Yazdır

7 kritere göre en iyi hisseler

Tarih: 09 Eylül 2010 - 08:20

İlk yarı bilançolarını masaya yatıran derginin öne çıkardığı şirketlerde ilginç isimler dikkat çekiyor

Borsada son dönemde dalgalı bir seyir izlese de dünyada faizler bu kadar düşük seviyede kaldığı sürece yukarı trend devam edecek gibi görünüyor. Türkiye’de ise piyasalar hem içerideki, hem de dışarıdaki gelişmelere kilitlenmiş durumda. Dışarıda yeniden bankacılık sektörü ve borç sorunu gündeme gelirken, içeride kritik referandumun sonuçları bekleniyor. Tüm bu gelişmelere rağmen hisse bazında hareketler ise her zaman olduğu gibi bu dönemde de devam ediyor. İşte bu dönemde yatırımcıların daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü olası bir gelişme zirve seviyesinde olan borsada beklenmedik sert düşüşlere neden olabilir. Hatta bazı analistler zirveden portföylerin bir kısmının satılabileceği önerisi bile yapıyor. Son günlerde ise yabancıların aşırı primli banka hisselerinden çıkarak sanayi hisselerine geçtiği gözleniyor. Hisse değişim sürecinin hızlandığı bir dönemde Ekonomist dergisi 7 kritere göre İMKB şirketlerini masaya yatırmış. Derginin kapak konusu olan haberde 20 şirkete yer verilmiş. Haberde Gedik Yatırım araştırmasına da yer verilirken, hisse seçimi için kullanılan kriterler şöyle sıralanıyor:
Net kar büyümesi, net satış büyümesi, Faiz, Vergi, Amortisman Öncesi Kar (FVAÖK) büyümesi, net kar marjı, FVAÖK Marjı, Toplam borç/Toplam aktif ve Piyasa Değeri/Defter Değeri (PD/DD).
Gözaltı Pazarı’ndaki hisselere dikkat
Kriterler iyi de Ekonomist dergisi editörleri öneride bulunurken çok önemli bir ayrıntıyı atlamışlar Esemspor, Mensa, Gediz ve Net Holding gibi hisseler ‘rasyoları en güçlü şirketler’ arasında gösterilmiş. Faaliyetlerini büyük ölçüde durduran Mensa Mensucat’ın, sürekli bedelli sermaye artırımı ve bankalardan sağladığı kredilerle ayakta durduğu biliniyor. Net Holding’in durumu ise Mensa’dan çok iyi değil. Esem Spor ve Gediz ise gözaltı pazarında işlem görüyor. Gediz borçsuz ve çok sayıda iştirakiyle öne çıkıyor ama yine de rasyosu iyi şirketler arasında gösterilemez çünkü zaten belirttiğimiz gibi Gözaltı Pazarı’nda işlem görüyor. Esemspor’a gelince tam bir fiyasko, çünkü daha geçtiğimiz günlerde ana hissedar Cankurtaran Holding’in ismi iflastan kurtulmak için rüşvet veren şirketler arasında gösteriliyordu. Bilançoları masaya yatırım uzun uzun incelemeler sonucunda çıkan hisseler bizleri de çok şaşırdı. Tabii yatırımcılar Ekonomist dergisi yazdı diye koşup bu hisseleri alacak değiller ama en azından biz dergi editörlerinin uyarı yaparken dikkatli olmalarını öneriyoruz.



Nasıl bir seyir bekleniyor?
Ekonomist dergisinin piyasa haberi şöyle devam ediyor:

Bilançolarla ilgili değerlendirmeye geçmeden önce piyasanın sonbahar beklentilerine bakıldığında ise iç piyasada ve dışarıda bazı belirsizliklere dikkat çekmek gerektiği görülüyor. Ancak her şeye rağmen geçen hafta 61.000’i test ederek tarihi zirve yapan İMKB için 65.000 hatta 70.000 zirvelerinin hedef olarak gösterildiğini belirtelim. Türkiye’de iç tarafta en önemli belirsizlik, 12 Eylül’de yapılacak referandum. Referandum sonrasında en azından siyasi belirsizlik ortadan kalkmış olacak. Yine yurt dışında ‘ikinci dip’le ilgili belirsizlikler yakından izlenecek. ABD 10 yıllık faizlerinin seviyesi ve dolar/Japon Yeni paritesi, artan riskten kaçınma trendine işaret ediyor.

Bu süreçte ABD ve AB bölgesi öncelikli olmak üzere İngiltere ve Japonya’da ikinci ve üçüncü çeyrek büyümeleri açıklanacak. Bu veriler, ‘ikinci dip’ ile ilgili yorumlara yeni boyut kazandırabilecek. İşte sonbahara böyle belirsizliklerin olduğu bir ortamda giriliyor.

