Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, 2011 yılında yüzde 25'lik bir kredi genişlemesi planladıklarını, bunun ötesindeki bir kredi artışını şu anda planlamış ve onu gerçekleştirme gayreti içinde olmadıklarını belirterek, ''Bankacılık çok iyi olup ülkenin cari açık konusunda sıkıntıları olduğu bir dönemde, ilerde bunun dönüp bütün bankacılığı vurabileceğini biliyoruz. Bankacılar olarak, bunun bilincinde olduğumuz için bu genel kurala uyma gayreti içindeyiz'' dedi.
Çağlar, bankanın 2010 yılı faaliyetlerini açıkladığı basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kredi genişlemedeki sınırlamaya ilişkin soru üzerine Çağlar, geçen yıl sonunda banka genel müdürleriyle yapılan toplantıda Merkez Bankası Başkanının ''kredilerdeki genişlemenin cari açığı tetiklediğini, dolayısıyla kredilerde yüzde 25'ten fazla büyümenin Türkiye'nin cari açık sorununu devam ettireceğini'' söylediğini anlattı. Bütün bankaların daha yüksek oranlarda kredilerde büyümeyi telaffuz ederken, bu uyarı çerçevesinde bütçelerini yeniden gözden geçirdiklerini belirten Çağlar, ''Biz de 2011 yılı kredi genişlememizi bu doğrultuda planladık. Yüzde 25'lik bir kredi genişlemesi planladık. Bunun ötesindeki bir kredi artışını şu anda planlamış ve onu gerçekleştirme gayreti içinde değiliz'' dedi.
''Yüzde 25'lik sınırın Ziraat Bankası ve Halkbank için geçerli olmayabileceği'' sözleri konusunda ise Çağlar, şu değerlendirmede bulundu:
''Yüzde 25 sınırlamasıyla ilgili kamu bankaları ayrı diğerleri ayrı... Hükümetin öyle bir tavrı olmadı, biz de iş yaparken kamu bankalarının hakları yükümlülükleri açısından özel sektörle eşit şartlara getirmeye çalışıyoruz bankamızı. Dolayısıyla biz de durumdan vazife çıkararak yüzde 25 büyümeyi belirledik. Orada kastedilen şu olabilir, kamu bankaları geçmişte çok kredi piyasası içinde olmadıkları için... Bizim aktifimizdeki kredilerin payı yüzde 37 ama sektör aktifi içindeki kredilerin payı yüzde 51'ler mertebesinde. Dolayısıyla kamu bankaları açısından orada gidilebilecek bir yol var ama neticede cari açığı tetiklemesi şeklinde bir sonuç ortaya çıkacaksa biz de burada yüzde 25'lik sınıra uyacağımızı her ortamda ifade ediyoruz. Piyasadaki genişlemeler, cari açıkla ilgili alınan tedbirlerin oluşturacağı etkiler çerçevesinde yıl içerisinde diğer bankaların yapacağı gibi biz de politikalarımızı gözden geçiririz.''
Bunun piyasalara baskı anlamına gelip gelmediği konusunda Çağlar, kar marjlarının daralması çerçevesinde ya etkin gider kontrolü ya da işlem hacminin artırılması veya hızlı büyümek gerektiğini söyledi. Çağlar, giderler her zaman istenilen ölçüde kontrol edilemeyeceği için yüzde 25'lik üst sınırın bir müddet sonra bankaların karlılıkları üzerinde sorun oluşturup oluşturmayacağına bakılacağını ifade etti.
Bankacılığın kredilerdeki genişlemesi veya bankacılığın karlılığının tek başına değerlendirilmemesi, bunun ekonominin geneli içinde değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Çağlar, ''Bu bir gemidir. Bu geminin içinde herkesin olduğunun farkında olarak alınan bütün tedbirleri değerlendirmek lazım. O yüzden bankacılık çok iyi olup ülkenin cari açık konusunda sıkıntıları olduğu bir dönemde, ileri ki dönemde bunun dönüp bütün bankacılığı, bütün reel sektörü vurabileceğini biliyoruz. Bütün bankacılar olarak bunun bilincinde olduğumuz için bu genel kurala uyma gayreti içindeyiz'' dedi.
Yüzde 25'lik sınırlama çerçevesinde kredi hedeflerine ilişkin bir soru üzerine Çağlar, ''56 milyar liralık bu yılın sonunda oluşturduğumuz toplam kredi hacmimiz var, yılın sonunda 67 milyar lirayı aşmamayı hedefliyoruz. Bizim bütçemizdeki kredi hedefimiz yılın sonuna gelindiğinde 67 milyar olacak. Bunu yıl içerisindeki gelişmelere göre değerlendireceğiz'' dedi.
