Yazdır

'Küçük Amerika hevesindeyiz'

Tarih: 17 Ocak 2011 - 08:32

TEB Başkanı Yavuz Canevi, toplumdaki lüks tüketim çılgınlığına dikkat çekerek uyardı

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Başkanı Yavuz Canevi, Türk ekonomisinin en büyük hastalığının tasarruf oranının düşüklüğü olduğunu belirterek 'Lüks harcamalardan kaçınıp iç tasarrufları artıralım' çağrısı yaptı. Merkez Bankası başkanlığı da dahil 35 yıllık bankacılık kariyerinin yanı sıra Hazine Müsteşarlığı, Eximbank ve YASED Başkanlığı da yapan ve halen TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Canevi, Türkiye'nin iç tasarruflarını artırmadığı müddetçe dış tasarruflara mahkum kalacağını düşünüyor: 'Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Onun için altımızda Jaguar, Roll Roce ile dolaşmak, lüks villalar almak zorunda değiliz. 1950'lerden bu yana küçük Amerika hevesindeyiz. Hollywood filmlerinin etkisiyle yönlendirildik. Ama artık kendimize gelelim. Yoksa bir yerde köşeye sıkıştırılmış durumda kalacağız.'
Canevi'ye göre, tasarrufları artırmak için öncelikle hane halkını düşük faiz ve düşük enflasyonla yaşamaya inandırmalıyız. 'En ufak bir dengesizlikte vatandaş 'Aman paramı bankaya yatırmayayım. Gidip buzdolabı, araba alayım diyor. Daha yüksek tasarrufu olan ev alıyor' diye yakınan TEB Başkanı Yavuz Canevi, TEB-Fortis birleşmesinde ise çalışanları üzmeden yumuşak bir şekilde süreci tamamlamayı hedeflediklerini aktardı.
Bankacılık sektörünün yanısıra Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı'nda da uzun yıllar hizmet veren TEB Başkanı Yavuz Canevi ile  ekonomiden bankacılık sektörüne kadar oldukça geniş bir yelpazede konuştuk.
AKP'NİN BAŞARISINI KABUL EDELİM
- Türkiye'nin küresel krizde çok fazla hasar almaması sizce hükümetin başarısı mı?
2001 krizi bize ağır bir maliyet getirdi. O krizden çıkmak için de getirdiğimiz politikalar, cesaretle uyguladığımız tedbirler, IMF programıyla birlikte uygulanan program bizi krizden çıkardı. Global kriz böyle bir yapı üzerine geldi. 2008-2009 krizini 1 yıl hissettik, 2010'da süratle toparlandık. 2001 krizinin bize verdiği yapısal sağlamlık üzerine doğru politikalar uygulayan bugünkü hükümetin başarısını da kabul edelim. Açıkçası yanlış yapmadılar.
- YASED Şeref Başkanı olarak yabancı sermayenin Türkiye ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
8 yıl YASED başkanlığı yaptım. 1990'lı yıllarda 1 milyar doları aşınca şampanya ile kutlardık, şimdi 5-6 milyar dolarda kalınca şikayet ediyoruz. O günlerden bugünlere geldik. Bu uluslar arası konjonktürün bize kıyağı oldu. Ama derler ya, şans kapıyı çaldığı zaman evde olmalısınız. Biz de evdeydik.  Arzumuz kısa vadeli değil, bir yılın üzerinde doğrudan sermayenin çoğalması.
Dışarıdan fon getirmeye açız!
- Peki dış tasarruflara bağımlılıktan nasıl kurtulacağız?
Türkiye'de toplam tasarrufun GSMH'ya oranı yüzde 12-14 arasında. O yüzden biz dışarıdan fon getirmeye açız. İç tasarrufumuz yüzde 6-7 büyümeyi besleyecek oranda değil.
- İç tasarruflar nasıl artacak?
Öncelikle lüks harcamalardan kaçınalım. Altımızda Jaguarlar, Roll Roce ile dolaşmak zorunda değiliz. Lüks evler, villalar almak zorunda değiliz. Kanaatkar bir toplum psikolojisine ulaşmak zorundayız. Hele dünya yavaşlamış iken, büyüme hızını yüzde 7-8'ye oturtmalıyız. Bunun için de hem iç tasarruflarımızın artması hem de doğrudan yabancı sermayeye cazip gelecek yatırım ortamını iyileştirecek kalan yapısal ve mikro reformları tamamlamalıyız.
Durmuş Bey 3 yıl daha görev yapsa iyi olurdu
- MB eski başkanı olarak Durmuş Yılmaz'ı başarılı buluyor musunuz?
Durmuş Bey'in geliş sürecindeki tereddüt hariç çok iyi Merkez Bankası başkanlığı yaptığı kanaatindeyim. Hakikaten tutarlı, taviz vermeyen ama aşırı reaksiyon göstermeyen bir başkan oldu. Ben olsam kamuoyunu, iş alemini ve dünyadaki iş alemini memnun edecek kararı veririm. Durmuş Beyin görev süresini 3 sene daha uzatırım. Durmuş Bey bir dönem daha kalabilseydi hem ekonomi hem de kurumsal bir yapı için çok iyi bir tercih olabilirdi. İnşallah içerden bir atama yapılır. Dışarıdan atama yapılmaz.
Enflasyondan artık korkmayalım!
- Mevduatın cazibesini yitirdiği ortamda tasarrufları artırmak mümkün mü?
