Piraye Antikanın bilançosu
Tarih: 15 Eylül 2010 - 07:56
İşte onu en yakından tanıyan gazeteciden HSBC'nin demir Leydisi'nin ayrılış öyküsü...
33 yaşında oturduğu Genel Müdürlük koltuğunda HSBC Türkiyeyi butik bir bankadan 336 şubeli bir yapıya taşıdı.Demirbankın satın alma operasyonunu başarıyla yönetti. İlk beş banka arasına girme hedefini ise 30 Eylülde halefine devrediyor. İşte görevinde 17 yıllık bilançosu ve HSBCnin yeni rotasıâ¦
Türkiye sıcak dönemlerinden birini yaşıyor. Son bir aydaki gelişmeler baş döndürücüâ¦Siyasetteki sıcak gelişmelerin yanında bir de hava sıcaklığı var. Öyle ki bugünlerde hemen her sohbet havaların sıcaklığı, nem oranlarının yüksekliği ile başlıyor.bir başka sıcak gelişme ise Türkiyede 20nci yılını kutlayan HSBCde yaşanıyor. İlk olarak HSBC Türkiye Kurumsal ve Yatırım bankacılığından Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Hüseyin Özkayanın HSBC Rusyanın CEOluğuna getirildiği açıklandı. Ardından HSBCnin Türkiye pazarına adım attığı 1990 yılından beri bankada görev yapan,1993 yılından bu yana da bankanın CEOluğunu yürüten Piraye Antikanın bu görevini 30 Eylül itibariyle HSBC Jerseynin CEOluğunu yürüten Martin Spurlinge bırakacağı açıklandı.
Başta HSBC Türkiye çalışanları olmak üzere bankacılık çevresinde şok gelişme olarak görülen bu durumu konuşmak için Piraye Antikanın karşısına oturduk. Burada da son bir ayın İstanbul geleneğini bozmadık ve sohbetimiz havaların sıcaklığı ile başladı. Antika7da biz de havaların sıcaklığından yakındık. Sıcaklığın fikir teatisinden sonra klimalı bir ortamda olmanın da rahatlığı ile havaların sıcaklığını bir kenara bırakıp HSBCdeki sıcak gelişmelere odaklanmayı tercih ettik. Bu bir kaç dakikalık sohbet esnasında Antikanın enerjisinden hiç birşey kaybetmediğini , sanki görevi bırakın değil de göreve yeni atanacak CEO kendisiymiş gibi neşeli ve heyecanlı olduğunu gözlemleyip, herkesin merak ettiği soruyla başladım: neden görevi bırakıyorsunuz? Antikanın cevabı, bizim gözlemimizi doğrular nitelikte: Bıkmadım, yorulmadım, enerjim aynı şekilde devam ediyor, ama ben farklı şeyler de yapmak istiyorum.HSBC Türkiyenin tüm kilometre taşlarının oluşturulmasında aktif rol almış ve henüz 50 yaşında olan birinin böyle bir koltuğu kendi isteğiyle bırakması Türkiyede pek alışık olmadığımız bir durum. Bu nedenle, acaba HSBC Grubunun bir tercihi yada fikir ayrılığının bir sonucu olabilir mi bu ayrılık, diye düşünüp bu konudaki soruları derinleştiriyoruz. Ancak görevi bırakacağı günden beri benzer soruların çok geldiği her halinden belli. Hatta eşi İshak Antikanın soranlara Bankadan cenazesi mi çıkacaktı şeklinde yanıt verdiğini vurgulayan Antika, eşinin de daha önce JP Morganda 55 ülkeyi yönetirken benzer bir şekilde bankacılığı bırakıp kendi işini kurduğunu hatırlatıyor ve ekliyor: Burada artık yapacak bir işimin kalmadığını uzun zamandır düşünüyordum. Bırakmayıp, bir 20 yıl daha mı bu görevi yapacağım? 