"Merkez bankalarının bankası'' olarak da adlandırılan Uluslararası Ödemeler Bankası'nın (BIS) raporuna göre, döviz piyasasıyla ilgili en son araştırmanın yapılmasından bu yana geçen üç yılda, döviz ticareti yüzde 20 artarak günlük 4 trilyon dolara ulaştı. BIS'ın 53 merkez bankası ve para otoritesinin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, döviz ticaretinin yüzde 37'sinin yapıldığı Londra, döviz ticaretinin en büyük merkezi olma özelliğini sürdürdü. Finansal krizin bütün dünyayı etkisine aldığı 2008 yılından bu yana BIS'in döviz piyasasıyla ilgili yaptığı ilk araştırma, Londra'daki döviz işlemlerinin yaklaşık yarısının yapıldığı ABD'nin, döviz ticaretinin iki numaralı merkezi olduğunu, üçüncü sırada yer alan Japonya'yı Singapur ve İsviçre'nin takip ettiğini ortaya koydu. Tezgah üstü türev piyasası da güçlü büyüme gösterdi ve günlük satış işlemleri yüzde 24 artışla 2,1 trilyon doları buldu. DOLAR, GÜCÜNÜ KORUYOR Döviz ticaretinde ABD doları en güçlü para birimi olma özelliğini sürdürdü. 2001 yılında döviz işlemlerinin yüzde 90'ı dolar cinsinden yapılırken, bu oran Nisan 2004'te yüzde 85,6'ya, Nisan 2010'da ise yüzde 84,9'a geriledi. Bu durumdan en fazla yararlanan avro, diğer G-10 ülkeleri ile gelişmekte olan ülkelerin para birimleri oldu. BIS'nin araştırması, bir yatırımcının düşük faiz getiren bir para biriminden borçlanıp krediyi yüksek faiz getiren bir para birimine yatırması işlemi olan ''carry trade'' işlemlerindeki patlamanın sonunun geldiğini de gösterdi. Söz konusu süreçte düşük getirili Japon yeniyle, yüksek getirili Avustralya dolarının kullanım oranı artarken, ''carry trade'' işlemlerinde karşılıklı olarak kullanılan bu iki para biriminin kullanım oranı yüzde 100'den yüzde 200'e çıktı. Döviz ticaretinde yüzde 28'lik oranla en fazla kullanılan döviz kuru çifti avro/dolar olurken, dolar/yen oranı hafif yükselişle yüzde 14'e çıkarak avro/dolar çiftini izledi. Sterlin/dolar kur çifti 2004'te yüzde 9 olan döviz ticareti oranını korudu.