İstatistiksel olarak Eylül ayının belirsizlik taşıdığı da görülüyor.1990 yılından bu yana İMKB’de Eylül ayı itibariyle oluşan performanslarına bakan Meksa Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Özgür Yurtdaşseven’in çalışmasına göre sınırlı bir şekilde pozitif bir sonuçla karşılaşıldığı görülüyor. Son 20 yıllık periyotta endeks 11 kez ayı pozitif, 9 kez negatif eğilimle tamamladı. Son yedi yıllık periyoda bakıldığında ise endeks eylül ayını beş kez değer artısıyla iki kez ise değer kaybıyla tamamladı. Genel trende bakıldığında eylül ayına yönelik bir mevsimsel hareketten bahsetmek zor.

Yeni zirveler olabilir

Piyasa beklentilerine bakıldığında çok yakın vadede referandum sürecinin takip edileceğini söyleyen Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Nergis Kasabalı “Piyasalar şu anda evet’i fiyatlıyor, referandumdan yüzde 55 ve üstü evet çıkması durumunda piyasalar sonucu genel seçimler için de tek parti hükümetinin devamı olarak yorumlayacak ve olumlu tepki verecek” diyor.

Aksi durumda siyasi belirsizliğin artması ile bir satış olabileceğini söyleyen Kasabalı, ama global piyasaların seyrinin ve gelişmiş ekonomilere dair kaygıların İMKB için de en önemli belirleyici olmaya devam edeceğinin altını çiziyor. Ancak bu fiyat seviyelerinde İMKB’nin pahalı olmadığı değerlendirmesinde bulunan Kasabalı’ya göre 61.000’i test ederek tarihi zirve yapan piyasa, bankalar önderliğinde bir miktar daha yükselir.

Global ekonomide büyümede yavaşlama eğilimine bağlı olarak, borsaların baskı altında olduğunu söyleyen A Yatırım Araştırma Müdürü Seyfullah Esen, İMKB’de ise kısa vadede referandum sonuçlarının etkili olacağını kaydediyor. Esen, orta-uzun vadede ise Türkiye’nin düşük borçluluk oranları, yükselen tüketim gücü, genç nüfus, çevre ülkelere açılım politikası paralelinde genelde yükseliş eğilimini korumasını bekliyor. Esen, olası yıl sonu yükseliş dalgasında endeks için beklentilerinin ise 67.000– 68.000 seviyeleri olduğunu söylüyor.

Bilançolar nasıl?

Genel piyasa beklentileri böyleyken 2010 ilk yarı bilançolarına bakıldığında 2009’un zayıf geçen ikinci çeyreğine göre ve ekonomik büyümeye paralel hızlı toparlanma dönemine girildiği görülüyor. Bankacılık sektöründe hızlı kredi büyümesi, geçen yıl ayrılan karşılıkların geri dönüşleri, sanayi şirketlerinde ise esas faaliyetlerde ciddi bir toparlanma fakat net kar açısından geçen senenin ikinci çeyreğinin gerisinde kalan bir performans söz konusu.

Nergis Kasabalı, bunun ana sebebini, geçen yıl ikinci çeyrekte TL’nin tekrar değer kazanmaya başlamasıyla oluşan kur farkı geliri ve o dönemde emtia fiyatlarında yaşanan sert hareketlerin yarattığı geçici avantajlar olarak özetliyor.

Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Onur Mutlu da aynı konuya dikkat çekiyor. Reel sektör şirketlerinin ikinci çeyrek bilançoları incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre faaliyet karındaki artışı olumlu bulan Mutlu, bu durumun net kara faaliyet giderlerindeki artış nedeniyle yeterince yansımadığını söylüyor.

Cam sektörü iyi

Sektörel bazda en ciddi kar artışını hem çeyrek hem de yıllık bazda cam sektörünü içinde barındıran bina malzemelerinin sırasıyla yüzde 136 ve yüzde 11 bin 576 ile aldığını söyleyen Turkish Yatırım Araştırma Müdürü Mehmet Baki Atılal “Artan talebe paralel olarak üretim miktarındaki artış, cam fiyatlarındaki yıllık bazda ortalama yüzde 11’lik yükseliş, finansal giderlerdeki gerileme ve hammadde maliyetlerindeki gerileme, cam sektörü sayesinde bina malzemelerin ön plana çıkmasını sağladı. Ama sektör genelinde de ciddi toparlanmalar görülüyor” diyor. Atılal’ın beğendiği diğer sektörler ise ekonomideki büyümeden olumlu etkilenen kimya, ihracatın da katkısıyla otomotiv, THY’nin belirleyici olduğu ulaştırma ve kağıt-ambalaj sektörü.

