MB: İç talep istikrarlı
Tarih: 31 Ağustos 2010 - 15:23
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu
(PPK) toplantı özetini yayınladı
Yapılan açıklamada, iç talebin göreli olarak istikrarlı bir görünüm sergilediği belirtilerek, yatırım talebinin toparlanmaya devam etttiği, ancak kriz öncesi döneme kıyasla düşük düzeylerde seyrettiği ifade edildi.
Toplantı özetinin tam metni şöyle:
Enflasyon Gelişmeleri
1. Temmuz ayında fiyatlar yüzde 0,48 oranında düşmüş ve yıllık
enflasyon 0,79 puan azalarak yüzde 7,58 olmuştur. Yıllık enflasyondaki
bu belirgin düşüşte Temmuz ayı Para Politikası Kurulu (Kurul) Toplantı
Özeti'nde de ifade edildiği gibi tütün ürünleri ve dayanıklı mallarda
bir önceki yılın aynı döneminde artan vergi oranlarının oluşturduğu
baz etkisi önemli rol oynamıştır. Bu dönemde hizmet grubu yıllık
enflasyonundaki azalış eğilimi ve temel mal fiyatlarındaki olumlu
seyir devam etmiş, temel (çekirdek) enflasyon göstergeleri de orta
vadeli hedeflerle uyumlu seyrini korumuştur.
2. Temmuz ayında işlenmemiş gıda ürünleri fiyatları son iki aya
kıyasla daha sınırlı bir oranda da olsa düşüşünü sürdürmüş, gıda
yıllık enflasyonu yüzde 5,52'ye gerilemiştir. Sebze fiyatlarındaki
mevsimsel azalış grup fiyat gelişmelerinde belirleyici olurken, et
fiyatları iki ay aradan sonra tekrar belirgin oranda artış
kaydetmiştir. Böylelikle, et fiyatlarının yıllık tüketici enflasyonuna
birincil etkisi 1,6 puana çıkmıştır. Ağustos ayına ilişkin gözlemler,
işlenmemiş gıda fiyatları yıllık artış oranının temelde meyve
fiyatları kaynaklı olarak belirgin bir oranda yükselebileceğine işaret
etmektedir. Yılın kalanında ise canlı hayvan ithalatında uygulanan
gümrük vergisi oranlarının indirilmesinin işlenmemiş gıda
fiyatlarındaki artışı sınırlaması beklenmektedir.
3. Hizmet grubu yıllık enflasyonundaki azalış devam etmektedir.
Mevsimsellikten arındırılmış veriler enflasyonda hizmet grubu geneline
yayılan bir yavaşlamaya işaret etmektedir. Gıda ve enerji fiyatlarının
son aylarda olumlu seyretmiş olması hizmet fiyatları üzerinde maliyet
yönlü baskıları hafifletmiştir. Talep koşullarına duyarlılığı görece
daha yüksek olan yemek ve ulaştırma hariç hizmet fiyatlarının yıllık
artış oranı ise yüzde 3,46 ile endeks tarihindeki en düşük seviyeye
gerilemiştir.
4. Enerji fiyatlarında son dönemde gözlenen yatay seyir Temmuz
ayında da sürmüştür. Uluslararası petrol fiyatlarındaki görünüm
paralelinde akaryakıt fiyatları belirgin bir değişim göstermezken,
katı yakıt fiyatları yavaşlayarak da olsa artmaya devam etmiştir.
Önümüzdeki dönemde baz etkisine bağlı olarak enerji fiyatları yıllık
artış oranının gerileyeceği öngörülmektedir.
5. Temel malların (gıda, enerji, alkollü içecekler, tütün ve
altın dışında kalan mallar) yıllık fiyat artış oranı dayanıklı
mallarda uygulanan geçici vergi ayarlamalarının oluşturduğu baz
etkisiyle yüzde 3,74'e gerilemiştir. Vergi etkisinden arındırılmış
temel mal fiyatlarının yıllık artış oranı ise yüzde 2,4 olan
seviyesini korumuştur.
