Bakan Babacan “Yüzde 1 bile iktidara gelme ihtimalleri olsa, bu konuşmayla notumuz artmaz, kırılır” dedi.2011 yılının en büyük gelişmesi şüphesiz genel seçimler olacak. Özellikle 12 Eylül’deki referandumdan güçlü ‘evet’ çıkmasının ardından genel seçimlerde tek parti iktidarına kesin gözüyle bakılıyor. Seçimin Türkiye ekonomisi için diğer bir önemli noktası da kredi notunun artırılacak olması. Uluslararası yatırım bankaları başta olmak üzere yerli yabancı tüm ekonomistler Türkiye’nin kredi notunun seçim sonrası artışına kesin gözüyle bakıyor. Hatta bazı analizlerde not artışının seçim öncesi gelebileceği kaydediliyor. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan da seçim öncesi not artışının muhtemel olabileceğini, ancak seçimle not artırımının birbirine bağlanmaması gerektiğini söyledi. Gazetelerin ekonomi müdürleriyle sohbet toplantısında bir araya gelen Ali Babacan, Türkiye ekonomisini değerlendirdi ve gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Toplantıda söz, seçim ve vaatlerden açılınca CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin kurultayında verdiği çoğu ekonomiyi ilgilendiren toplam 41 vaade geldi.
PİYASALAR DİKKATE BİLE ALMADI
Esprili bir şekilde “Kılıçdaroğlu böyle konuştuğu müddetçe bizim not artırımı gecikebilir. Yüzde 1 bile iktidara gelme ihtimalleri olsa not artmaz, kırılır” diyen Babacan, şunları söyledi:.”Çünkü reytingçiler küçük bir ihtimal de olsa ‘Kılıçdaroğlu’nun içinde olabileceği bir koalisyon hükümeti garip işler yapabilir’ diye bekleyebilirler.” Babacan, Kılıçdaroğlu’nun projelerini gerçekleştirebilmesi için ciddi bir kaynağa ihtiyacı olduğunu ancak bu kaynağı da somut olarak ortaya koyamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun bütçe açığını neredeyse yüzde 15-20 artıracak projelerden bahsettiğini kaydeden Babacan “Atmasyon vaadler için iyi bir kaynak kayıtdışılık. Ancak ölçülebilir somut kaynakların gösterilmesi gerek. Aksi halde lafı ‘ben daha çok borçlanıp daha fazla bütçe açığı vereceğim’e getirmiş olursunuz. Bu açıklamaları iktidara gelme ihtimali olan bir parti yapsaydı, piyasaların tepkisi buna çok farklı olurdu. İktidar partisi bunu söylemiş olsaydı bugünden faizlerin fırlayıp gittiğini görürdük. Allahtan pek ciddiye alınmıyor. Faiz tarihi dipte” diye konuştu.
Artış ciddi rahatlama getirir
Riskli ve ekonomileri neredeyse çökme noktasına gelen Avrupa Birliği ülkelerinin kredi notları yüksek tutulurken risk primi daha düşük olan Türkiye’nin notunun hâlâ ‘yatırım yapılabilir’ ülke konumuna yükseltilmemesini eleştiren Bakan Babacan “Kredi notumuzun yatırım yapılır seviyeye gelmesi ciddi bir rahatlama getirir. Hala bazı ülkeler ülke notu nedeniyle bankalarımızın teminat mektuplarını kabul etmeyebiliyor” dedi.
İşsizlik düşüşünde ILO içinde ikinci ülkeyiz
Bakan Ali Babacan, Türkiye’nin işsizlik oranının yüzde 11.3 olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu, geçen yılın aynı dönemine göre 2 puanlık bir düşüşü ifade ediyor. ILO’nun üçüncü çeyrek rakamlarına baktığımız zaman yüzde 2.1 düşüşle ILO ülkeleri içinde ikinci sıradayız. Sadece bir ülke 2.2 düşürmüş, biz 2.1 düşürmüşüz. Mesela İspanya genç işsizlik rakamları yüzde 18.2’den yüzde 40.7’ye çıkmış. İşsizlikte 2011’de daha iyi gelişmeler olacak.”
