Yazdır

Merkez faizi indirip, dolar almalı

Tarih: 01 Ağustos 2010 - 15:18

Büyükekşi, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam etmesi dolar alış miktarını artırmasını talep etti

Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Temmuz ayı ihracat rakamlarını İzmir Aliağa’daki Petkim üretim tesislerinde düzenlenen bir toplantı ile açıkladı. Aylık ihracat artış hızının, yaşanan tüm olumsuzluklara, paritedeki büyük soruna rağmen pozitif olmasını olumlu bulduklarını ifade eden Mehmet Büyükekşi, “Aylık ihracat artış hızımızın, yaşanan tüm olumsuzluklara, paritedeki büyük soruna rağmen pozitif olmasını olumlu buluyoruz. Eğer paritedeki sorun, kurların genel düzeyindeki gerileme olmasaydı iki haneli artışlarımız devam edecekti. Biz ihracatçının yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen büyük bir başarı hikayesi yazdığını görüyoruz. Morallerimizi yüksek tutuyoruz” dedi. TİM Başkanı, Merkez Bankası'na yönelik olarak da faiz indirimlerine devam etmesi ve 50 baz puanlık indirime gitmesi, döviz alımlarında da günlük limiti 30 milyon dolardan 50 milyon dolara çıkarması çağrısında bulundu. -PETKİM’İN YATIRIMINA ÖVGÜ- Büyükekşi, Türkiye adına geçen hafta çok önemli bir yatırım kararını açıklayan Petkim’in davetlisi olarak İzmir’de düzenlediklerini belirterek,”Bugün Petkim’deyiz. Çünkü Türkiye’de üretime verdiğimiz desteği bizzat göstermek istedik. Petkim “Cumhuriyet tarihinde tek noktaya yapılacak en büyük özel sektör yatırımını” gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu proje “Türkiye’nin En Büyük Yerlileştirme Projesi” olacak. Yatırımın miktarı ve konusu Türkiye ve İzmir için çok önemli bir gelişme” dedi. TİM Başkanı Büyükekşi, son yıllarda hammadde temininde ithal ürünlere bir kaçış olduğunu ve döviz kurundaki yapay gelişmelerin, ithalatı cazip kıldığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Üretici de daha ucuz olduğu için yabancı hammaddeye yöneliyor. Bunun sonucunda da dış ticaret açığımız bir türlü kapanmıyor. Şimdi Pektim gibi bir firmamızın dışarıya hammadde bağımlılığını azaltması için yatırım kararı alması çok güzel bir haber. Biz buna çok sevindik. Bunun anlamı daha az dış ticaret açığı demek. Bunun anlamı daha az cari açık demek. Çünkü Petkim’in hesaplarına göre Türkiye’nin cari açığında 5 milyar dolarlık azalma olacak. Bunun anlamı daha fazla istihdam demek. Zaten, Petkim Cumhuriyetin 100. yılında 10 bin kişilik doğrudan istihdama ulaşmayı kendisine hedef koydu. Bu istihdamın İzmir ve Ege ekonomisine katkısı tartışılmaz. Biz bu hedefe ulaşacağına tüm kalbimizle inanıyoruz. Petkim’i bu büyük yatırım için tekrar kutlarken Türkiye’nin bunun gibi çok büyük yatırımlara ihtiyacı olduğunu belirtmek istiyorum.” -“İZMİR İHRACATIN TOHUMLARININ ATILDIĞI YER”- Konuşmasında İzmir’in ihracattaki rolüne de değinen TİM Başkanı “ Hepimizin de çok iyi bildiği üzere İzmir ve Ege Bölgesi Türkiye’de ihracatın başladığı yerdir. Türk ihracatının tohumlarının atıldığı bu bölgeyi çok önemsiyoruz. İzmir, Ege’nin ve tüm Türkiye’nin incisi. İzmir, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan dördüncü ili. Ancak, İzmir’in tüm Türkiye ihracatından aldığı pay ne yazık ki geriliyor. 