6. Kurul, uluslararası piyasalarda son dönemde buğday ve pamuk
fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketlerin tüketici fiyatlarına olası
yansımalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, pamuk
fiyatlarındaki artışın giyim sektörü üzerinde, buğday fiyatlarının ise
gıda fiyatları üzerinde etkisi olabileceğine dikkat çekmiştir. Nitekim
son dönemde giyim fiyatlarının yıllık artış oranı yükseliş eğilimi
göstermektedir. Öte yandan Kurul, yurt içi buğday üretim tahminleri ve
mevcut stok seviyesi göz önüne alındığında, dünya buğday
fiyatlarındaki artışın yurt içi enflasyona etkilerinin sınırlı
kalabileceğini belirtmiştir.
7. Bu çerçevede Kurul, enflasyonun kısa vadede geçici bir artış
gösterdikten sonra yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş
eğilimine gireceği öngörüsünü yinelemiştir.
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
8. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki
toparlanmanın yavaşladığına işaret etmektedir. Sanayi üretimindeki
toparlanma eğilimi Haziran ayında kesintiye uğramıştır. Bu dönemde
sanayi üretimi bir önceki aya kıyasla yüzde 2,1 oranında gerilerken,
bu gerçekleşme 2009 yılı Nisan ayından bu yana gözlenen en yüksek
oranlı aylık daralma olmuştur. Kurul, anılan dönemde dış talebe
yönelik üretim yapan sektörlerdeki daralmanın diğer sektörlere kıyasla
daha belirgin olduğunun altını çizmiştir.
9. Temmuz ayına ilişkin anket göstergeleri imalat sanayi
firmalarının sipariş beklentilerindeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret
etmektedir. Temmuz ayı kapasite kullanım oranı ise bir önceki aya göre
artmakla birlikte düşük düzeylerde seyretmiştir. Bu çerçevede Kurul,
üretimde Haziran ayında gözlenen daralmanın kalıcı olmadığı, ancak
toparlanma hızına ilişkin aşağı yönlü risklerin devam ettiği
değerlendirmesinde bulunmuştur.
10. İç talep göreli olarak istikrarlı bir görünüm sergilemektedir.
Yılın ikinci çeyreğine ilişkin üretim ve ithalat verileri özel tüketim
talebinin bir önceki döneme kıyasla yavaşladığına işaret etmektedir.
Temmuz ayına ilişkin anket göstergeleri ve tüketici güven
endekslerinin son dönemdeki yatay seyri üçüncü çeyrek başı itibarıyla
tüketimde bir ivmelenme olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte
Kurul, Mayıs-Temmuz dönemine dair verilerin büyük ölçüde euro
bölgesindeki mali sorunların yol açtığı çalkantıların etkisini
yansıttığına dikkat çekerek, bu dönemde iç talepte gözlenen
yavaşlamanın geçici olabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.
Nitekim, Temmuz ayında tüketici kredilerindeki istikrarlı artış
eğiliminin devam etmesi parasal koşulların dengeleyici etkisinin
sürdüğünü göstermektedir.
11. Yatırım talebi toparlanmaya devam etmekte, ancak kriz öncesi
döneme kıyasla düşük düzeylerde seyretmektedir. Taşıt hariç sermaye
malları üretimi ile sermaye malları ithalatındaki artış eğilimi de
sürmektedir. Üretim ve ithalat verileri özel yatırımların yılın ikinci
çeyreğinde de yıllık bazda yüksek oranlı bir artış sergileyeceğine
işaret etmektedir. Buna karşılık Kurul, dış talepteki toparlanmanın
gücüne ilişkin artan belirsizliklerin özellikle imalat sanayinde yeni
yatırımları sınırlayabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.
12. Dış talep göstergeleri kısmi bir yavaşlamaya işaret
etmektedir. Geçtiğimiz ay dış pazarlardaki olumsuzlukların önümüzdeki
dönemde iktisadi faaliyeti sınırlama potansiyeline dikkat çeken Kurul,
altın hariç ihracat miktar endeksinin dört ay üst üste sergilediği
artışın ardından Haziran ayında belirgin bir düşüş gösterdiğinin
altını çizmiştir. Güncel dış ticaret verileri ihracatın Temmuz ve
Ağustos aylarında nispeten zayıf seyretmeye devam ettiği yönünde
sinyal verirken, imalat sanayi anket göstergeleri de ihracat
siparişlerinde belirgin bir ivmelenme olmadığına işaret etmektedir. Bu
çerçevede Kurul, imalat sanayinde kapasite kullanımının kriz öncesi
seviyelere ulaşmasının zaman alacağını tahmin etmektedir.
