Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, 2011 Yılı Para ve Kur Politikasını açıkladığı toplantıdaki konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yılmaz, son dönemde aldıkları kararların etkilerine işaret edilerek ,''ihracatçılardan teşekkür aldınız mı bir teşekkür bekliyor musunuz?'' yönündeki soru üzerine, teşekkür almadıklarını ve teşekkür almayı beklemediklerini söyledi.
Kendilerinin de tıpkı ihracatçılar gibi görevlerini yerine getirdiklerini belirten Yılmaz, ''Biz teşekkür almak için iş yapmıyoruz'' diye konuştu.
BANKANIN İSTANBUL'A TAŞINMASI
Bir gazetecinin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ''Merkez Bankasının İstanbul'a taşınmasının düşünülmediği'' yönündeki açıklamasına atıfta bulunarak, ''bu sizi biraz rahatlattı mı? Yeni bir taşınma riski olabilir mi?'' şeklindeki sorusuna karşılık da Yılmaz, ''Bu konuda siyasilerin söyledikleri bugün itibariyle geçerliliğini sürdürüyor'' yanıtını verdi.
Merkez Bankası Başkanı, ''zorunlu karşılıklarla ilgili yaptıkları değişikliklerin yabancı para cinsleri için de geçerli olabileceği'' şeklindeki açıklamaları hatırlatılarak, ''Merkez Bankası (vade uzatımı) derken neyi kastediyor'' diye sorulması üzerine de, ne kastettiklerinin Resmi Gazete'de yaptıkları duyuruda gayet açık ve net olduğunu söyledi.
Bankalara müşterilerini, daha fazla getiri elde etmek istiyorlarsa 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduata yönlendirmelerini söylediklerini ifade eden Durmuş Yılmaz, ''Şu anda bankacılık sistemindeki ortalama vadenin 29 gün olduğu söyleniyor. Hazine vadeyi uzatmayı başardı. 27-28 aylardan 44 aya çıkardı. Dolayısıyla burada da bu iş yapılabilir diye düşünüyoruz'' dedi.
''YENİ KAYNAK, BORÇ ÖDEMESİNDE KULLANILMALI''
Yılmaz, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla 2011 içinde ciddi miktarda yeni kaynak elde edileceği belirtilerek, bunun fiyat istikrarını destekleyici biçimde en iyi nerede kullanılabileceğinin sorulmasına karşılık olarak da beklentilerinin; Orta Vadeli Program'daki hedeflere uyularak cari harcamalara değil, borç ödemesinde kullanılması, borcun milli gelire oranının azaltılması olduğunu dile getirdi.
Durmuş Yılmaz, kısa vadeli portföyler için Tobin Vergisi veya başka bir verginin düşünülüp düşünülmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken de, Tobin Vergisinin kendilerinin politika araç seti içinde yer almadığına, Maliye Bakanlığı'nın politika aracı seti içinde olduğuna işaret etti ve ''Bizim bugün itibariyle gündemimizde böyle bir vergi söz konusu değil'' dedi.
Bir gazetecinin, daha önceki açıklamalarında vatandaşlara ''dövizle borçlanmama'' uyarısında bulunduğunu, ancak pek çok kişinin ''dolar 1 milyona düşecek'' söylentileriyle döviz borçlandıklarını belirtilerek, ''bu vatandaşlara ne tavsiye edersiniz?'' diye sorması üzerine de Yılmaz, şunları kaydetti:
''Biz ekonomik olaylara ceza penceresinden bakmıyoruz. Yeri geldiğinde belki cezaya da ihtiyaç olabilir ama bunu da bir kenarda tutmak lazım. Bizim burada yaklaşımımız tamamen ekonomik meselelere ekonomik tedbirler açısından bakmak. Dolayısıyla elimizde ekonomik birtakım veriler var, bunlara bakarak finansal istikrara ne tür tehditler var diye değerlendiriyoruz. Bu değerlendirme çerçevesinde de alınması gereken tedbirleri alıyoruz. Bizim aldığımız tedbirler bu açıdan değerlendirilmeli. Aldığımız karardan dolayı bazı kişiler zarar etmiş olabilir, bu gayet doğal ve piyasanın kendi mantığı içinde geçerli bir durum. Bizim tüm tavsiyelerimize rağmen beklenti oluşturup döviz borçlanan vatandaşlara ne söyleyebiliriz? Söyleyebileceğimiz bir şey yok. Söyleyegeldiğimizi tekrar ediyoruz. Hayat, yaptığınız işlemlerin sonucunda uğradığınız kar ve zararın tecrübesi. Dolayısıyla onların da bunu tecrübe ederek öğrenmiş olmaları lazım. Biz uyarı görevimizi yaptık.''