2001 yılında İzmir, tüm Türkiye ihracatından yüzde 8,8 pay alırken bu oran 2009 yılında yüzde 6’ya, 2010’da yüzde 5,6’ya geriledi. İzmir’in ihracatını arttırabilmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Çünkü İzmir’in ihracatımız açısından ne kadar stratejik bir yer olduğu görüyoruz” dedi. -“İZMİR LİMANI KONUSUNDA DANIŞTAY KARARI ÇOK GEÇTİ ÇIKTI, FATURA DEVLETE KALDI”- İhracat açısından İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi gündeme geldiğinde ihracatçılar olarak bu sürece destek verdiklerini belirten Büyükekşi, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: “İzmir Limanı’nın genişlemesi, uluslar arası bir destinasyon olması, lojistik maliyetlerinin rekabet edebilir hale gelmesi ve Ege’nin dış ticaretinin artması mümkün olacaktı. Özel sektör eliyle bu bölge için çok büyük bir yatırım yapılacaktı. Süreç en başından kendi haline bırakılsaydı özel sektör çözümü devlete maliyet yüklemeden kendisi bulacaktı. Danıştay’dan bir kararın çıkması niye 30 ay sürüyor, bunun zararını kim karşılayacak? Bazı kararlar bir - iki ayda çıkarken Ege ve Türkiye ekonomisi için hayati olan bir karar 30 ay sonra açıklanıyor. Karar olumlu çıktı ama iş işten geçti. Çünkü karar çıkıncaya kadar son yüzyılın en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya kaldık. Bir karar vermek için niye bu kadar zaman gerekiyor? Biz adaletin hızlı tecilli etmesini istiyoruz. Aksi halde biz yargı sisteminin ağırlığının faturasını ödüyoruz. Devletin kasasına 1 milyar 275 milyon dolar para girecekken, şimdi devletin kasasından 350 milyon ila 500 milyon dolar arası para çıkacak.” “-İHRACATIN YOLU ÜRETMEKTEN GEÇİYOR”- İhracat yapmanın yolunun üretmekten, yeni istihdam alanları açmanın yolunun da üretmekten geçtiğini ifade eden Büyükekşi, “Üretmeden bir yere varmamız son derece zor. Henüz etkileri sürmekte olan global krizde bunu bir kere daha öğrendik. Komşumuz Yunanistan’ın düştüğü durum hepimize ders olmalı. Geçen hafta açıklanan sanayi kapasite kullanım oranları doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Ancak, ihracat odaklı bir üretimin devam etmesi için topyekûn bir uyumlamaya ihtiyacımız var. Yine geçen hafta açıklanan İstanbul Sanayi Odası ilk 500 sanayi kuruluşu araştırması bizim Mayıs ayında açıkladığımız ilk 1000 ihracatçı araştırmasının sonuçlarını teyid etti. Her iki araştırmadan da ortaya çıktığı gibi 2009 yılında sanayicilerimizin, ihracatçılarımızın ciroları düştü ama karlılıkları arttı. Kurun destek verdiği ve faizlerin düştüğü dönemde ihracatçılar ve sanayiciler karlarını artırdılar. Değerli Türk Lirasına rağmen verimlilik ve Dolar-Euro paritesinin sağladığı avantajla rekabetçiliklerini korudular ve ihracatı artırarak bugünlere kadar geldiler. Verimlilikle gelebileceğimiz en üst düzeye ulaştık. Bundan sonra Ar-ge, Ür-ge ve innovasyon yapıp geleneksel tarım ve emek yoğun ürünlerin yanında katma değeri yüksek ürünlerin ihracatını artırmamız gerekiyor” diye konuştu. -“KONU DÖNÜP DOLAŞIP KURLARA GELİYOR”- Kurlarla ilgili yakınmasını sürdüren TİM Başkanı Büyükekşi şu görüşleri dile getirdi: “Tüm bunları yapmamız için kar etmemiz gerekiyor.’Türkiye’ye döviz giriyor, yapacak bir şey yok, verimliliğinizi artırın’ şeklinde yapılan tavsiyeler gerçeği yansıtmıyor. Bize hep niye Merkez Bankası ve kur diyorsunuz diyenler var. Karlılık içinde yukarıda bahsettiğimiz gibi konu dönüp dolaşıp kurların rekabetçi düzeyde olmasına geliyor. Kurların istikrarı için en büyük görev Merkez Bankamıza düşüyor. Merkez Bankası’nın yabancı para karşılık oranlarını yarım puan artırarak yüzde 10’a çıkarmasını takdirle karşılıyoruz. Ancak, ihracatçılar olarak bu adımın yeterli olmadığını söylüyoruz ve döviz kurlarında istikrar için daha fazlasını bekliyoruz.” -“MERKEZ BANKASI DÖVİZ ALARAK KURLARA DESTEK OLABİLİR”- Mevcut kur rejimi çerçevesinde Merkez Bankası’nın döviz alarak kurlara destek olmasının mümkün olduğunu hatırlatan Büyükekşi “Bizim talebimiz Merkez Bankası’nın günlük 30 milyon dolar alım miktarını 50 milyon dolar ve 50 milyon Euro seviyesine çıkarmasıdır. “Bundan sonra daha fazla yabancı para girişi olacak, TL değerlenmeye devam edecek” şeklinde yapılan değerlendirmeleri de hayretle izliyoruz. Önlem alınmasını istiyoruz. Madem geleceği görüyoruz o halde