Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomi yönetiminde en büyük tehlikenin beklentiyi yükseltip o hayallere ulaşamamak olduğunu belirtirken, bu ortamı oluşturmamak için çalıştıklarını ve ihtiyatlı durduklarını söyledi.
Babacan, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, 2010 büyüme rakamlarıyla ilgili, “Yüzde 6.8 muhafazakâr bir tahmindi. Kurumlarımızın ortalama beklentisi bir miktar daha yüksekti zaten. Ekonomi yönetiminde en büyük tehlike beklentiyi yükseltip, bazı hayaller oluşturup, ondan sonra o hayallere ulaşamamak. En büyük tehlike bu. Bu ortamı hiç oluşturmamamız lazım. 3. çeyrek büyümesinde çoğu yanıldı. Piyasa beklentisi ortalaması yüzde 7’iydi, 5.5 çıktı” dedi.
‘Akaryakıtta Şimşek haklı’
Bu yıl sonu itibariyle tüm kamunun net dış borç stoğunun 9.7 milyar dolar olacağının tahmin edildiğini belirten Babacan, “Bunun içinde merkezi hükümet var, KİT’ler, belediyeler, hepsi var. 9.7 milyar dolar. Bu tahmini rakam. Milli gelirimizin yüzde 1.3’ü. Dış borcumuza bakıyoruz bir de döviz varlıklarımıza bakıyoruz. Aşağı yukarı başa baş noktaya getirmişiz. Elimizdeki döviz kadar borcumuz var” dedi.
Babacan, doğrudan vergi gelirlerinin yok denecek kadar az olduğunu, doğrudan vergi tahsilatı yapılamayınca ister istemez dolaylı vergilerin yüksek olduğunu söyledi. “Bu hoşnut olduğumuz bir tablo değil, mutlaka zaman içinde değişmesi gereken bir tablo ama akşamdan sabaha bunları değiştiremiyorsunuz” diyen Ali Babacan, belli bir reform süreci ve kültürel değişim gerektiğini belirtti.
Akaryakıttaki ÖTV’nin en önemli vergi kalemlerinden biri olduğunu ifade eden Babacan, iki yıl üst üste bu oranların artırılmamasının ciddi bir fedakârlık olduğunu, bütçe giderlerinin en az enflasyon artı büyüme kadar arttığını söyledi.
Babacan, “Maliye Bakanı (Mehmet) Şimşek, şu açıdan haklı; petrol fiyatları 40 dolara kadar düştüğünde durum başkaydı, bugün ise 95 dolar ve durum başka. Petrolün fiyatı varile bağlı, Türkiye için kura bağlı. Petrolün varil fiyatı değişmese dahi dolar bir önceki aya göre yüzde 10 daha yüksek. Kur etkisi var burada. Ama toplam içinde vergi sabit ve diğer rakam büyüdüğü için oransal olarak vergi düşmüş oluyor, Maliye Bakanımız haklı. 2002 sonuyla bugünü karşılaştırın, bu 2002’den de aşağı bir noktada” dedi.
Kamu bankalarının kredilerinin daha hızlı büyümesi normal
Babacan, kamu bankalarının kredi hacmini sektör ortalamasından fazla büyütmesinin normal olduğunu, ama bankalara toplam aktif büyüklüğü ve sektördeki payını değiştirmemeleri konusunda talimatları bulunduğunu söyledi.
Babacan, kamu bankaların bilanço yapısının değiştiğini ve ağırlıklı olarak Hazine kağıdı taşırken, hazinenin borçlanma ihtiyacının ve iç borç döndürme oranının düşmesiyle beraber, bunu krediyle telafi ettiğini anlattı.
Kamu bankalarının her yıl kredi hacmini sektör ortalamasından daha fazla büyütmesinin normal olduğunu belirten Babacan, “Ama biz kamu bankalarına ne diyoruz, toplam aktif büyüklüğünü, sektördeki payını değiştirme diyoruz. Açık bir talimatımız” dedi.
Kamu bankalarının doğal olarak diğer bankalara göre daha düşük faizle mevduat topladığını kaydeden Babacan, “Kamu bankaları doğal rekabet avantajlarını, kredi faizlerine yansıtmamalı” diye konuştu. Babacan, “Kredi hacmi artsın, ama ölçülü olsun” dedi.
Merkez Bankası Başkanı’nın ismi önceden açıklanamaz
Babacan, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın, “Merkez Bankası Başkanlığın 7-8 yıl olması gerektiği” sözlerinin hatırlatılması üzerine aynı Merkez Bankası Başkanı’nın birden fazla atanmasının önünde hukuki engel bulunmadığını, sadece yaş sınırı olduğuna dikkat çekti. Babacan, yeni başkanın isminin önceden açıklanamayacağına, çünkü sistemin buna uygun olmadığına dikkati çekti.
Yazdır