17 yıldır CEOluk yapıyorum, bırakmamak anormal: kaç yıl daha yapacağım? Bu kadar uzun süre aynı işi yapınca hep aynı sabaha uyanıyorsunuz. Dolayısıyla çok doğal bir süreç.Demirbankın satın alınması operasyonunu başarıyla yöneten, HSBC Türkiyeyi 336 şubeli bir banka haline getiren Antikaya HSBC Grubunun özellikle Kıta Avrupası bölümünde de bir yeniden yapılanmanın yaşandığını hatırlatıp kendisine grup içersinde daha etkin bir görev teklifinin getirilip getirilmediğini sorduğumuzda ise teklif geldiğini ancak kabul etmediğini söylüyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: Ben başka bir ülkede yaşamak istemedim. Türkiyeden başka bir yerde oturmak istemeyince de bu işi bitirmiş oluyorsun. İnsanlar anlamıyor bu pozisyonda olunca kendi isteğiyle bırakmayı. Ailemin rahatını bozmak istemedim. İshakda Demirbankı devraldığımızda benim devam etmem için JP Morganı bıraktı. Çünkü o zaman da ya ben Londraya gidecektim ya da o Türkiyeye gelecekti 50 yaşından sonra başka yere taşınmanın anlamı yok. Önümüzdeki dönemde biraz dinlenmek isteyen Antika, HSBC Türkiye yönetim kurulundaki görevine ek olarak grubun Avrupa, Ortadoğu ve Küresel İş Kolları Başkanı Stuart Gulliver ile Peter Boylesa danışmanlık yapacak, ancak icra ile ilgili hiçbir görevi olmayacak.
20 yılı geride bırakan HSBC Türkiye, bu dönem de çok önemli mesafeler kat etti, ancak Dünyanın yerel bankası sloganına karşılık gelen Türkiyede de ilk beş banka arasında olma hedefinden henüz çok uzakta. (Bankalar Birliği haziran ayı verilerine göre HSBC, 15 milyar lira aktif ile 12nci sırada.) Daha önce yapılan açıklamalarda bu hedefe ulaşmak için fırsatlar doğduğunda satın almalar yapılabileceğinin altı çiziliyordu 30 Eylülde görevi devralacak CEO Martin Spurling ile birlikte HSBC Türkiyenin stratejilerinde bir değişiklik olup olmayacağını sorduğumuzda ise Antika, HSBCnin köklü, oturmuş bir kurum olduğunu, başında kim olursa olsun stratejisinin devam edeceğini belirtiyor. Aynı soruya HSBC Grubu Kıta Avrupası CEOsu Peter Boylesun cevabı da net oluyor: Biz Türkiyede güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme stratejisine sahibiz. Bu strateji HSBC Grubunun küresel stratejisiyle; yani dünya ekonomi merkezinin batıdan doğuya kaymasıyla beraber yatırımlarını büyütmekte olan pazarlara kaydırma stratejisiyle aynı doğrultuda. Bu uzun soluklu bir strateji ve yeni CEOmuzun atanmasından sonra da bu stratejide bir değişiklik öngörmüyoruz. HSBC olarak büyümekte olan pazarların gelişmiş pazarlardan daha hızlı büyüdüğüne ve bunun bir sonucu olarak da küresel GSYİHdeki paylarının zaman içinde artacağına inandıklarını belirten Boyles, Türkiye yatırım açısından HSBC Grubunun öncelikli adreslerinden biri ve fırsatlar ortaya çıktıkça Türkiyedeki operasyonlarımızı hem organik hem de inorganik şekilde artırmaya devam edeceğiz diyor ve beş banka içersinde olma hedefinde iddialı olduklarının ve bunu da gelecek 20 yıl içinde gerçekleştireceklerinin altını çiziyor.