REKABET KURUMU SORUŞTURMASI
Rekabet Kurumu'nun 8 bankanın ''maaş ödemelerinde promosyon anlaşması soruşturması'' çerçevesinde sözlü savunmasını alması konusundaki bir soru üzerine Çağlar, bu soruşturma kapsamında banka olarak kendilerinin de yer aldığını, Rekabet Kurumunun uzmanlarının bankaya gelerek, ''çok alışık olmadıkları bir inceleme tarzıyla, ekranlara, bilgisayarlara direkt müdahale ettiklerini, bu konuyla uğraşan departmandaki bütün ekranları taradıklarını, gözden geçirdiklerini'' anlattı. Çağlar, ''Bizim Rekabet Kanununa aykırı herhangi bir işlem yapmadığımızı tespit ettiler. O soruşturmanın içinde biz inceleme boyutuyla olduk ama olumsuz bir durum tespit edilmedi'' diye konuştu.
Emeklilere verilen maaş promosyonları konusunda Çağlar, bu konunun matematiği ortaya konulduğunda, ilk başta ifade edildiği gibi bir maaşlık bir matematiğin hiçbir zaman olmadığını, bunun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söyledi. Çağlar, zaman zaman SGK ve diğer müşteri boyutuyla yaptıkları çalışmalarda mevzuatın izin verdiği ölçüde promosyon yaptıklarını kaydetti.
Menkul kıymetlerden aldıkları faiz gelirleriyle kredilerden alınan faiz gelirlerinin mukayesesi konusunda ise Çağlar, başladıkları tarihte tarihte bankanın toplam faiz gelirlerinin yüzde 87'sini menkul kıymetlerden alınan faizlerden, yüzde 8'ini kredilerden elde ettiklerini, o günden bugüne kredilerin aktif içindeki payını artırdıklarını, bu süreç sonunda 52'ye 47'lik bir orana geldiğini anlattı. Çağlar, kredilerdeki genişlemeyi yüzde 25 limitini aşmamak kaydıyla sürdürdükleri takdirde gelecek yıl belki yüzde 50-50 seviyesine geleceğini, daha sonraki trendde kredilerden alınan faizin menkul kıymetlerden alınan faizi geçeceğini söyledi.
''GENİŞLEMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ COĞRAFYALARDA SORUNLAR DİP NOKTA YAPMADI''
''Yurt dışında banka alma yoluyla yoksa şube açma yoluyla mı ilerlemeyi düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Çağlar, her iki stratejinin de olduğunu belirterek, ''şu anda henüz bizim genişlemeyi düşündüğümüz coğrafyalarda finansal piyasaların sorunlarının ve finansal piyasalardaki bankaların sorunlarının bütününün dip nokta yaptığını düşünmüyoruz. Oralarda belki bir parça daha bir dalgalanmayı hep göreceğiz. O dalgalanmanın sonucuna doğru banka alma stratejimizi değerlendirebiliriz'' dedi.
Şube açma konusundaki stratejilerinden hiç vazgeçmediklerini kaydeden Çağlar, önümüzdeki günlerde Cidde şubesinin açılışını yapacaklarını, daha sonra Kosova'da 2 şube, Yunanistan'da Rodos'ta şube açacaklarını anlattı.
''Kredi genişlemesine ilişkin yaptırımların cari açığın frenlemesinde tek başına yeterli olup olmadığı'' sorusu üzerine Çağlar, ekonomide hiçbir tedbirin birebir korelasyon içinde olmadığını, bir figürün birkaç değişik tedbirle desteklenmesi gerektiğini söyledi. Alınan tedbirlerin hepsinin bir bütün olarak değerlendirilip, sonuçlara bakılacağını belki ek tedbirlerin alınabileceğini kaydeden Çağlar, ''Cari açık değişkenini tetikleyen en önemli unsurlardan biri yüzdesel anlamda kredi genişlemesi olduğu için ilk elde tedbir olsun diye bu kuralın getirildiğini'' ifade etti.
Ziraat Bankası'nın İstanbul'a taşınması konusundaki bir soru üzerine Çağlar, kredilerin yüzde 50'sinin Marmara Bölgesinde ağırlıklı olarak İstanbul'da olduğunu hatırlattı. Bu durumun bile Ankara'daki bankaların İstanbul'a gitmesinin gerekliğini ifade ettiğini belirten Çağlar, İş Bankası İstanbul'a taşındıktan sonra gösterdiği performansı örnek gösterdi.
