Katılım bankalarının 2023’te çalışan sayısının ise 40 bine, şube sayının da 2 bine ulaşması bekleniyor…
BARIŞ BEKAR
TÜRKİYE, katılım bankalarını ilk kez özel finans kurumları olarak tanıdı. Finans kurumlarının adları, daha sonra katılım bankalarına dönüştürüldü. Katılım bankacılığı ülkemizdeki mevduat, katılım ve kalkınma ve yatırım bankacılığından oluşan 3 tür bankacılıktan birisini temsil ediyor. Bu bankalar, tasarruflarla yatırımlar arasında köprü görevi yaptıkları için fonksiyon olarak mevduat bankalarına benziyor. İhtiyaç üzerine ortaya çıkan katılım bankaları, şimdiye kadar 40 milyar liralık bir kaynağı Türkiye ekonomisine kazandırdı. Bu ihtiyaç ise büyük ölçüde tasarruflarını ve finansman ihtiyaçlarını faizsiz bankacılık prensiplerine göre değerlendirmek ve karşılamak isteyen vatandaşların talebinden doğdu.
Katılım bankalarının son beş yılda aktifleri yüzde 300 büyüyerek 9.9 milyar TL’den 39.5 milyar TL’ye yükseldi. Bankacılık sektöründeki payları da yüzde 2.4’ten yüzde 4.3’e çıktı. Toplanan fonlarda ise yüzde 250 artış sağlayan katılım bankaları, sektördeki paylarını yüzde 3.2’den 5.2’ye yükseltti. Kullandırılan fonlarda ise yine yüzde 300 artış sağlayan katılım bankalarının bu alanda sektördeki payı da yüzde 4.6’dan 5.8’e yükseldi.
Katılım bankalarının aktif büyüklükleri 2010’un ilk dokuz aylık verilerine göreyse 40 milyar TL oldu. Aktif büyüklüğün bankacılık sektöründeki payı yüzde 4.3’e, çalışan sayısı 12 bin 414’e, şube sayısı da 595’e çıktı.
ŞUBE SAYISI 2 BİNE ÇIKACAK
Bundan 13 yıl sonra ise (2023 yılında) çalışan sayısının 40 bine, şube sayısının da 2 bine ulaşması bekleniyor. Katılım bankalarının aktif büyüklüğünün ise 2023 yılında, son beş yılda gerçekleşen yıllık bileşik ortalama büyüme hızı ve eğilimi de dikkate alındığında 300 milyar TL’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Yine 2023’de katılım bankalarının sektördeki payının da yüzde 10’lar seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Katılım bankalarının sektör içindeki paylarının yüzde 5 gibi henüz tatminkar olmayan bir orana ulaştığını belirten uzmanlar, bu payın artış temposunun sektörün üzerinde olmasını ise umut verici buluyor. Faaliyetlerine belirli bir kesimin özel talepleri için başlamış olsa da katılım bankacılığının son dönemlerde çıkardığı yeni ürün ve hizmetlerle toplumun her kesimi tarafından benimsendiğine dikkat çekiliyor.
Mevduat bankalarına rakip veya alternatif değil sektörün tamamlayıcıları olarak düşünülmüş olan bu bankaların büyümesini mevcut sektörden pay alarak değil ekonomideki atıl kaynakları çekerek gerçekleştirdiği belirtiliyor.
Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz, “Katılım bankacılığı bankacılık sektörüne derinlik ve çeşitlilik, aynı zamanda farklı fon toplama ve kullandırma yöntemleri ile daha sağlam ve krizlere karşı daha dirençli bir bankacılık modeli kazandırdı” diyor.
Akyüz’e göre, fon toplarken kar ve zarara katılma yöntemi kullanılarak önceden bir getiri taahhüdünde bulunulmaması, ekonomide ortaya çıkabilecek dalgalanmalara karşı kalkan görevi yapıyor. Bu da krize karşı direnç sağlıyor. Akyüz, fon toplama konusunda şöyle devam ediyor:
“Fon kullandırırken, finansmanın birebir ekonomik faaliyetlerle ilişkilendirilmesi kaynakların verimsiz, spekülatif ve amaç dışı kullanımını önleyerek daha sağlam bir kredi portföyünün oluşmasını sağlıyor. Bu tür bankacılık, spekülatif ve belirsizlik içeren işlemlere de kapalıdır.”
YENİ ÜRÜNLER GELECEK
Bankacılar, katılım bankacılığının Türk ekonomisine ve Türk bankacılığına yeni ürünler de kazandırdığına dikkat çekiyor. Örneğin kar ve zarara katılma hesapları yöntemiyle fon toplama, mal ve hizmet alım satım yöntemiyle finansman sağlama yöntemleri bunların başında geliyor. Ayrıca kar ve zarar ortaklığı yatırımları, ortak yatırımlar, finansal kiralama, murabaha sendikasyonu gibi bankacılık ürünlerinin yanı sıra kira sertifikası, gelire endeksli senetler, gelir ortaklığı senetleri gibi faizsiz borçlanma enstrümanları da finansal sisteminin birer parçası oldu.
Henüz Türkiye’de uygulanmayan dünyadaki faizsiz bankacılık ürünlerinin, Türkiye piyasalarına uygun olanlarının Türk ekonomisi ve finans sektörüne kazandırılması için çalışmalar sürüyor. Katılım bankacılığının henüz yeterince değerlendirilmeyen bir potansiyelinin de özellikle körfez bölgesinde biriken muazzam petro-dolarların ülkemize kazandırılması olduğunu söyleyen Akyüz, “Bu konudaki yasal çalışmalar henüz tamamlanmadı” diyor.
Yazdır