Türkiye için çok uzun vadeli olan bu hedefin organik büyümeyle gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğini ortaya koymak için HSBC Türkiyenin serüvenine rakamların eşliğinde göz atmakta yarar var. 1990 yılında Midland Bank, Vali konağı Caddesinde bir apartman dairesinde 5-10 kişilik bir ekiple kuruluyor. O dönemde İngilterede banka kurmak isteyen bir Türk bankasının bankacılık lisansı alamaması (Mütekabiliyet ilkesi) nedeniyle Midlan Bankın bankacılık lisansı geciktiriliyor ama gecikmeli de olsa lisans alınıyor. 1993 yılında HSBC dünya genelinde Midland Bankı satın aldığı için Türkiye ofisi de HSBC ofisi haline geliyor. Piraye Antikanın genel müdür yardımcısı olduğu bu dönemde Türkiye genel müdürü, görevine devam etmek istemiyor. Böylece Piraye Antika 33 yaşında genel müdürlük koltuğuna oturuyor. Başlangıçta butik bir kurumsal banka olarak örgütlenen HSBC hazine ve sermaye piyasası faaliyetleri ile bankayı büyütmeye başlıyor. 1997 yılına gelindiğinde 100 kişilik bir ekibe ulaşan HSBC, bu dönemde klasik kat bankacılığı olarak tanımlanan butik kurumsal bankacılık yapıyor. Bu tarihten sonra üst düzey perakende bankacılığa yöneliyor ve 200 yılına kadar olan zamanda ilki Vali Konağı ve Göztepe7de olmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmirde 10 şube açıyor. HSBC için sıçrama bu tarihten sonra başlıyor. 1999 yılında bu işin ölçek ekonomisi olduğunu daha net anladık.Türkiyede bireysel bankacılıkta başarılı olabilmek için büyük bir ölçeğe sahip olmanız gerekiyor. Büyük ölçeğe sahip olmak için bir banka satın almamız gerektiğini HSBC Grup yönetimine götürdük, bu kararımız çok çabuk bir şekilde onaylandı diyen Antika, zaman kaybetmeden Demirbank ile masaya oturduklarını söylüyor. Ancak Türkiye, bu dönemde Cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden biriyle karşı karşıya ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Demirbanka yükümlülüklerini yerine getiremediği için el koyuyor ve hemen ardından 2001 yılında satmak için ihaleye çıkıyor. HSBCnin ilgisi devam ettiği için bu kez de TMSF yetkilileri ile pazarlık masasına oturuluyor. 350 milyon dolara Demirbankın aktiflerinin bir kısmı satın alınıyor. Antika, 1 milyar dolarlık bir aktif satın aldıklarını söylüyor. Birçok yabancının Türkiyeyi terk teme düşüncesinde olduğu, bankacıların hortumcu olarak görüldüğü, 20nin üzerinde bankanın TMSFye devredildiği bir ortamda HSBCnin Türkiyeye yatırım yapma kararı vermesi dünya piyasalarına iyi bir mesaj olurken, HSBCnin de sınıf atlamasını beraberinde getiriyor. Artık 10 şubeli değil, 200 şubeli ve orta ölçekli bankalar içersinde yer alan bir HSBC Türkiye söz konusu.
HSBCnin sektörün geleceğini önceden görerek çok doğru bir yatırım yaptığına dikkat çeken Erste Securities İstanbul Menkul Değerler Bankacılık Analisti Sadettin Bağcı, Türkiye pazarında HSBCden daha eski olan birçok yabancı finans devinin o dönemde böyle bir risk alamadığını, bu riski alan HSBCnin ise pazara erken girmenin avantajını yaşadığını söylüyor. HSBC Grubunun dünyada da genel olarak kriz dönemlerini iyi değerlendirdiğine dikkat çeken Meksa Menkul Bankacılık Analisti Özgür Yurtdaşseven de 2001 krizi dönemini de bu anlamda iyi değerlendirdiklerinin altını çiziyor.
