Yazdır

Bankacılar krizin tuzu biberi oldu

Tarih: 07 Mart 2011 - 08:17

Bir banka yöneticisinin yaptığı açıklamalar borsada o gün yüzde 4'e yakın bir kayıp yaşanmasına neden oldu

Hafta içinde Rekabet Kurulu'nun 8 banka hakkında (Akbank, Garanti Bankası, Denizbank, Finans Bank, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Yapı Kredi Bankası, İş Bankası) açtığı promosyon soruşturması oturumunda durum bazı banka yöneticileri tarafından abartıldı.
Büyük bir banka yöneticisinin (eğer gerçekten bu şekilde söylendiyse) tehdit vari, "suçlanırsak 7 milyar dolar ülkeden çıkar, banka hisseleri yüzde 20 düşer" şeklindeki açıklamaları Borsa'da o gün yüzde 4'e yakın bir kayıp yaşanmasına neden oldu. Borsa çarşamba günü başka bir sebeple de düşebilirdi, panik havası bu açıklamalardan sonra tahrip edici oldu. Zira bu sözler zaten diken üstünde hareket eden piyasalarda satışları körükledi. Banka yöneticisinin Borsa'da hisselerinin piyasa değerinin düşeceğini öne sürerek bir savunma yapmasını doğrusu etik bulmuyorum. Savunmanın konuyla ilgili olması gerekirdi. Rekabet Kurulu Başkanı ve soruşturmada yer alan bazı banka yöneticilerinin bir gün sonra yaptıkları sakinleştirici açıklamalar piyasalarda toparlanmaya yardımcı oldu. Özellikle bankacılık hisseleri öncülüğünde bir günde yüzde 4 düşen Borsa'da birçok hissede yüzde 10'a yakın kayıplar yaşanmıştı. Soruşturma ile ilgili karar 10 Mart Perşembe günü verilecek. Tabii bu süre zarfında olan yine yatırımcıya oldu.
Gelelim bir diğer hususa; son zamanlarda İMKB'de alıcı ve satıcının aynı gün belli olmayışı ve emir iptali ile ilgili serzenişlerin arttığı görülmekte. Bu konuda fazla bir tartışmaya girmek istemiyorum ama saçı jöleli, yakışıklı ekonomi yazarının abarttığı gibi Borsa'daki düşüşü buna bağlamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Borsa, bu uygulamalar olmasa da düşecekti. Yabancıların gün içinde virman yaparak satış yapmaları zaten çoğu zaman yanıltıcı oluyor. İMKB yönetiminin başlattığı uygulama doğru mu, o konu ayrıca tartışılır. Düşüşe bunu bahane etmek, 'İtalyan Borsası bile düşmüyor, Türk Borsası bu yüzden düşüyor' tezini çok abartılı buluyorum. 2008 krizinde İtalyan Borsası MIB 42000 puan seviyesindeydi. Bugün 22 bin puanlarda geziniyor. İMKB ise krizde 58 bin puandayken şu an 61 bin puanda, müsaade et de endeks o kadarcık düzeltme yapsın.
İMKB'de düşüşün birkaç önemli sebebi var, tekrar hatırlatmak istiyorum. İMKB 2009-2010 yıllarında en iyi performans gösteren ilk üç borsa arasındaydı ve 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumu öncesi ve sonrası büyük bir yükseliş yaşayarak dünya borsalarından pozitif ayrışmıştı. Yani fiyatlar yüksek kalmıştı. Dolar bazı rekor kırılmıştı. Seçimlere kadar kredi not artışı gelmeyeceğini tahmin eden yabancılar fiyatlar yüksekken satışı tercih ettiler. Sıcak paranın bilerek ürkütülmesi aşamasında satışlarına hız vererek takasta yüzde 70'lerden yüzde 63'lere kadar gerilediler. İkincisi, Merkez Bankası faiz indirimlerine ara vererek piyasalarda sıkılaştırma operasyonu başlattı. Bankaların 2009-2010 yıllarında yaşadığı o müthiş kâr elde etme döneminin sonuna gelindiği anlaşılınca bankalara endeksli Borsa düşüşe geçti.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki isyan dalgası zaten yükselmekte olan petrol fiyatlarına ivme kazandırdı. 2010'da müthiş bütçe performansına ve yüzde 8'lik büyümeye karşılık rekor cari açık veren Türkiye'nin bu yumuşak karnı kredi derecelendirme kuruluşlarına malzeme oldu. Yabancı yatırımcı seçimler öncesi 'sat, bekle' pozisyonuna geçti.
Anlayacağınız, emir iptali veya günlük takasın görülmeyişi gibi faktörler bu düşüşte çok fazla rol oynamadılar. Sorun, bankaların Türk Borsası'nı gereğinden fazla etkilemesinde yatıyor. Daha önceleride yazdık; Borsa'daki şirketlerin yüzde 90'ı yükselsin, buna karşılık birkaç banka düşsün endeks düşüyor. Tersi durumda bankalar yükselsin, diğerleri düşsün Borsa yükseliyor. Ayrıca vadeli işlemler piyasalarında da pozisyon alan kurum veya şahıslar bu durumu bir fırsata dönüştürerek banka hisselerini aşağı yukarı oynatarak piyasalarda at koşturuyorlar. Çözüm, bankaların endekse olan etkilerinin azaltılmasından geçiyor.
BORSA'DA YÜKSELİŞ NE ZAMAN BAŞLAR?
Borsa yaklaşık dört aydır düşüş trendinde hareket ediyor. Endekste kayıp reel olarak yüzde 29'u buldu. Son toparlanmalarla kayıp 25'ler civarında. Bu durumu fırsat olarak gören bazı yabancı fonlar artık 'Türk piyasasını yeniden düşünmeliyiz' şeklinde raporlar hazırlıyorlar. Muhtemelen mart ayı ve nisan ayının bir bölümünde de dalgalanmalar devam edecek. Yabancı yatırımcılar seçim öncesi düşüşlerde alım fırsatlarını kollayacak gibi görünüyorlar.
Tahvil zirve yaptı
Ocak ayı başında 6,79 ile tarihî dip noktasına gerileyen gösterge tahvili, yabancı çıkışları ve yerli bankaların likidite sıkışıklığının devam edeceği endişeleri ile 2 puana yakın artarak 10 ayın yükseğine çıktı. 2010 yılında ekonominin ciddi bir şekilde ısınmasının ardından Merkez Bankası'nın aldığı tedbirler para politikalarında yeni bir sürecin başlayacağı sinyalini vermişti. Dünyada paranın gelişmekte olan ülkelerden ABD'ye olan yönelimin hızlanması ve son aylarda patlak veren Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki sıcak gelişmelerin de etkisiyle artan petrol fiyatları, Borsa ve bono piyasasından çıkışların sürmesine sebep oldu. Geçen yıl da benzeri bir şekilde bir yükseliş yaşanmış, gösterge faizleri 10,14'e kadar çıkmıştı. Tahvil fiyatları şu an 8,99 seviyesine ulaşmış durumda. Enflasyondaki düşüş eğilimi sürmesine rağmen tahvil piyasasındaki yükselişin petrol fiyatlarına ilişkin endişelerle sıkılaştırma çabalarının süreceğine ilişkin beklentiler olduğu bir gerçek. Ancak piyasalarda toparlanmanın başlamasıyla birlikte aşağı yönlü seyir tekar başlayacaktır. 
Selim Işıklar/Zaman

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bankacilar-krizin-tuzu-biberi-oldu/303674