''İNDİRİM KARARI OYBİRLİĞİYLE ALINDI''
Başkan Yılmaz, bir gazetecinin, ''Bankanın faiz indirimi kararının oy birliğiyle alınıp alınmadığını ve kendisinin tamamen bu karara katılıp katılmadığını sorması üzerine de ''evet kararı oybirliğiyle aldık'' dedi.
Bu konuda bir finansal istikrar raporu yayımladıklarını hatırlatan Yılmaz, ''Bu raporun formatı da biraz değişti ve para politikası uygulamaları çerçevesinde enflasyon raporlarımızda öngördüğümüz raporları finansal istikrar çerçevesinde de finansal istikrar raporuna yerleştirdik ve bununla ilgili olarak piyasaya bir sinyal verdik. İstanbul'da bir finans zirvesi yapıldı. Benim oradaki konuşmam programın öğleden sonra oluşu nedeniyle basında yer bulmadı. Bu mesajımızın kamuoyu tarafından yeterince anlaşılmadığının farkına vardık o nedenle daha önceden programlanmış olan bir toplantıda Sayın Başkan Yardımcımız, hepimizin bilgisi dahilinde o sunumunu yaptı. Ondan sonra da karar tamamen oybirliğiyle alındı'' açıklamasında bulundu.
Yılmaz, ''TL karşılıkların artırılması konusunda belli bir noktaya gelindi, benzer bir uygulamanın yabancı para cinsi karşılıklar için de uygulanabileceğini söylediniz. Bunun için bir takvim var mı?'' şeklindeki soruyu yanıtlarken de konu üzerinde çalıştıklarını ancak bir takvimin söz konusu olmadığını bildirdi. Yılmaz, gelişmelere bakacaklarını, kredi genişlemesi devam ediyorsa ve bu da hedeflerini tehdit ediyorsa uygulamanın zamanlamasının daha erken olabileceğini söyledi.
Durmuş Yılmaz, 2011 yılında Merkez Bankası portföyüne katılacak DİBS programıyla ilgili soru üzerine de banka bilançosuna kamu kağıdı almalarının nedeninin; ellerinin altında ihtiyaç duyduklarında kullanabilecekleri bir enstrümanın bulunması olduğunu ifade etti ve ''hangi kağıtların alınacağına arkadaşlarımız karar verecek'' dedi.
Yılmaz, toplantının ardından gazetecilerle sohbet ederken, bir soru üzerine, cari açığın tek başına Merkez Bankasının işi olmadığını belirterek, sorumlu diğer kurumlar olduğuna da dikkati çekti.
Yılmaz, Merkez Bankasının cari açığa karşı önlem alınması gerektiğine inandığını ifade ederek, ''Merkez Bankası bu açıdan kendi üzerine düşen görevi yapıyor, ilgili diğer kurumları da destek olmaya çağırıyor'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, Merkez Bankasının talebi daraltma yönünde aldığı kararların ekonomide yaratabileceği olası küçülme etkisini hükümetin seçim sürecinde nasıl karşılayabileceğini sorması üzerine de Yılmaz, ''Biz verilerimize bakarız, onlar kendi verilerine'' dedi.