''FAALİYETLERİMİZİ REKLAMLA DESTEKLEMEK İSTİYORUZ''
Bir gazetecinin, bankanın KOBİ'lere ilişkin rakamlarına değinerek, ''Halk Bankası makina sektörünü desteklemek için özel paket oluşturduğunu ilan etti. Siz de KOBİ'lerle ilgili yeni ürün çıkaracak mısınız?'' sorusu üzerine, ''Makinacılarla ilgili bizim yaptığımız protokol 2008'de. Ancak biz banka olarak yaptığımız faaliyetleri kamuoyuyla paylaşmayı beceremiyoruz'' dedi.
Bir seyahatte uçakta yanında oturan işadamının, ''Ziraat Bankası da diğer bankalar gibi kredi veriyor mu?'' diye sorduğunu anlatan Çağlar, bankanın faaliyetlerini biraz daha reklamla destekleyerek, kamuoyuyla paylaşmaları gerektiğini söyledi.
''Türk Lirası kredilerde sektörün en çok kredi kullandıran bankası, toplam bankacılık sektörü sıralamasında en çok kredi kullandıran bankası'' olduklarını belirten Çağlar, ''Buna rağmen bu soruyla muhatap oluyorsak bir eksiklik olduğunu düşündük. Bundan sonraki süreçte reklamla faaliyetlerimizi desteklemek istiyoruz'' dedi.
Makinacılarla yapılan uygulama ve benzeri çok çalışmaları olduğunu, kamuoyuyla paylaşmadıklarını, KOBİ'lerde yol alma konusunda, tüm kredi kalemlerinde sektör nereye gelmişse oraya gelme çalışması içinde olduklarını dile getiren ve bankanın KOBİ'lerle ilgili rakamlarına değinen Çağlar, ''KOBİ'lerin de artık tercih ettiği bir bankayız'' dedi.
''Alınan tedbirlerin ardından iki kamu bankası kredilerde frene mi bastı?'' sorusuna Çağlar, şu yanıtı verdi:
''Geçen yılki rakamlarımız çerçevesinde kredilerde devam ediyoruz. Ama kredilerin içinde kompozisyon değişikliğine gittik. Sektör rakamı 20 Şubat verileri çerçevesinde, sektörde kredi büyümesi yüzde 2,8, bankamızda yüzde -1,6. Bunun sebebi şu, kredilerde bir tavan olunca, büyük müşteri segmentinden biraz daha KOBİ segmentine doğru portföyümüzü şekillendirmeye çalışıyoruz. Önceden Türkiye'nin en büyük firmalarına çok düşük marjlarla büyük montanlı krediler kullandırırken, bu kredilerin dozajını biraz azaltıp KOBİ'lere yöneliyoruz. Bu geçici sürede bize negatif sonuç verdi ama sektör ne kadar büyüyorsa biz de o kadar büyüyeceğiz, üst limitimizi yüzde 25'ten fazla geçirmemek kaydıyla.''
Alınan tedbirin tüketici kredilerini kıstığına yönelik soru üzerine Çağlar, tüketici kredilerinde tüketicilerden elde edilen faizin dışında farklı getiri elde etme şansı olmadığını, diğer ticari kredilerde sair gelirler de elde edilebildiğini, bankacılar olarak bakıldığında getiri elde edilen kaleme yönelindiği için likiditeyi kısıcı tedbirlerin ilk elde getirisi az olan kalemlerdeki performansı kısıtladığını anlattı.
''Bu operasyonun ardından bankalarda el değiştirme olabilir mi? böyle bir risk var mı?'' sorusuna Çağlar, böyle bir risk görmediği yanıtını verdi. Hem kredi genişlemesindeki sınırlama hem kar marjlarındaki daralmanın Türk bankacılığın bundan sonra kar etmeyeceği anlamına gelmediğini söyledi. Yine kar elde edileceğini ancak belki bu yıl veya geçen yılki kadar büyük karlara ulaşamayabileceğini ifade etti. Çağlar, buradaki karlarda oluşabilecek kayıpların bir konsolidasyon veya el değiştirmeyi henüz zorunlu kılmayacağını o anlamda sektörü ve hissedarlarını o anlamda bir baskı altında bırakmayacağını söyledi.
Yazdır