13. İstihdam koşullarındaki iyileşme devam etmekle birlikte,
işsizlik oranları halen yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Mayıs ayına
ilişkin mevsimsellikten arındırılmış veriler tarım-dışı istihdamdaki
toparlanma eğiliminin yavaşlayarak da olsa sürdüğünü göstermektedir.
Bu dönemde, hizmet sektöründe istihdam artışı yavaşlarken tarım dışı
istihdamın artışında sanayi sektörü belirleyici olmuştur. Kurul, dış
talep koşullarındaki bozulmanın önümüzdeki dönemde iş gücü piyasası ve
dolayısıyla yurt içi talepteki toparlanmayı yavaşlatabileceği
değerlendirmesinde bulunmuştur. Bu çerçevede Kurul, bir müddet daha
işsizlik oranlarının kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde
seyredeceği ve birim iş gücü maliyetleri üzerinde belirgin bir baskı
hissedilmeyeceği yönündeki öngörüsünü korumuştur.
Para Politikası ve Riskler
14. Kurul, son dönemde açıklanan verilerin Temmuz Enflasyon
Raporu'nda ortaya koyulan görünümle uyumlu bir seyir izlediği
değerlendirmesinde bulunmuştur. Euro bölgesindeki sorunların
yansımalarıyla Nisan ayından itibaren iç talep göstergelerinde kısmi
bir yavaşlama gözlense de, parasal koşulların destekleyici etkisiyle
önümüzdeki dönemde iç talebin istikrarlı görünümünü koruyacağı tahmin
edilmektedir. Nitekim yılın ikinci çeyreğine ilişkin kredi anketi,
gerek bireysel kredilerde gerekse firma kredilerinde talep artışının
devam ettiğine işaret etmektedir. Bunun yanı sıra, süregelen mevduat
artışı ve bankaların dış finansmana erişimindeki olumlu gelişmeler,
kredi genişlemesinin devamı için elverişli bir ortam sunmaktadır.
15. Kurul, enflasyonun kısa vadede geçici bir artış gösterdikten
sonra yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş eğilimine gireceği
öngörüsünü yinelemiştir. Enflasyonun, Ağustos ayında temelde meyve
fiyatlarındaki hızlı yükseliş nedeniyle belirgin bir artış
sergileyeceği, son çeyrekte ise gıda fiyatlarının geçtiğimiz yıl
oluşturduğu baz etkisinin tersine dönmesinin de katkısıyla düşüş
göstereceği tahmin edilmektedir. Temel (çekirdek) enflasyon
göstergelerinin ise orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdüreceği
tahmin edilmektedir.
16. Bu gelişmeler doğrultusunda Kurul, politika faiz oranlarının
bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük
düzeylerde seyretmesi gerektiği yönündeki görüşünü teyid etmiştir.
17. Küresel ekonomiye ilişkin riskler önemini korumaktadır. Son
dönemde küresel iktisadi faaliyete dair açıklanan veriler,
toparlanmanın hızına ilişkin belirsizlikleri artırmıştır. Gelişmiş
ülkelerde gerek kredi, gayrimenkul ve emek piyasalarındaki sorunların
devam etmesi gerekse kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin
kaygıların dengeleyici politika uygulama esnekliğini azaltması,
küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı
tutmaktadır. Kurul üyeleri, küresel ekonomideki sorunların daha da
derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetin de durgunluk sürecine
girmesi halinde politika faizlerinde yeni bir indirim sürecinin söz
konusu olabileceğini belirtmiştir.
18. Kurul, çıkış stratejisi kapsamındaki düzenlemelerin
öngörüldüğü şekilde kademeli olarak hayata geçirilmesi için şartların
uygun olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Bununla birlikte,
önümüzdeki dönemde çıkış stratejisinde bahsedilen önlemlerin öne
çekilmesini veya ertelenmesini gerektirebilecek riskler de mevcuttur.
