Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Global Ekonomi Sempozyumu kapsamında düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu toplantının bu düzeyde Türkiye'de düzenlenmesinden büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti. Global Ekonomi Sempozyumu gibi toplantıların Türkiye'de düzenlenmesinin çok önemli olduğunu belirten Şimşek, ''Bence bu durum Türkiye'nin son birkaç yıl içinde kat ettiği yolun güzel bir göstergesi. Türkiye şu anda yükselmekte olan piyasaların önde gelenlerinden biri. Avrupa'nın GSYH açısından 6. büyük ekonomisiyiz ve dünyadaki en büyük 16 ile 17. büyük ekonomisinden biriyiz'' şeklinde konuştu. Türkiye'nin G-20'nin bir parçası ve AB'ye aday olduğunu hatırlatan Şimşek, bütün bunlardan dolayı siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak Türkiye'nin büyük bir dönüşümden geçtiğini, bu süreçte ülkedeki yaşam standartlarının geliştirilmesi konusunda da çok büyük gelişmeler kaydedildiğini anlattı. Şimşek, ''Türkiye giderek daha zengin bir ülke haline geliyor. Demokratik, laik bir ülke. Türkiye büyük bir başarı hikayesi. Umut ediyoruz ki dünyanın diğer ülkeleri için de Türkiye bir umut ışığı olacaktır'' diye konuştu. Türkiye'nin başarılı olduğunu, bir başarı hikayesi bulunduğunu ifade eden Şimşek, bunu daha da ileriye götürmeleri gerektiğini, Türkiye'nin önemli bir bölgesel, küresel ekonomik oyuncu olduğunu vurguladı. ''MERKEZ BANKASI BAŞKANI'NIN EKİBİYLE YAPTIĞI ÇALIŞMA ÇOK BAŞARILI OLDU'' Mehmet Şimşek, mali istikrarın çok önemli olduğuna dikkati çekerek, ''Para politikası o kadar güzel yönetildi ki Türkiye, küresel mali krizi diğer ülkelere kıyasla çok daha hafif atlattı. Sayın (Durmuş) Yılmaz'ın ekibiyle verdiği kararlar sayesinde... Merkez Bankası Başkanı'nın ekibiyle yaptığı çalışma çok başarılı oldu'' şeklinde konuştu. Şimşek, bir soru üzerine, döviz kurlarındaki aşırı hareketliliğe dikkat etmek gerektiğini, bunu göz ardı etmenin mümkün olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu krizi görece iyi aştığımızı söyleyebilirim. Dünya daha korumacı bir yöntem benimserse, yani döviz kurlarıyla avantaj elde etmeye çalışırsa dünya için yazık olur. Böyle bir şeyin olmamasını sağlamak lazım. Kriz boyunca dünya liderleri G-20 zirvelerinde bir araya geldiler. Bütün kalbimle inanıyorum ki söz konusu dünya liderleri bu kadar sıkı, işbirliği içinde çalışmasaydı, politikalarını uyumlu hale getirmeseydi bu küresel resesyonun küresel bir buhrana dönme olasılığı çok yüksekti. Herkes korumacılığa 'hayır' dedi. Herkes 'işbirliği içinde çalışalım, güven kazanmak için ne gerekiyorsa yapalım' dedi.'' ''SORUMLU KİM' DİYE DÜŞÜNMEMEK LAZIM'' Kriz sırasında ve sonrasında güvenin en önemli unsur olduğuna işaret eden Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Bence herkes krizden sorumlu. Tamahkar bankalar, rüzgara karşı dayanıklı olmayan merkez bankaları ya da sürdürülemez hızlı büyümeyi destekleyen politikacılar, düzenleyiciler... Herkesin bu krizle ilgili çeşitli sorumlulukları var. Burada 'sorumlu kim' diye düşünmemek lazım. 'Bütün bu olanlardan nasıl ders çıkarabiliriz' diye düşünmemiz gerekiyor. Aynı zamanda bu boyutta, bu türden bir krizi bir daha yaşamamak için ne yapmamız gerektiğine bakmamız gerekiyor. Başkan Yılmaz'ın (Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz) söylediğine katılıyorum. Tabii ki ileride de krizler, inişler çıkışlar olacak. Yüzyıllardır krizler yaşanıyor. Asıl önemli olan şey yaşanan iniş çıkışları sınırlı tutabiliyor muyuz? Bu çok önemli. Bu konuda yaşananlardan çok şey öğrendik.''