Yazdır

Altında adrenalin yüklü senaryolar

Tarih: 28 Ağustos 2010 - 08:34

Geçen haziranda 1.264 doları gördükten sonra 1.157 dolara kadar düşen altın yeniden çıkışa geçti

Kıvanç Özvardar / Ekonomist Altın son birkaç aydır ayarı bozulmuş baskül gibi bir inip bir çıkıyor. Geçen haziran ayında tarihi zirve olan 1.264 doları gördükten sonra 1.157 dolara kadar düşen altın yeniden çıkışa geçerek 1.229’u gördü. Şimdi bu ‘güvenli liman’ın bu seviyelerdeki gücü sorgulanıyor. Kimine göre almalı, çünkü 1.300 dolar yakın. Kimi uzmanlar ise paraşütsüz 800 dolarlara kadar gerileme riskine de dikkat çekiyor. Küresel krizin salladığı piyasaların her daim güvenli limanı altındaki dalgalanmalar durulmuyor. Temel olarak Uluslar arası piyasalardaki risk algısı ve dolayısıyla Euro/dolar paritesindeki değişimlerden etkilenen altın fiyatları, geçtiğimiz aylarda özellikle Euro Böl-gesi’ne yönelik endişelerin artmasıyla haziran ayında 1.264 dolarla tarihi zirvesine çıkmıştı. Ardından Avrupa’daki mali krizin ve Euro’daki düşüşün etkisini kaybetmesi, kısa süreli yükselişlerin satışlarla karşılanması ve uluslararası yatırım bankalarının kaynak oluşturma amaçlı altın satışları, altın fiyatlarının yeniden düşüş trendine girmesine neden oldu. Hisse senedi piyasalarında esen olumlu havaya rağmen altının ons fiyatı, önceki haftalarda üç ayın en düşük seviyesi olan 1.157 dolara düşerken, kısa süre içinde tekrar son bir buçuk ayın en yüksek seviyesi olan 1.229’a kadar çıktı. İki ana eksen Gelinen noktada kısa ve orta vadede altının nasıl bir trend izleyeceği yatırımcılar açısından büyük önem taşıyor. Dünya ekonomisindeki değişmelerden en çok etkilenen finans enstrümanlarından olan altının geleceği ile ilgili değerlendirmeler iki ana eksen üzerinden sürüyor. Birinci eksende ilerleyenler düşüşün geçici olduğunu, uzun vadede yükseliş trendi devam edeceğini var sayıyor. İkinci ara eksendekiler ise altının dokuz yıldır sürekli bir reel kar getirdiğini ve artık yeterince şiştiğini, düşüşün kalıcı olduğu ileri sürüyor. Ekonomist ve analistler arasında kısa vadede ise yükseliş trendinin süreceği görüşünün hakim olduğunu vurgulayalım. Altındaki dalgalanmaların mimarı risk algısını oluşturan uluslararası gelişmeler, yalnızca Avrupa ve ABD ile sınırlı değil. Son dönemde ABD’deki istihdama yönelik endişeler ve emlak fiyatlarındaki artışın yavaşlamasının yarattığı kaygılarla düşen tüketici güven endeksine rağmen güvenli liman özelliğini sürdüren altına talebin, düğün sezonu olan yaz aylarında arttığına dikkat çekiliyor. Örneğin: Almalı mı? Ne zaman? Dünyanın en büyük altın tüketicisi Hindistan’da ağustos ayı sonunda başlayacak bazı dini günler ve tatillerin fiziki altına olan talebi artırması da piyasaların beklentilerinden biri. Peki sarı cevhere yatırım yapmak için doğru zaman nedir? BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ’a göre altın, genel olarak enşasyonist dönemlerde cazip bir yatırım enstrümanı ve dolayısıyla son dönemde dünyada deşasyon tartışmalarının yapıldığı bir ortamda 2011’e kadar almak için erken. Altuğ, “Altın fiyatlarının yılın sonunda mevcut seviyelerden daha aşağıda ol-masını, kısa vadede 1.170’lere doğru geri çekilmesini bekliyorum” diyor. Bununla birlikte altındaki düşüşün çok daha büyük oranda yaşanacağını belirten analistler de bulunuyor. Sert bir düşüş olabilir mi? Bu dalgalanmalarda hangi gelişmelerin etkili ve şiddetinin ne olacağı konusunda ise farklı görüşler mevcut. 1.210 doların üzerindeki çıkışın fazla hızlı gerçekleştiğini belirten Anadolu Yatırım Stratejisti Halil Reçber, önceki düşüşte 1.156 dolar seviyesini gördükten sonra bir tepki hareketi olduğunu ifade ediyor. Reçber, önümüzdeki birkaç hafta içinde altın fiyatlarında 1.225’in üzerinde kalındığı takdirde 1.240-1.250 seviyelerini denemesinin söz konusu olduğunu belirterek şu öngörüde bulunuyor: “Kısa, orta, uzun vadede, altın fiyatlarında çok ciddi anlamda bir satış fırsatı var. Yani altın fiyatlarının 9 aydır yerinde saydığını söyleyebiliriz. Zirvede adeta bir dağıtım safhası olduğundan bahsedebiliriz ki, bu anlamda altın