Son dönemde gelişmiş ülkelerin faiz oranlarını uzun süre düşük
düzeylerde tutacağı beklentisinin güçlenmesi, küresel fazla likidite
koşullarıyla birlikte gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye
akımlarını hızlandırmaktadır. Bunun yanı sıra, kriz sonrası süreçte
ülkemizin göreli riskliliğindeki düşüş göz önüne alındığında,
önümüzdeki dönemde sermaye girişlerinin artma olasılığı bulunmaktadır.
Böyle bir gelişme iç ve dış talebin toparlanma hızlarındaki ayrışmayı
belirginleştirebilecektir. Bu durumun hızlı kredi genişlemesi ve cari
dengedeki bozulma ile bir arada ortaya çıkarak finansal istikrara
ilişkin kaygıları gündeme getirmesi halinde, para politikası
oluşturulurken zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi
alternatif araçların daha etkin biçimde kullanılması gerekebilecektir.
Bu çerçevede Kurul, 2010 yılının sonuna kadar tamamlamayı öngördüğü
çıkış stratejisi kapsamındaki düzenlemeleri öne çekebilecektir. Öte
yandan, küresel ekonomideki belirsizliklerin derinleşmesi ve bu
durumun yurt içi talebi de yavaşlatması halinde, söz konusu
düzenlemeler daha geç yürürlüğe koyulabilecektir.
19. Kurul, son dönemde emtia fiyatlarındaki oynaklığın artmasının
kısa vadeli enflasyon tahminleri açısından risk oluşturduğuna dikkat
çekmiştir. Küresel ekonominin toparlanma sürecine ilişkin
belirsizliklerin devam etmesi enerji ve endüstriyel metal
fiyatlarındaki artışları sınırlasa da, iklim koşulları tarımsal emtia
ürünlerini olumsuz etkilemektedir. Nitekim, son dönemde tüketici
fiyatları içindeki temel mallara girdi teşkil eden buğday ve pamuk
gibi ürünlerin fiyatlarında hızlı artışlar gözlenmiştir. Kurul
üyeleri, söz konusu gelişmelerin bu aşamada orta vadeli enflasyon
hedeflerini tehdit etmediği değerlendirmesinde bulunmuş, ancak emtia
fiyatlarının seyrinin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade
etmiştir.
20. Merkez Bankası, para politikası stratejisini oluştururken
maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmektedir.
Kurul üyeleri, mali kuralın yasalaşma sürecindeki gecikmenin güncel
maliye politikası uygulamalarının önemini artırdığını ifade
etmişlerdir. 2010 yılının ilk yarısına dair bütçe gelişmeleri,
iktisadi faaliyetin Orta Vadeli Program (OVP)'da öngörülenden daha
güçlü olmasının ortaya çıkardığı ek gelir artışının büyük ölçüde kamu
borcunun azaltılmasında kullanıldığına işaret etmektedir. Merkez
Bankası'nın dengeleyici politika izleme esnekliğinin korunması ve
piyasa faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olması bakımından, mali
disiplinin önümüzdeki dönemde de korunmaya devam etmesi büyük önem
taşımaktadır. Bu doğrultuda Kurul, kamu maliyesindeki gelişmeleri ve
enflasyon görünümü üzerindeki etkilerini dikkatle takip etmeye devam
edecektir. Mali disiplinin dolaylı vergi oranı artışları yerine
kurumsal ve yapısal iyileştirmeler yoluyla sağlanması halinde, tahmin
ufku boyunca politika faizinin tek hanede kalmasının mümkün olduğu
düşünülmektedir.
21. Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalıcı
olarak tesis edilmesine odaklanmaya devam edecektir. Orta vadede mali
disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve
yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki
göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat
istikrarını destekleyecektir. Bu çerçevede, OVP'nin ve Avrupa
Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin gerektirdiği yapısal
düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük
önem taşımaktadır."
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/mb-ic-talep-istikrarli/291633