Demirbankı satın alma görüşmelerinin ilki, bankanın batmasıyla olumsuz sonuçlanıyor. Bu dönem bankanın yüzde 50si için 1 milyar dolar teklif verildiği ileri sürülüyor. Ancak Antika, Demirbankın o dönem sahibi olan Cıngıllıoğlu ailesi ile satın alma görüşmeleri yaptıklarını, ama bankada herhangi bir çalışma yapmadan TMSF tarafından el konduğu için hiçbir zaman fiyat vermediklerini söylüyor. İkinci görüşmelerin son kısmında ise ABDdeki 11 eylül saldırısı yaşanıyor. O dönem TMSF Başkan Yardımcısı olan Erdal Arslan, tam görüşmeler sırasında İkiz kulelere uçak çarptığı haberi geldiğini ve bunun üzerine iki saate yakın görüşmelere ara verdiklerini ancak HSBCnin tereddüt etmeden işi sonlandırma anlayışını sürdürdüğünü söylüyor. Antika ise o dakikaları şöyle anlatıyor: hissedar sözleşmesini müzakere ediyoruz. Bana bir telefon geldi. Arayan Hazineden sorumlu genel müdür yardımcımız Ayhan Kalaylıoğlu. Büyük bir panik içerisindeydi. Size burada ihtiyacım var , bankaya dönün dedi. Ne oldu dedim, orada bir televizyon yok mu diye sordu, üçüncü dünya savaşı çıktı diye ekledi. Abartıyor diye düşündüm ama televizyonu açınca ben bir durdum. Biz müzakereye devam edelim mi, diye. O zamanki patronu arayıp nasıl ilerleyeceğimizi sordum O da, uçaklar kalkmıyor, Moskovada havaalanında kalmış. Niye arıyorsun, ne alakası var diye sordu. Bir sorun yok, madem soruyorsun, bir başkanı arayalım dedi ve o zamanki başkanı aradık. Başkan dedi ki: Biz böyle olaylardan korkup yatırımları erteleyerek HSBC olmadık. Bizim kararımızı etkilemez. Müzakerelere 15 dakika sonra devam ettik.
HSBC için bu son terör olayı da değil zaten. 2003 yılında El Kaidenin genel müdürlük binasına yaptığı bombalı saldırıda üç HSBC çalışanı yaşamını yitirdi. Herkes büyük bir merak içersinde bu dehşetin sonuçlarına odaklanmışken Piraye Antika, çok iyi bir kriz yöneticisi olduğunu gösterdi ve iki saat sonra HSBC bankalararası piyasada kotasyon girdi. Biz gömleklerimizle çıktımız ve bir daha geri dönmediğimiz genel müdürlük binasından iki saat sonra bankalararası piyasada işlem yapmaya başladık. Hatta HSBC kotasyonu kaybolunca bütün bankacılık sistemi işlem yapmayı bırakmış. İki saat sonra biz işlem görünce sektör yeniden işleme başladı. Ekip olarak çok büyük bir şok, üzüntü yaşamamıza rağmen kenetlenip iş yaptık. Ciddi bir insani bedel ödedik ama terörün amacını gerçekleştirmesine izin vermedik. Sistemik riski engellediğimiz için Başbakan Recep Tayyip Erdoğandan özel teşekkür aldım diye anlatıyor o dönemi Antika.
HSBCnin gerek 2001 krizi döneminde gerek 11 Eylül saldırısı gerekse 2003 El Kaide saldırısı gibi durumlarda bile bir dakika geri adım atmayı düşünmediğini belirten Antika, HSBCnin Türkiye gibi ülkelerde bu kadar çabuk büyümesinin arkasındaki şifrelerin buralarda gizli olduğunu belirtiyor. HSBCnin Türkiyeye olan inancını takdir etmek gerektiğini belirten Credit Agricole Türkiye Genel Müdürü Dilek Yardım, HSBC, çekingen davranıp krizin sonuçlanmasını bekleyebilirdi, bunu yapmadı. HSBCnin Türkiyeye yatırım yapması fikrini olgunlaştıran Piraye Antika ve ekibidir diyor.
Ben perakende bankacısı değilim, hazine bankacılığı yapıyordum. Bu nedenle Demirbankı alıp yöneteyim, diye hiç düşünmedim. Hatta o dönem İngilterede görevli olan eşimin yanına giderim diye düşünüyordum diyen Antikanın düşündüğünün aksine HSBC Grup yönetimi Bu yatırımı sen ve ekibinin ortaya koyduğu proje ve istek üzerine gerçekleştirdik. Hiçbir yere gidemezsin, kalıp bunu yöneteceksin önerisi hatta emrivakisiyle CEOluk koltuğuna oturmaya devam ediyor. Tabi bu çok da kabul edilmeyecek bir öneri değil. Bu yatırımın hemen ardından bankacılık sektörü dışındaki en büyük kredi kartı kuruluşu olan Benkar Tüketici Finansmanı ve Kart Hizmetleri A.Şyi (Benkar) 75 milyon dolara satın alan HSBC, artık gerekli teçhizatı sağlayarak, ayakkabılarını bağlayıp Türkiyedeki maratona başlıyor.
