Yazdır

Borsada yeni hedef

Tarih: 25 Ekim 2010 - 10:46

Geçen hafta, Çin'deki faiz artışı, G-20 Zirvesi ve bu toplantıların gündem maddesi olan döviz kurları tartışmaları öne çıktı.

Bir süredir piyasalarda, bazı ülkelerin paralarının değerlerini bilerek düşük tutmaya çalıştıkları, bu yolla da rekabet güçlerini arttırarak dış ticarette avantaj sağlamaya çalıştıkları tartışmaları var. Güney Kore’de toplanan G-20 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları ilk gün sonunda “Ülkelerin döviz kuru politikalarını rekabetçi avantaj sağlamakta kullanmaktan kaçınması gerektiği” konusunda anlaştılar; ancak bu konuda ‘sert ve bağlayıcı’ bir mesaj çıkmadı. 11-12 Kasım’da yapılacak G-20 Liderler Zirvesi’ne kadar bu konu döviz piyasalarının gündeminde kalacak. Ben bu konunun bu hafta euro-dolar paritesi üzerinde etkili olmayacağını düşünüyorum. Yükselişler satış fırsatı Dolar kuru geçen hafta boyunca pariteye bağlı hareket etti ve haftayı 1.4240 seviyesinden kapadı. Bu hafta için de tahminim yine pariteye bağlı olarak 1.40 – 1.43 aralığında hareket etmesi. Geçen haftaki yükselişte bazı büyük şirketlerin ihtiyaç alımlarının etkisi vardı. Buna rağmen 1.4350 seviyesini yukarı kıramaması, kısa vadede yine aşağı doğru hareket etme olasılığını güçlendiriyor. Ana trend için görüşümde değişiklik yok: Yükselişler satış için fırsat! Son iki aydır yükselme trendini koruyan borsada bu hafta önce geri çekilme, ardından yükseliş ve son saatlerde de yeni rekor gördük. 71.000 seviyesinin üzerinde kapanmayı başaran İMKB-100 endeksi, dolar bazında da 5.00 cent’e ulaşmış oldu. Bu hafta için 72.000 seviyesi yeni hedef. Yurtdışında da olumlu hava devam ediyor. ABD’de Dow Jones Endeksi 11.000-11.200 aralığında seyrederken Almanya’da büyüme hedeflerinin revize edilmesi ile Dax Endeksi son iki yılın en yüksek seviyesi olan 6.600’ün üzerine çıktı. Bu olumlu havanın devamıyla İMKB de hedefini yükseltecektir. Artık ana hedefimiz 78.550 ya da 5.65 cent. Bu hedefi abartılı bulanlara, yurtdışındaki olumlu havayı, gelişmekte olan ülkelere para girişinden aslan payını aldığımızı ve en önemlisi ‘sene sonu bereketi’nin sona erdiğini düşünmek için henüz erken olduğunu hatırlatmak isterim. Altın yukarı yönlü Altın geçen hafta boyunca yatırımcısını üzdüyse de yukarı hareketin devam etmesi daha olası görünüyor. 14 Ekim’de 1.381 seviyesini gören altın, haftanın son gününde 1.320 seviyesine kadar gevşedi. Altını ilgilendiren iki önemli gelişme var: Gelişmekte olan ülkeler büyümeye devam ediyor ve bu da emtia talebini destekliyor. Ayrıca, ABD ve İngiltere başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki niceliksel gevşeme (bono alımı karşılığında piyasaya para verilmesi) er geç enflasyon yaratacağından, altın talebi güçlü kalacaktır. Aşağıda 1.250 seviyesi kırılmadıkça yukarı hareketin devam etmesini bekliyorum. Bono piyasası son günlerde oldukça sakin. Gösterge bonoda bileşik faiz % 7,70 ve mevduat faizlerinde önemli bir düşüş olmadan bu seviyenin altına inmemiz zor. Bono almak isteyenler için 2015 ve 2020 vadeli sabit TL bonolarda hala fırsat var; faizleri sırasıyla % 8,30 ve % 8,50. Borsası rekorlar kıran ve yatırım yapılabilir notuna aday bir Türkiye’de bu vadelere talep mutlaka artacaktır. Çin, faiz artışı ile G-20’ye jest yaptı Geçen hafta sürpriz(!) bir şekilde faiz artışına giden Çin, piyasalarda kısa süren bir tedirginlik yarattı: Faiz artışı dönemi mi başlıyordu? Bir yıl vadeli borç verme faizinin yüzde 5.31’den yüzde 5.56’ya çıkarıldığının açıklandığı gün, euro-dolar paritesi 1.37 seviyesine düşerken, hemen tüm dünyada borsalar da düştü. Aslında Çin uzun bir süredir gelişmiş ülkelerin “Paranı daha değerli hale getir” baskısı altında. Çin’de döviz kurları Merkez Bankası tarafından belirleniyor. ABD’nin verdiği dış ticaret açığında Çin’den yapılan ithalatın büyük etkisi var. Çin, parasını daha değerli hale getirirse; bu, ABD’nin dış ticaret açığını azaltmasına yarayacak. Bu da doların değer kazanmasına sebep olacak. Kitap böyle diyor ama gerçek hayatta da böyle mi? Grafikte de görüldüğü gibi Çin uluslararası baskılara karşı bir yandan direnirken, bir yandan ufak ayarlamalarla cevap vermeye çalışıyor. Renminbi, haziran ayından bu yana sadece yüzde 2.5 değerlenmiş durumda. ABD, “Bu yetmez” derken, Çin de “Değerlemeyi uzun vadeye yayacağız” diyerek günü idare ediyor. Faiz artışının zamanlaması hiç de tesadüf değil. G-20 toplantısı öncesinde Çin böyle bir ‘jest’ yaparak bir anlamda toplantılara eli güçlü gitmek istedi: “Sizin istediğinizi yapıyoruz” diyebilmek için. Ve hayır, bunun dünyada faiz artışı döneminin başlamasıyla hiçbir ilgisi yok, nitekim piyasalar da ertesi günden itibaren bu faiz artışını unuttuklarını rakamlarla gösterdiler. HÜSEYİN YENER 25/10/2010 RADİKAL
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/borsada-yeni-hedef/295080