İkinci çeyrekte reel sektörde GSMH’de büyümenin devam etmesi paralelinde karlılıklarda artışın sürmesi, bankalarda ise net faiz marjında gerileme nedeniyle karlılıklarda yavaşlama dikkat çekici gelişmeler” diyen A Yatırım’dan Seyfullah Esen, GSMH’nin ilk çeyrekte yıllık yüzde 11,7 büyüdüğünü hatırlatıyor. Esen, ikinci çeyrekte ise kurum olarak yüzde 9.7 büyüme beklentisi içinde olduklarını söylüyor. Bu paralelde GSMH’nin yüzde 10 seviyelerinde büyümesinin karlılık artışını sürükleyen ana faktör olduğunu anlatan Esen, ihracat rakamlarındaki artışın da karlılığı desteklediğini belirtiyor. Sonuçta Esen’in performansını beğendiği sektörler ise cam, otomotiv, havacılık, gıda ve petrokimya.

İkinci yarıda ne olur?

Bankacılık sektörünün ikinci çeyrekteki performansını olumlu bulan Nergis Kasabalı, cam ve otomotiv sektörlerine de dikkat çekiyor. Ayrıca Petrokimya, gıda, perakende ve bazı madencilik şirketlerinin performansının da oldukça iyi olduğunun altını çizen Nergis Kasabalı, yılın ikinci yarısında ise cam sektörünün iyi performansını devam ettirmesini bekliyor. Yine hava taşımacılığı ve elektrik sektörlerinde de ikinci yarıda iyi sonuçlar bekliyor.

Yılın ikinci yarısında banka karlarında zayıflama nedeniyle sanayi sektör şirketlerinin ön plana çıkmasını bekleyen Seyfullah Esen’in beklentisi yüksek sektörleri ise cam, otomotiv, beyaz eşya ve gübre.

Yılın geri kalan döneminde de cam önderliğinde bina malzemeleri, oluklu mukavva önderliğinde kağıt Ambalaj, kimya, ulaştırma, otomotiv yan sanayi ve otomotivin olumlu performanslarını devam ettirmesini bekleyen Mehmet Baki Atılal, “Dayanıklı tüketim, enerji, oto yan sanayi ve perakende gıdada satılan malın maliyetindeki artışın satışlardaki artıştan fazla olması, bu sektörleri önümüzdeki dönemde karlılık açısından baskı altına alacak” diyor.

Bankalarda karlar düşer

Bankacılık sektörünün karlarında 2010 ilk yarı itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 artış olduğunu kaydeden Onur Mutlu, son çeyrek itibariyle artış oranının yüzde 9’da kaldığını hatırlatıyor. Üçüncü çeyrekte de kar artış hızındaki yavaşlamanın devamını bekleyen Onur Mutlu, mevduat faizleri ve kredilerdeki büyümeyle birlikte karlarda yeniden artış ivmesinin yakalanmasını bekliyor.

Bankaların ilk çeyrekte ulaştığı rekor karlılık seviyesine göre ikinci çeyrekte yüzde 9 gerileme olduğunu söyleyen Seyfullah Esen, karlılıkta gerilemenin sebebinin çeyreksel bazda faiz gelirlerinde yüzde 4 düşüşe karşın faiz giderlerinde yüzde 11 artış yaşanması olduğunu anlatıyor. İkinci yarıda kredi büyümesi sürse de bankaların yüksek karlılığını sürdüremeyeceğini anlatan Esen şunları söylüyor:

Momentumda yavaşlama, artan faiz rekabeti, düşük bono faizlerine karşın mevduat tarafında rekabet, krizde ayrılan karşılıkların dönüşlerinden elde edilen karlılıklarda zamanla azalma eğilimi bunun temel nedenleri. Gelecekte bankalar için karlılık trendi kredi büyümesinin gelişime ve TCMB’nin faiz politikasında olası değişikliklere bağlı.”

Bankaların ikinci çeyrek karlarını ‘oldukça tatminkar düzeyde’ şeklinde değerlendiren Nergis Kasabalı, yılın ikinci yarısında artık bir faiz artırımının beklenmediğini söylüyor. Kasabalı, “Dolayısıyla büyüme biraz yavaşlasa da devam edecek, belki karşılıklardan geri dönüşler azalacak, marjlar daralacak. İkinci yarıyıl karlarının ilk yarıyılın yaklaşık yüzde 10-15 altında kalacağını düşünüyoruz” diyor.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/7-kritere-gore-en-iyi-hisseler/292200