2002 sonrasında Türkiye Ekonomisindeki büyümeye paralel, Türk bankacılık sistemi de rekor büyümelere imza attı. Öyle ki 2001-2009 döneminde Türk bankacılık sistemi aktif anlamda ortalama yüzde 371 oranında büyüyerek 169,2 milyar liradan 798 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde sektörde yer alan ilk 15 bankanın ortalama büyümesi ise yüzde 440 civarında oldu. Bazı bankaların yüzde 100ler civarında büyüdüğü sekiz yıllık dönemde HSBC ise yüzde 466 oranında bir büyüme rakamıyla ilk 15 bankanın ortalamasının bir miktar üzerinde bir büyüme sağladı. Bankacılık sektörü kredilerindeki büyüme ise daha hızlı oldu. Sektörün toplam kredileri yüzde 927 oranında büyürken ilk 15 bankanın kredileri ortalama yüzde 183 oranında büyüdü. Aynı dönemde HSBCnin kullandırdığı kredilerdeki büyüme oranı ise yüzde bin 90la sektör ortalamasının bir miktar üzerinde gerçekleşti. Şubeleşme ve mevduatın yanı sıra diğer bankacılık ürünlerinde de çok hızlı büyüme oranlarının yakalandığı bir dönemi geride bıraktı.Türk bankacılık sistemi. Bu dönemde HSBC olarak çok hızlı bir büyüme sağladıklarını hatırlatan Antikaya büyüme ortalamalarının sektör düzeyinde kaldığını ve ilk beş içine girmek isteyen bir banka için bunun yeterli olmadığını hatırlatıyoruz. Antika ise kıyaslamayı Türk bankaları ile değil yabancı bankalar arasında yapıldığında hiçbir yabancının yabancının HSBC gibi hızlı büyüyemediğinin görüleceğini söylüyor. HSBCden çok önce Türkiye pazarına giren ve butik bankacılık yapan dünya devlerinin kendi markaları ile çok da etkin olamadıkları bir gerçek. Örneğin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun katılım banklarını da dahil ederek açıkladığı verilere göre 2000 yılında HSBC gibi sektörde yüzde 1lerin çok altında bir paya sahip olan Citi Societe Generale, gibi banklar 2009 yılında da yine benzer paylara sahipken HSBC, 2001 yılında yüzde 0,69 olan Pazar payını 2009 yılı sonu itibariyle yüzde 1,67ye yükseltti. Bu noktadan bakınca önemli bir atılım yaşandığı bir gerçek. Ancak satın almaların tamamlandığı 2001 yılı sonrasında HSBCnin elde ettiği Pazar payını artıramadığını rakamlar ortaya koyuyor. Hatta Antikanın 2006 yılında organik büyüme kararı aldıklarını söylediği tarihten itibaren HSBC değil Pazar payı almak, Pazar kaybediyor. Bankalar Birliği verilerine göre, 2005 yılında yüzde 2,1 ile en yüksek düzeyine ulaşan Pazar payı 2009 yılı sonu itibariyle yeniden yüzde 1,7ye geriliyor. Kredilerde ise 2006 sonunda yüzde 3,5e yükselen payı, 2009 yılında yüzde 2,3e geriliyor.
İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Yardımcı Doç. DR. Kadir Tuna, HSBCnin 2001 sonrasında çok ihtiyatlı bankacılık yaptığını, aşırı risk odaklı bir yönetim anlayışı izlediğini belirterek, bunun da zaman zaman dinamik bir bankacılık yapmayı engellediğini belirtiyor. piyasalardaki günlük hareketlilikten fayda sağlamayı düşünen agresif bir bankacılık yapmayı engellediğini belirtiyor. Piyasalardaki günlük hareketlilikten fayda sağlamayı düşünen agresif bir bankacılık anlayışları yok. Yüksek riskli işlemlerden kaçınmayı, uzun vadeli iş planlarına göre hareket etmeyi tercih ediyorlar diyen Tuna, bu tercihin bir sonucu olarak uzun vadeli bakıldığında HSBCnin istikrarlı büyümeyi tercih ettiğinin görüldüğüne dikkat çekiyor. İsminin açıklanmasını istemeyen bir bankacı ise Türkiyede bir-iki banka dışında tüm sektörün sıkıntı içersinde olduğu bir dönemde çok akıllı bir hamle yaparak Demirbankı alan HSBCnin daha sonraki yıllarda piyasayı allak bullak edebilecek bir güce sahipken, bunu yapmamasına anlam veremediğini söylüyor. HSBCnin bu durumu maça bir sıfır önde başlayan bir futbol takımının daha sonra defansa çekilerek oyunu sürdürmesine benzetiyor. Antika ise bunun üzerinde bir büyümenin bankacılıkta riskli olduğuna dikkat çekerek, Bunun üzerindeki hızla büyümeyle duvara çarpabilirsiniz, Bunu da yakın tarihimizde gördük. Biz çok hızlı büyüyüp sonra düşmek istemiyoruz. Her türlü makro ekonomik şartta bu yatırıma devam edeceğiz. Dolayısıyla bizim tarzımız biraz itidalli olmak, işi daha sürdürülebilir kılmak diyor. Bu dönemde çoğunlukla aileler tarafından yönetilen Türk bankalarının sermayedarlarının hisse senedi fiyatını maksimize sermayedarlarının hisse senedi fiyatını maksimize etmek üzere bankacılık stratejisi uyguladıklarını, negatif faiz bile olsa Pazar payı öncelikli hareket edebildiklerini hatırlatan Antika şunları söylüyor: Bizde sermayedar aile olmadığı için uzun vadeli sürdürülebilir büyümeye odaklandık. En yüksek Pazar payı HSBCnin desinler diye zararına iş yapmıyoruz. Örneğin yüzde 9,5le mevduat toplayıp bunu yüzde 8le kredi olarak vermiyoruz. Bunu yapanları da kınamıyorum. Bu tamamıyla hissedarın neyi maksimize etmek istediğiyle ilgili bir konu. Bizim hissedarımız sürdürülebilir büyümeye, stabiliteye daha çok önem veriyor. Bu stratejimiz göreceli büyümemizi etkiledi. , ama biz bunu bilinçli olarak tercih ediyoruz ve rakiplerin gerisinde kalmayı da göze alıyoruz. Bugüne kadar izlenen bankacılık politikası ile HSBCnin organik büyümeyle ilk beş bana arasına girmesi çok mümkün değil. Keza bir çok analist ve bankacı gibi Bağcı ve Yurtdaşseven de, ilk beşte çok güçlü bankaların olduğunu HSBCnin ancak bir satın almayla bu hedefini başarabileceğini söylüyor. HSBCnin stratejisi de bütün fırsatları değerlendirmek üzerine kurulu.
HSBCnin sektör içinde önemli bir büyüklüğe ulaştığını ve sağlıklı bir büyüme trendi izlediğini belirten Yurtdaşseven, HSBCnin global olarak da çok başarılı bir performans sergilediğini ve krizi en az hasarla atlattığını, Türkiyenin de çok başarılı bir performans sergilediğini söylüyor. Bir çok bankacı gibi Yurtdaşseven de kredi kartında aynı başarıyı göremediğini söylüyor ve ekliyor: Bir ara kredi kartına ağırlık verdiler ancak gerekli kar maksimizasyonunu sağlayamadıkları için yüklenmediler. Zaten kredi kartı tarafında çok güçlü oyuncular var, bunlarla rekabet kolay değil. Antika ise grubu satın almaya zor ikna ettikleri kredi kartını sadece kart müşterisi için değil, bireysel bankacılığın bir uzantısı olarak çapraz satış yapmak için satın aldıklarını ve bu hedeflerini gerçekleştirdiklerini söylüyor.
