Artan borç değil borç stoğu
Tarih: 26 Ekim 2012 - 02:05
Euro Bölgesinin kamu borçları krizi bundan tam üç yıl önce Atinada patlak vermişti
Ek borçlanma ihtiyacı azalsa bile borç stoku büyümeye devam ediyor. Bütün ortak para bölgesi üyeleri için borçların kısmen silinmesinin gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Özel hanelerin kazandığından fazlasını harcamaması en iyisidir. Devletlerin, hele uzun vadeli yatırımlar için borçlanması ise yararlı olabilir. Çünkü devletin yaptığı yol ve okullar gelecek nesillere de kalır.
Ne var ki politikacılar borçlanmayı prensip haline getirip seçim vaatlerini borç parayla finanse etmeye alıştı. Alman devletinin borçları 1950 yılında 20 milyar Markı ancak buluyordu. Geçen yıl bu rakam iki trilyon Euronun üzerine çıktı. Euro Bölgesinin borç stoku 1997 yılından bu yana iki katından fazla arttı. Diğer ülkeler de uzun yıllar Almanya gibi düşük faiz oranlarından yararlanabildikleri için ucuz borçla yaşamaya kendilerini alıştırdılar. Bu tatlı rüya Yunanistan kriziyle birlikte kâbusa döndü.
Toplam 240 milyar Euroluk iki kurtarma paketi hazırlandı. Özel kreditör alacaklarının 100 milyarını gözden çıkarmak zorunda kaldı. Yunanlar kemerleri iyice sıkıp bütçe açığını 2009dan günümüze kadar Gayrı Safi Yurtiçi Hâsılanın %14üne düşürdüler. Ama Yunanistan henüz düzlüğe çıkabilmiş değil. Birikmiş borçların milli gelire oranı yeniden %160 sınırını zorlamaya başladı. Krizden önce de borç stoku bu oranlarda seyretmekteydi.
Bunun nedeni, Yunan ekonomisinin 2008 yılından bu yana %20 oranında küçülmüş olması. Borç toplamı aynı da kalsa, milli gelire göre borçlanma oranı ekonomik daralma nedeniyle artıyor.
Resesyon diğer kriz ülkelerinin tasarruf gayretlerini de sekteye uğratıyor. 17 Euro ülkesinin 11i bu yıl, Maastricht kriterleriyle belirlenen %3lük ek borçlanma sınırını aşacak. Ortak para bölgesindeki toplam borçların yurtiçi hâsılaya oranı %90 dolaylarında seyrediyor. Oysa para birliği anlaşmaları üst sınırı %60 olarak belirlemişti. Bu durumda krizle mücadele politikasının iflas ettiği söylenebilir mi? Köln Üniversitesi Ekonomik Politikalar Enstitüsü Başkanı Profesör Achim Wambach, borçlanmanın dizginlenebilmesi için zaruri olan daralma sürecinin yeni dengesizliklere yol açacağını ve devletin, henüz giderilememiş olan bankacılık sistemindeki problemlere mutlaka el atması gerektiğini, söylüyor.
Bankalar kurtarılsa da, iflas da ettirilse, faturası devlete çıkacak. Profesör Wambach, Euro Bölgesinin daha uzun yıllar ağır borç yükü altında ezileceğini tahmin ediyor. Alman iktisat uzmanı,Bütün mesele reel ekonomik önlemlerin meyve verip vermeyeceği. İstihdam piyasası esnekleştirilip, hizmetler sektörünün liberalleştirilmesinde İrlanda, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkeler ilerleme kaydetmeye başladı, diyor.
Yunanistanda birim başına ücret maliyeti 2010 yılından bu yana %14 oranında geriledi. İrlanda ve Portekiz de rekabet gücünü arttırdı. Sadece İtalya az yol kat edebildi.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/artan-borc-degil-borc-stogu/286976