Aşağıda yatırım araçlarının 2002’den 2010 sonuna kadar yıllık olarak kazandırdıklarını gösteren bir tablo sunuyorum. Veriler endeks verileridir. Her kalemin 2002 sonundaki değeri 100 kabul edilmiş sonraki yıllar ona göre hesaplanmıştır. Hesaplama yapılırken yıllık enflasyon düşülmüş yani endeksin reel getirisi dikkate alınmıştır. Örnek vermek gerekirse altının onsu endeks değeri olarak 2002’de 100 iken 2010’da 3,5 misline yakın artarak 336’ya ulaşmıştır.
AKP’nin iktidara geldiği tarihten bu yana bakarsak en büyük kazancı borsa yatırımcısının sağladığını görüyoruz. Burada hesaplamaya aldığım değer İMKB 100 endeksidir. Bunun ayrıntılarına inersek bazı hisse senetlerinin bunun üzerinde bazılarının da altında değerlendiğini görebiliriz. İyi bir borsa yatırımcısının hisse senedi yatırımından ciddi paralar kazanmış göründüğü açıktır. Son üç yılda önemli kazançların oluştuğu İMKB’de bazı borsa yatırımcılarının 2006 ve 2008 yıllarında paniğe kapılarak ciddi zararlar etmiş olabilecekleri de görülmektedir. İkinci büyük kazanç bakırda yaşanmış görünüyor. Buna karşılık bakır da borsa gibi inişli çıkışlı bir seyir izlemiş. Son üç yılda önemli kazançlar elde eden bakır yatırımcısı 2008 yılında büyük kayıplar yaşamış görünüyor.
Paralarını dolara ve euroya yatıranlar önemli kayıplarla karşılaşmış durumdalar. 9 yıllık periyodun sonunda kazançları eksi olarak çıkıyor. 2010 sonunda kaybettirmiş olsa da euro, 9 yıllık süre sonunda dolara göre biraz daha iyi konumda duruyor. Başlangıçta bütün yatırım araçlarına göre ciddi kazanç sağlamış olan faiz yatırımcıları ilk üç yıldan sonra düşük kazançlarla yetinmek durumunda kalmış görünüyorlar.
Bu yıl da altının
Tabloya göre 9 yılda en istikrarlı yatırım aracı altın. 2003’teki düşüş dışında altın hiçbir düşüş eğilimine girmemiş bazen az bazen çok sürekli bir yükseliş eğilimi içinde olmuştur.
Bu tür tablolar geçmişi değerlendirmek için yapılır ama geleceğe de ışık tutabilir. 2008 yılından başlayarak altın ve bakıra sürekli vurgu yapıyorum. Bu sütunun izleyicileri bunu biliyorlar. Ben bu yılın altında daha da yüksek artışlara sahne olabileceğini düşünüyorum. Bir kere Euro bölgesindeki sıkıntı bulutlarının dağılması pek olası görünmüyor. İrlanda ve Yunanistan’ın durumu çok ciddi. Portekiz, İspanya ve hatta İtalya’nın durumu da çok parlak değil. O nedenle Euro’nun ikincil rezerv para birimi olarak bir seçenek oluşturma şansı görünmüyor. ABD ekonomisi ise pek çok çelişkiyi bir arada yaşıyor. Haberler bazen iyi bazen de kötü geliyor. Yani doların da birincil rezerv para olarak durumu çok parlak görünmüyor. Yuan’ın rezerv para konumuna geçmesi ise henüz mümkün değil. O halde kalıyor geriye geleneksel rezerv konumundaki altın. Böyle bakınca bu yıl altının yılı olacak gibi duruyor.
MAHFİ EĞİLMEZ - RADİKAL