Uluslararası krizlerin ülke ekonomilerini altüst ettiği dönemlerde büyük sermaye çıkışlarının gelişmekte olan ülkelere zarar vermemesi için zaman zaman gündeme gelen Tobin Vergisi, Türkiye’de de tartışılan vergilerden oldu. Türkiye’de yabancı sermaye girişlerinin kısıtlanmaması için genel bir Tobin Vergisi’ne sıcak bakılmazken Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, Türkiye’de Tobin Vergisi’nin geçici olarak zaten uygulandığını söyledi. Tobin Vergisi, bir ülkeye giren spekülatif ve kısa vadeli sermaye hareketlerinin vergilendirilmesini amaçlıyor. Kişisel görüşünün Tobin Vergisi’nin Türkiye ekonomisi için çok yararlı olmayacağı yönünde olduğunu ifade eden Ekrem Keskin, şöyle konuştu: “Türkiye kaynak ihtiyacı yüksek olan bir ülke. Önemli oranda da tasarruf açığı var. Tobin Vergisi dışarıdan gelecek sermayeyi azaltır. Ama Türkiye’de zaten çok yüksek oranda bir geçici Tobin Vergisi var. Tobin Vergisi, yurtdışından gelen kaynaklara uygulanan vergi ise Türkiye’de Merkez Bankası yurtdışından yapılan borçlanmalara zaten şu anda yüzde 9.5’un düzeyinde bir rezerv uyguluyor.” ‘Şirketler borçlanmıyor’ Türk ekonomisinde son yıllarda şirketlerin bankacılık sektöründen borçlanma taleplerinin azaldığına dikkat çeken Ekrem Keskin, bankaların kredileri cazip hale getirmik için ücret ve komisyon masraflarını önemli oranda aşağı çekmelerine karşın şirketlerin kredi talebinin az olduğunu söyledi. İSO’nun (İstanbul Sanayi Odası) açıkladığı 500 büyük şirket ve bunu takip eden diğer 500 şirketi de kapsayan 1000 şirket üzerinde yaptığı incelemenin sonuçlarını aktaran Keskin, “Mali borçların özkaynaklara olan oranının birin altında olduğunu görüyoruz. Bu şu demek şirketler özkaynakları kadar borç kullanıyor. Sabit kıymetlerini tamamını neredeyse özkaynaklarıyla finanse etmişler. Bankacılık sistemini daha çok işletme sermayesi amacıyla kullanıyorlar. Bankacılık sisteminden borçlanma iştahlarının da sınırlı olduğunu görüyoruz” dedi. Bankalar kredi rekabetini artırdı Kamunun borçlanma ihtiyacının geçen yıla göre yavaşladığını belirten Ekrem Keskin, “Buna karşılık bankacılık sektöründe kredilerde ilk altı ayda çok hızlı bir büyüme var. İkinci yarıda ilk yarıyla karşılaştırdığımızda kredilerde de bir yavaşlama var. İlk yarıda kredilerdeki canlanmayı sağlayan bireysel ve kurumsal talepti. İkinci yarıda bireysel ve kurumsal kredilerde yavaşlama var. Bankacılık sisteminin kredi hacmini büyütmeye çabaladığını görüyoruz. Kredi pastasını büyütmek için çok yoğun bir rekabet var” dedi. Bankaların kredi talebini büyümek için kredilerin vadesini uzatıp fiyatlarını düşürdüğünü belirten TBB Genel Sekreteri Keskin, şöyle dedi: “Bankacılık sistemi kredi faizini aşağı doğru çekiyor. Burada risk ve getiri arasındaki marjı önemli ölçüde kapatmış durumdalar. Dolayısıyla çok hassas bir denge var burada. Bugün bankacılık sistemi risk bazlı bir fiyatlamayı belli grup müşterileri için çok ince bir marjla yapıyor. Kredibilitesi yüksek olan müşterilerinin risk faktörleri düşük olduğu için faiz oranlarını çok düşük seviyelere çekmiş durumdalar. Piyasada yüzde 7.5, 8 ile, kısa vadeli faiz oranlarına yakın düzeylerde kredi verilmek istendiğini ama kredi talebinin zayıf olduğunu görüyoruz.” KADİFE ŞAHİN - MİLLİYET