Yazdır
Bankalar, sermaye yapılarını güçlendirmemeleri durumunda, kısmi kamulaştırma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Hükümet diğer yandan, cajas olarak bilinen ve hisse senetleri borsalarda işlem görmeyen tasarruf bankaları için bu süreyi, hisselerini ihraca hazırlamak için Mart’a kadar uzattı.
Yeni yasa, bankaların kasalarında, riskli olarak görülen varlıklarının en az yüzde 10’una denk gelecek bir sermayenin olmasını gerektiriyor. Bu oran daha öncesinde yüzde 8 seviyesindeydi. Bankaların temel sermaye oranları, finansal güçlerinin göstergesi olarak kabul ediliyor.
İspanya’nın Cuma günü Kabine tarafında da onaylanan, finans sektörünü sıkılaştırmaya yönelik yeni kanunları, geri ödenmeyen konut kredileri yüzünden çökmenin eşiğine gelen tasarruf bankacılığı sektörünü canlandırmak adına atılmış yeni bir adım olarak kabul ediliyor.
AMAÇ YATIRIMCILARI ÇEKMEK
Tasarruf bankaları ve ticari bankalar, bir dizi finansal reformun arasında ayakta kalmaya çalışırken, Caja Madrid önderliğindeki yeni bir bankacılık grubu, geri ödenmeyen konut kredilerini alacak yeni bir banka kurmak niyetinde olduklarını açıkladı. Yetkililer, bu bankaların hisselerini yatırımcılar için daha çekici kılma niyetinde olduklarını da belirtti.
Caja Madrid, Bancaja ve hisseleri borsada işlem görmeyen diğer beş tasarruf bankasından oluşan Banco Financiero y de Ahorros (BFA), üyelerinin kurulacak yeni bankayla, tasarruf bankalarının hisselerde daha risksiz olarak görüleceğine dikkat çekti.
Barcelona merkezli büyük tasarruf bankalarından La Caixa, üç hafta önce, geri ödenmeyen konut kredileri karşılığına el konulan varlıklar ve konut sektöründeki inşaat şirketlerinin hisselerine sahip olacak yeni bir birim kurmak istediklerini, bu şekilde Caixa’nın borsada işlem gören varlıklarının değerini artırmayı amaçladıklarını açıklamıştı.
İspanya’nın sosyalist Başbakanı José Luis Rodríguez Zapatero, bu yıl ülkesinin tahvil piyasasındaki güvenirliğini artırmak için, tasarruf bankacılığı sistemini yeniden yapılandırma çalışmalarını bu yıl artırdı.
Tasarruf bankalarının sayısı, birleşmeler ve ekonomik sıkıntı çeken bazılarının devlet kontrolüne geçmesiyle, 45’ten 17’ye indirildi.