Sıfırdan kurduğu HSBC Türkiyeyi grubun Kıta Avrupasındaki Fransadan sonra ikinci büyük bankası haline getiren Antika, büyüklüğün yanı sıra karlılıkta da ikinci sırada olduklarını söylüyor. Burada yapılan yatırımla Fransadaki kıyaslanamaz bile. Fransada 9 milyar euroluk bir satın alma gerçekleştirdiklerini belirtmekte yarar var. Türkiyenin 2,5 trilyon dolarlık aktif büyüklüğe sahip olan ve 85 ülkede faaliyet gösteren HSBC Grubu içersinde ilk 15 içersinde yer aldığı bilgisin veriyor. Antika, HSBC Grubu Kıta Avrupası CEOsu Peter Boylesde 1990 yılında sıfırdan başlayan bir yatırım olarak kurulmasının ardından, HSBC Türkiye, butik bir kurumsal ve yatırım bankası olmaktan çıkıp 3 milyon kişiye geniş finansal hizmetler sunan bir kurumsal, ticari ve perakende banka haline geldi. Son 20 yılda HSBC Türkiye iki büyük satın almayı başarıyla gerçekleştirdi. Organik ve inorganik büyüme stratejilerinin birleşimi olan bir strateji izledi. Bu da şu ana kadar olağanüstü sonuçlar ortaya çıkardı. Bütün bu olağanüstü başarıları, markamızın gücü ve HSBC Grubunun sürekli desteğinin yanında, HSBC Türkiyenin bu dönemdeki başarılı liderliğine ve bütün çalışanların emeklerine borçluyuz diyor.
Görüştüğümüz çok sayıda banka yöneticisi Piraye Antika dediğimizde açık sözlü tanımını kullanıyor. Bir bankacı daha da net bir ifadeyle Doğrucu Davut tanımlamasını yapıyor. Piraye Antikayı 1992 yılından beri tanıyan ve bugün Antikanın başkanı olduğu Yabancı Sermaye Derneğinin başkan yardımcılığını yürüten Dilek Yardımda Açık sözlü biridir. Hızlı karar vermesi beraber çalışmayı kolaylaştırıyor, kendisiyle çalışmayı isterdim diyor ve Antikanın işini çok iyi bildiğini, bankacılığın bütün alanlarında çalıştığını, ekip çalışmasına çok önem veren birisi olduğunu anlatıyor. Ayrıca bankacılık prensiplerine çok sıkı bağlı olduğu belirtilen Antikanın bundan sonra ne yapacağı da merak konusu.
Görevi bırakacağını söylediğinde HSBC Grubu başkanı Stephan Greenin kendisine ne yapacaksın, yün mü öreceksin diye sorduğunu gülerek anlatan Antika, ne yapacağı ile ilgili üzerinde büyük bir baskının olduğunu söylüyor. 20 yılda çok çalıştığı için özel hayatına yeterli vakit ayıramadığından yakınan Antikanın, biri 13 diğeri 19 yaşında iki kızı var. Büyük kızının okul nedeniyle Amerikaya gideceğini belirten Antika, Kafam estiğinde onun yanına gidebilmek çekici geliyor diyor. Okumayı ve öğrenmeyi çok seven Antika, HSBCdeki görevin yanı sıra bir süre dinlenmek, okumak, fotoğraf çekmek istediğini belirtiyor. Hatta krizle ekonomik modelin çöktüğünü, dünyada yeni bir model kurulduğunu, bunlar üzerine biraz düşünmek gerektiğini söyleyen Antika, bu dönemde bireysel gelişime daha fazla zaman ayırma fırsatı bulacağı için mutlu.
Sosyal sorumluluk işlerine de zaman ayıracak olan Antikanın günün sonunda kafasında olan ise girişimcilik. Küçük bir şirkete yatırım yapıp, bunu büyütebilirim. Nasıl bir girişimci olacağımı merak ediyorum. Bunu denemek istiyorum. Bir operasyonu alıp büyütmeyi seviyorum, HSBC deneyimim de bunu gösteriyor diyen Antikanın kafasında bir sektör olup olmadığını soruyoruz. Bu soruya perakende sektörü olabilir cevabını veriyor. Bu cevabın tek sektörle sınırlı olması, konu üzerine düşündüğünün de bir göstergesi. HSBCyi sıfırdan bugünlere getiren Antika, belki 10 yıl sonra karşımıza perakende sektöründe etkin bir şirketin patronu olarak çıkabilir. Neden olmasın?
Kenan Şanlı/Fortune
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/piraye-antikanin-bilancosu/292531