, ''Dün HSBC bir yabancı banka tarafından yetkilendirildiğini söyledi, Türkiye'deki ortaklık için. Sizin bu konudaki değerlendirmeniz ne olabilir?'' sorusuna ise, ''Ben konuşmalarımda hiç banka ismi sizlerle paylaşmam. Açıklamaları takip ederiz, belki de burada şu sonuca varmak lazım. Bankacılık sistemi öyle bir potansiyel vadediyor ki, öyle bir noktada ki, global kriz hala devam ederken Türkiye'de hala bir girişimde bulunuluyor. Bankalara talepler var. Bu bize sadece mutluluk verir ve izleriz'' karşılığını verdi.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/maas-promosyonlari-kalksin/304111