Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, Türkiye'de faaliyette bulunan katılım bankalarının kuyum sektörünün kredi taleplerini ''Altın değişim aracıdır, yani paradır'' fikri ve faiz olur düşüncesiyle geri çevirerek kredi vermediklerini öne sürdü. Özgenç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, resmi verilere göre Türkiye'de 35 bin kuyumcu esnafının bulunduğunu söyledi. Bu esnafın yanında çalıştırdığı elemanlar, aileleri ve kendi aile fertleri ile birlikte sektörden ekmek yiyen 250 bine yakın kişinin bulunduğunu belirten Özgenç, ''Bazı kuyumcu esnafı da diğer sektör mensupları gibi katılım bankalarından kredi destek talebinde bulunuyorlar. Birtakım esnafımız diğer bankaların kredi desteğinden faydalanmaktadır. Ancak, bizler katılım bankalarının taşıdığı hassasiyeti taşıdığımız için krediyi kurumlarından talep etmekteyiz'' dedi. Özgenç, Türkiye'de faaliyette bulunan katılım bankalarının kuyum sektörünün kredi talebinde bulunmaları üzerine ''Altın değişim aracıdır, yani paradır'' fikri ve ''faiz'' olur düşüncesiyle kredi vermediğini öne sürerek, şöyle konuştu: ''Bizlere öne sürdükleri bu nedenden dolayı kredi vermeyen katılım bankaları, Merkez Bankasının Mevduat Munzam Karşılığı olarak verdiği faizi almaktadırlar. Bu durum kendileriyle çeliştiklerini göstermektedir. Katılım bankaları Mevduat Munzam Karşılığı olan kazançlarına gösterdikleri duyarlılığı altın hakkındaki uygunluk görüşüne rağmen kuyumcuya kredi konusuna da göstermelidirler.'' -''KONUYA AÇIKLIK GETİRİLMELİ''- Konuya açıklık getirilmesini istediklerini ve kuyum esnafının talebinin geri çevrilmemesini istediklerini anlatan Özgenç, ''Yaptığımız iş belli. Ancak, katılım bankaları yan çiziyor. Bizler de katılım bankalarının faizsiz bankacılık olduğunun farkındayız. Zaten bazı kuyumcu esnafı da bu yüzden kendilerinden kredi talep etmektedir'' diye konuştu. Özgenç, altının değerli bir ham madde olduğunu ve kuyumcu esnafının asıl işinin takı ve mücevheratın satışını sağlamak olduğunu ifade ederek, ''İmalatçısı da bu ürünü imal etmekle yükümlüdür. Katılım bankalarının altına bu yaklaşımı, ciddi bir tanım boşluğu olduğunu göstermektedir. Bu çifte algılamalara ve yaklaşımlara bir an önce son verilmelidir'' dedi.