Mevduat cazibesini yitirmiyor, psikolojik bir şey. Mevduat hala cazip. Çünkü enflasyon düşük. Enflasyon düşükse siz hala anaparanızdan bir şey kazanıyorsunuz.  Şu anda enflasyondan korktuğu için yatırımcı üç aylık mevduat yapıyor. Enflasyonun kalıcı olduğuna inandığı zaman o zaman diyecek ki, ben 5 yıllığına paramı bankaya yatırıyorum. O zaman 5 yıllık tasarruf mevduatı çok küçük bir spread ile sanayiciye, KOBİ'lere ticaret erbabına kredi olarak gidecek. Tasarruf oranımız yüzde 12'lerden yüzde 20'lere çıkacak. O zaman dışarıdaki fonlara fazla muhtaç olmayacağız.. Yüzde 6 kalkınmak zorundayız. İşsizliği başka türlü önleyemiyoruz.
Faizleri artırmayın diye yemin ettirirdik
- MB Başkanlığı döneminize ait ilginç anekdotlar var mı?
O dönemler faiz oranları çok yüksekti. Biz o zamanlar bankaları 15 günde bir toplardık. 'Faizleri yüzde 40'ın üzerine çıkartmayacaksınız' diye  masanın etrafında yemin ettirirdik. Fakat toplantı dağılır dağılmaz İstanbul'dan 2 saat sonra haber gelirdi: 'x bankası yüzde 45 faiz vermeye başladı.' Herkes bu kararı delerdi. Çok zordu. Merkez Bankası o zaman kağıt üzerinde bağımsız da değildi.  70 sente muhtaç olduğumuz dönemleri yaşadık. O günleri yaşamayanlar maalesef bugünlerin kıymetini bilemiyor.
Parasını üçe bölüp mevduata yatırıyor
- Tasarruflarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendi bankamda mevduat olarak... Tasarruflarımı aşağı yukarı üçe böldüm. TL, dolar ve euro olarak. TL biraz daha ağırlıklı. Hiçbir zaman risk almadım. Zaman zaman devlet tahvili aldım.  Herkese de tavsiyem böyle bir sepet yapın.
Bankacılıkta yeni birleşmeler olacak
- Bu yıl bankacılık sektöründe ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?
Hem fon bulma hem kredi verme konusunda rekabet artacak. Çünkü faiz baskısı olacak. Onun için bankacılık sektöründe bu yıl karlar 2010 yılı kadar rahat kazanılmayacak. Bu sene bankacılık sektöründe ciddi bir problem görmüyorum. Ama 2012'den sonra küçük bankalar ayakta kalmak için daha fazla zorlanacak. 2013'te yeni  bir konsolidasyon, satın almalar, birleşmeler dönemi yaşayabiliriz.
Terör en büyük risk
- Politik veya ekonomik gördüğünüz riskler var mı?
Sıcak bir bölgedeyiz. Savaş çıkabilir.  Eurozone dediğimiz bölgede Yunanistan, İrlanda Portekiz'de başlayan çalkantı bir politik krize dönüşebilir mi? Parçalanma olabilir mi? Böyle riskler olabilir. İçerideki risk terör olayı ciddi risk. Onun da hepimiz farkındayız.  Liberalleşme, açılım vs. Kürt sorunu, azınlıklar sorunu gibi etnik sorunların üstesinden gelebilecek bir yapıya eninde sonunda kavuşacağız. Çünkü Türkiye demokratik, laik ülke yolunu seçmiştir.
Plajdan taş topluyor, kumbara biriktiriyor
- Bu kadar işin arasında boş zaman bulunca ne yapıyorsunuz?
Pek boş vakit kalmıyor. Ben şu an biriktirme dönemindeyim. İlerde bir şeyler yaparım diye çok şey biriktiririm. Hiçbir şey atmam. El becerisinde yaratıcı bir zihne sahibim. Cam, biblo, resim, havan, kumbara biriktiriyorum. Büyükada'daki evimin deposunda bir atölyem var. Ne bulursam oraya götürüyorum. Bir de ileride bunlardan bir şey yaparım diye dere yataklarından ağaç kütükler, plajlardan renkli taşlar toplarım. Bunları yapıştırarak heykel, biblo yapıyorum.
American Express için kuyruğa girerdik
- En beğendiğiniz bankacılık ürünü nedir?
Ben hiç hayatımda kredi kullanmadığım için o ürünleri tanımıyorum. Genel olarak baktığımız zaman KOBİ sektöründeki gelişmeleri ilgiyle izliyorum. Kredi kartındaki gelişmeleri son derece ilerici buluyorum. Ne Avrupa ne ABD'de bizdeki ürünler yok. Eskiden American Express almak için kuyruğa girerdik, pahalı bir karttı. Merkez Bankası'nda ilk yıllarda iş seyahatlerine çantamda dolarlarla çıktığımı hatırlıyorum. Grubun parasını en genç elemanı olarak ben taşırdım. Sonradan American Express kart almaya başladık. Başka kart geçmezdi. Şimdi Türkiye'de verilmiş Mastercard, Visacard'lar bütün dünyada geçiyor.
TEB-Fortis birleşmesinde kimseyi üzmek istemiyoruz
- TEB ile Fortis Bank'ın birleşme sürecindeki son durum nedir?
Süreç devam ediyor. Birleşmeyle TEB birdenbire 300 şubeli bankadan 600 şubeli bankaya dönüşecek. Dolayısıyla ilk 10 büyük banka arasına girecek. Onun için TEB'in sektördeki yeri daha sağlam olacak. Hem müşteri portföyü hem fonlama açısından rahat bir pozisyona gelecek. Hele iki bankanın tek bir çatı altında toplanması da bize ayrı bir bilinirlik ve görünürlük sağlayacak.
- Birleşme sonucu işten çıkarma olacak mı?
Şu an bir şey söylemek çok zor ama amacımız bu işi en yumuşak şekilde kimseyi üzmeden tamamlayıp bitirmek. Ayfer Arslan-Akşam

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kucuk-amerika-hevesindeyiz/299440