önlem alalım. Döviz arzında sorun olacağı şeklindeki değerlendirmelere katılmıyoruz. Tam tersine Türkiye’ye yönelik sıcak para hareketleri hızlanarak devam etmektedir. İki günde 2 milyar dolarlık sıcak paranın girdiği bir ortamda 50 milyon dolar ve 50 milyon Euro almak sorun olmayacaktır” değerlendirmesini yaptı. -“MERKEZ BANKASI FAİZİ 50 BAZ PUAN İNDİRMELİ”- Büyükekşi, enflasyon hedeflerinin düştüğü bir ortamda 50 baz puanlık bir faiz indirimi yapılması gerektiğini de söyleyerek “Biz bunları isterken dışarıdaki fotoğrafı görüyoruz. Avrupa başta olmak üzere global kriz var, durgunluk var. Talep sorunu var. Bu durum karşısında ihracatçının fiyatlarını artırması kesinlikle mümkün değil. Rekabet edebilmemiz için fiyatlarımızı aynı seviyede tutmamız gerekiyor” dedi. Türk Lirasının değerlenmesini önlemek için çeşitli önerilerin gündeme geldiğini belirten Büyükekşi, “Tüm üreticilerin ve ihracatçıların canı yanıyor. Bunun için de çözüm bulmaya çalışıyoruz. Biz kur istikrar fonunu gündeme getirdik. Tobin vergisi uygulamasının da faydalı olabileceğini ifade ettik. Biz rekabetçi kur derken ihracatı teşvik edecek, ithalatı da dengeleyecek bir kur seviyesi talep ediyoruz. TL’nin sürekli değerlendiği bir ortamda ihracatçı fiyat tutturamazken ithalat her gün daha da büyüyor. Çok ciddi bir cari işlemler açığı veriyoruz. Cari işlemler açığının temel sebebi, Türkiye’de üretilen mal ve hizmetleri değerli TL sebebiyle pahalı bulanların ithal mal talebidir. Diğer yandan kırılgan bir denge üzerinden ihracat yapmaya çalışanların, sert kur hareketlerine maruz kalmaları da bir başka kötü etkidir” diye konuştu. -“DÖVİZDE DOLDUR-BOŞALT EYLEMLERİ ZARAR VERİYOR”- Dalgalı kurun kendisinden çok, ticari amaç haricindeki döviz işlemlerinin çokluğu ve hacminin de kur hareketlerini etkilediğine dikkat çeken Büyükekşi “ Her hangi bir ithalat, ihracat ve doğrudan yatırım yapmadığı halde sürekli döviz işlemi yapan kesimler sebebiyle, döviz kurlarının istikrar içine giremediğini düşünüyoruz. Şöyle ki, TL faize göre pozisyon alan yerli ve yabancı yatırımcılar, sürekli olarak döviz piyasasında "doldur-boşalt" tarzında işlem yapmaktadır. Bankalar da portföy yatırımcılarına kendi pozisyonlarına göre durmadan "al-sat" önerisinde bulunarak işlem yapmaya teşvik etmektedir” diye konuştu. -“YÜZDE 1 KUR İSTİKRAR FON KESİNTİSİ YAPILMALI”- TİM Başkanı, döviz büfelerinden yapılan işlemlerin de döviz arz ve talebi üzerinde etkili olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Yaratılmış olan bu ortam hem Türk vatandaşını döviz spekülatörü konumuna getirmiş ve piyasalarımız, günübirlik gelen yabancıların rahatlıkla at oynattığı bir hale gelmiştir. Bazen çok küçük kar oranları için piyasalarda yaratılan dalgalanma sebebiyle reel sektör ve ihracatçılar büyük zararlara uğramaktadır. Bir gün veya bir hafta içinde aynı para cinsinden defalarca para manipülasyonu yapılmaktadır. Para otoritesi bu duruma seyirci kalmaktadır. Önerimiz, portföy yada spekülatif amaçlı döviz alım satımlarında, her işlem için yüzde 1 oranında "kur istikrar fonuna" bir kesinti yapılmasıdır. Bankalar, banka harici finans kurumları ve sermaye piyasası kurumlarında döviz işlemleri yapan bireysel yatırımcıların her işleminden yüzde 1 kesinti yapılarak bu fona aktarılması ihracata da büyük katkı sağlayacaktır. Madem ki kur politikasında herhangi bir ayarlama imkanı yok, o zaman spekülatif amaçlı işlemlerin üzerinden kesinti yapılması piyasaların cüzi kar amacıyla yapılan işlemler sebebiyle bozulmasını önleyecektir. Bu gerçekleşirse paradan para kazanmanın yerine üretim yapıp istihdam sağlayarak ihracat yapmanın önü açılacaktır
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/merkez-faizi-indirip-dolar-almali/282456