fiyatları önümüzdeki dönemde çok hızlı, sert düşüşler yaşayacak.” Bu düşüş doğrultusunda kısa vadede fiyatların 1.150 dolara gerileyip, ardından 1000 doların altına inerek, 1-1,5 yıl içinde 800-900 doların görülebileceğine işaret eden Reçber, “Son dönemki dalgalanmalar tamamen teknik. Özellikle borcu yüksek, bütçe açığı yüksek ülkelerin merkez bankalarında ciddi altın rezervi var. Gelişmiş ülkeler bu açıklarını kapatmak için altın fiyatlarını ciddi bir satış fırsatı olarak değerlendirecek” diye konuşuyor. Ralli sürecek İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı fiant Manukyan ise önceki haftalarda yaşanan düşüşün nedenlerini; ABD’deki borsa yatırım fonlarından gelen satışlar, ikinci deşasyon korkusunun artması, Avrupa’da krizden korkan paranın yeniden altına dönmesi ve teknik bir düzeltme olarak sıralıyor. Altında spot piyasadan ziyade, finans piyasasının alım gerçekleştirdiğine dikkat çeken Manukyan, Goldman Sachs’ın raporu sonrasındaki gibi 1.300 seviyelerinin görülebileceğini belirtiyor. Ana yükseliş trendinin değişmeyeceğine vurguluyor. ABD’li ünlü yatırım bankası Goldman Sachs, önceki hafta yayınladığı raporunda maden şirketlerinin önemli miktarda satış yaptığına işaret ederek, altın rallisinin bir yıl içinde 1.322’lere kadar çıkacağı ve dolayısıyla altına yatırım yapmanın çok karlı olacağı öngörüsünde bulunmuştu. Ayrıca ünlü spekilatör-yatırımcı George Saros’un da ikinci çeyrekte potföyündeki hisse senetlerinin ağırlığını azalltırken, altınınkileri artıracağı ortaya çıktı. Altında bugüne dek “çok kuvvetli bir ralli” olduğunu ve düşüşün düzeltmeden kaynaklandığına katılan Manukyan, “Fiyatlar uzun vadede durum büyük oranda FED’in kararlarına bağlı. İkinci bir parasal genişleme kararı çıkması durumunda 1.300, tam tersi durumda ise 1.040 dolar seviyeleri denenebilir” diyor. Altının yıllık bazda 9 yıldır reel bir getirisi olan bir enstrüman olduğunu hatırlatan Manukyan, “2-3 senelik yukarı yönlü trend 2000 dolarlara gidebilir. Dolayısıyla bu sene kötü bir kapanış yapabilir. Ama bu hareket sadece politik bir yansıma olur, yukarı hareket içinde genel bir rahatlama olur ve satışı bitirmez. Güvenli ama etkilere açık Yüzyıllardır en değerli metallerden biri olarak yerini koruyan altın, önceliği güvenlik olan tüm yatırımcılar için sahip olduğu “sigorta değeri” sayesinde çekici olmaya devam ediyor. Mücevher piyasası ile merkez bankalarından değişmez talebe sahip altın fiyatları, kriz döneminde artan volatilitenin yanısıra ağırlıklı olarak otomobil endüstrisinde kullanılan platinyum ve diğer ana metallerin endüstriyel kullanımının azalarak fiyatların düşmesi sayesinde de yükseldi. Kısacası sarı cevherin, son derece değişken olan uluslararası gelişmelerden ilk etkilenen enstrümanlardan biri olduğu unutulmamalı ve önceki performansın gelecektekilerin garantisi olmadığını göz önünde bulundurarak, ona yatırım yapmadan önce tüm olasılıklar değerlendirmeli. Kötüleşen her risk algısı altına yarıyor Son dönemde altındaki yükselişi güvenli limana geçiş olarak değerlendiren Garanti Bankası Hazine Bölümü Altın Masası Müdürü Alper Kalyoncu, yükseliş trendinin korunacağını şöyle ifade ediyor: “Son düşüş hareketi konsolidasyon veya kar realizasyonudur. Altın, 1.180 dolar civarında destek bularak, 1.230 dolar seviyelerine çıktı. En son hızlı çıkışta ABD ve Avrupa’dan gelen ekonomik büyümeyle ilgili verilerin kötü olması etkili oldu. Finansal istikrarsızlık algı kötüleşti. Büyüme gelmiyorsa, finansal kurumlar riskli duruma düşebilir korkusu yayılmaya başladığından, altına ekstra bir yöneliş oldu. Ama FED’in faiz politikasından kaynaklanan yükseliş trendi korunuyor. Beklenti uzun vadede de artırmayacağına yönelik. Tedirginlik ve olumsuz veriler birleşince altın tercih edilen bir yatırım aracı olacak. 1.260 dolarlık tepe noktasını bir iki ay içinde deneyebilir, yıl sonuna doğru da 1.300 doları hedef alır. 1.260 dolar seviyesinden sonra ise sert bir düşüş değil, 20-30 dolarlık hafifi bir düşüş bekliyoruz.”
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/altinda-adrenalin-yuklu-senaryolar/291345