İtalyanlar’ın faizi bizden yüksek, iyi bir fırsat yakaladık
Ekonomileri çökme noktasına gelen Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin ekonomilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, Yunanıstan, İspanya, Polonya, Belçika ve Baltık ülkelerinin de dahil olduğu 12 AB ülkesinin Türkiye’den raha riskli olduğunu söyledi. İtalyanlar’ın, Türkiye’den daha yüksek faizle borçlandığını söyleyen Babacan, “2019 vadeli İtalyan hazinesi kağıdının faizi yüzde 4.7, Türkiye yüzde 4.5. İtalyanlar kendi paraları Euro ile biz onların parasıyla borçlanıyoruz” dedi. Babacan, şunları söyledi: “Hangi cepheden bakarsak bakalım çok iyi fırsat yakaladık. Bundan sonra bu noktayı ve sağlanan güveni korumamız çok önemli. Dışarıdan gelebilecek dolgalara mutlaka hazırlıklı olmak gerekiyor. Merkez Bankası, BDDK gibi kurumların attığı adımlar hep buna yönelik. Bugün için gerekli değil ama ileride olabilecek risklere karşı bugünden tedbir almak önemli.”
MB’nin Başkanı kim olacak?
Babacan’la sohbet toplantısında Nisan 2011’de görev süresi dolacak olan Durmuş Yılmaz’ın yerine ‘Merkez Bankası Başkanı kim olacak’ sorusu da gündemde geldi. Yılmaz’ın ‘Başkan önceden açıklansın’ talebini değerlendiren Babacan, kararnameyle ileriye dönük ilan etmenin mümkün olmadığını söyledi. PPK’da erkesin tek oyu olduğunu belirten Babacan “Merkez Bankası’nın kurumsal politikası başkanın değişmesiyle değişmeyecektir. Orada arkadaşlarımızı tek tek seçerek kurduğumuz çok iyi bir ekip var. Çok doğru işler yapıp doğru kararlar aldılar” dedi.
Kamu bankalarından Hazine’ye 6 yılda 15 milyar lira geldi
Kamu bankalarından 2003-2009 arası vergi dahil toplam 15 milyar lira temettü alındığını söyleyen Babacan “Zirat Bankası’ndan aldığımız net temettü 2003-2009 arasında 6.8 milyar TL’yi geçti. Vergi dahil edildiğinde 9.6 milyar. Halk Bankası da vergi dahil 5.4 milyar, net 3.4 milyar TL temettü ödedi” dedi. Kamu bankası olmanın açık bir doğal rekabet üstünlüğü olduğunu kaydeden Babacan “Piyasayı bozucu, kamu bankalarının ağırlıkta olduğu bir bankacılık kesimi görmeyi kesinlikle istemediğimizi 2003’te çizmiştik. Kamu bankalarının aktif büyüklüğü çok değişmese de kredi hacmi diğer bankalardan hızlı büyüdü.”
Reel sektör TL ile borçlanmalı
49 banka genel müdürü ile yaptıkları toplantıya ilişkin detayları paylaşan Ali Babacan, şunları söyledi: “Döviz borç ve alacakları çok dengeli yürüyor. Burada reel sektör çok önemli. Reel sektör borçlanırken mümkün olduğu kadar TL ve uzun vadeli borçlanmalı. Artık dolarize olmuş bir ekonomiden normal bir ekonomiye doğru gidiyoruz. Cari açıkla kredi hacmi arasında net bir ilişki var. Kredi hacmi ne kadar genişlerse cari açık fazlalaşıyor. Kredi hacminde yüzde 20-25’lik bir artış cari dengemizi orta vadeli program çerçevesinde tutabiliyor. Dolayısıyla hepimiz aynı gemideyiz.”
Star
Yazdır