Yazdır

Roubini`den yavaşlamaya formül

Tarih: 15 Temmuz 2010 - 21:36

Referans gazetesinin haberine göre küresel ekonominin hızı bu yıl ciddi bir şekilde kesilecek gibi görünüyor.

Bazı ülkelerde uygulanan acil kemer sıkma programları da büyümeyi aşağıya çekecek. Gelecekteki talepleri günümüze taşıyan vergi politikalarının (örneğin ABD'deki ‘eskiyi getir, yeniyi götür' programı, konut satın alanlar için vergi kredileri veya çevreye uyumlu cihazlar için sağlanan nakit destekler) sonuçları ise boşa çıkacak. İstihdam piyasalarının koşullarında zayıflık sürecek. Bilançolarda ve gelir sorunu yaşayan hanehalkı, finans kurumları ve hükümetlerin ağır ve sancılı yürüyen finansal enstrümanlar ve borçların azaltılması süreci sürecek. Bütün bunların sonucu aşırı harcama yapan ve artık durumlarını dengelemek zorunda olan hükümetler ve tüketiciler (ABD, Britanya, İspanya, Yunanistan ve diğer yerlerde) daha az harcayacak, tüketecek ve daha az ithal edecek. Ancak aşırı tasarruf yapabilen hükümetler ve tüketiciler de (Çin, yükselen Asya, Almanya ve Japonya) bunun karşılığında daha fazla harcama yapıyor olmayacak. Tedarik fazlası yaşayan dünyada küresel toplam talepteki toparlanma zayıf olacak ve bu durum küresel büyümeyi daha da aşağıya çekecek. Küresel büyüme için en gerçekçi senaryo, çift dipten sakınabilecek olsak bile, sancılı bir süreç olarak görülüyor. ABD'de bu yılın ikinci yarısı ve 2011 yılında gerçekleşecek yüzde 1,5 oranındaki büyüme, muhtemelen işsizlik oranlarında artış, daha büyük cari açık, konut fiyatlarının daha da düşmesi, mortgage ve kredi dağıtan bankalarda daha büyük zararlar ve korumacılık yaklaşımının güçlenmesiyle birlikte Çin ile ilişkilerin daha da hasar görecek olmasıyla birlikte, adeta bir resesyon gibi hissedilecek. Euro Bölgesi'nde mali kemer sıkma politikaları ve hisse senedi piyasalarında düzeltmeler gerçekleşir, kamu, özel sektör ve bankalar arası likidite risk primleri artış kaydeder ve bu gelişmelerin sonuçları hissedilirken, büyüme bu yıl için sıfıra yakın olacak. Artan belirsizlikler ve devlet borçlarındaki riskler aynı zamanda iş dünyası ve tüketici güvenini, Avrupa'nın da ötesine taşıyacak şekilde olumsuz etkileyecek. Çin'in küresel ekonomiyi ayakta tutmasını umut edenler ise muhtemelen düş kırıklığına uğrayacak. Son yıllarda dünyanın büyüme ivmesine başlıca katkı sağlayan Çin'in büyümesi son yıllarda yüzde 11'in üzerindeki düzeylerden yıl sonu itibariyle yüzde 7'ye doğru yavaşlıyor. Bu durum, bir yandan Çin'deki ihracatçılara zarar verirken, artan oranda Çin'in ithalatına bel bağlamakta olan Asya'nın geri kalanında dışsatımda artış bakımından kötü bir haber niteliği taşıyor. Ekonomideki bu ikinci yavaşlama süreci, siyasi bakımdan bundan daha kötü bir zamanda gerçekleşemezdi. ABD'de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler kısa bir süre sonra kasım ayında gerçekleşecek ara seçimler için kendi köşelerine çekilecek. Bu arada Başkan Barack Obama, Amerika'daki vergi mükelleflerini kırılgan ekonominin korunması amacıyla kamu harcamalarında yeni bir artışa gerek olduğuna (üstelik seçmenlerin kamuoyu araştırmalarında Amerika'nın borçlarının en az terörizm kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu belirttikleri bir dönemde) yeniden ikna etmesi gerekecek. Dolayısıyla başkan aynı zamanda seçmenlere, Amerika'nın ekonomik belirsizliklerine yönelik uzun vadeli çözümlerin hem kemer sıkma hem de özveriyi gerektirdiğini anlatması gerekiyor. Bu arada başkan yurtdışında daha da büyük sorunlarla karşı karşıya. Toronto'da gerçekleşen son G-20 zirvesi Obama'ya mali kaygılardan kurtulmaları konusunda Avrupa hükümetlerini ikna etmesinin çok daha zor olduğunu gösterdi. Bu ülkelerin geçen yıl Yunanistan, İspanya ve diğer ülkelerde yaşanan sorunların kıtanın kendi olanaklarının ötesinde yaşamaması gerektiğini gösterdiği şeklindeki görüşlerinden geri atmaları pek olası görünmüyor. Gelecek kasım ayında Seul'de gerçekleşecek bir sonraki G-20 toplantısından da pek bir beklentimiz olmamalı. Daha önceki toplantılarda küresel bir çöküşe ilişkin ortak kaygılar bir derece birlikte hareket edilmesini sağladı. Ancak gelecekteki gerçek tehlikeler konusunda artık uluslararası bir uzlaşı söz konusu değil. Ulusal ekonomide hükümetlerin rolü üzerine farklı varsayımlar asıl meseleye yönelik çözümün ayrıntıları üzerine bir uzlaşı sağlanmasını çok zorlaştırıyor. Aşırı tasarruf sağlayan ülkeler küresel talep konusunda üstlerine düşeni yapmalı. Özellikle Çin liderliği, para birimine yönelik daha anlamlı bir revalüasyon gerçekleştirmekte başarısız olması durumunda, bunun ülke ekonomisinde çok daha ciddi sonuçlar doğuracağının farkına varmalı. Euro Bölgesi'nde kemer sıkmak gerekiyor, ancak aynı zamanda bir düzeyde büyüme de gerekiyor. Almanya finansal konsolidasyonu, harcamaları ve tüketimi desteklemek amacıyla birkaç yıl ertelemelidir. Avrupa dışında Japonya da ekonomik reformlarına hız vermelidir. Bu adımlar zaman alacaktır. Bütün adımlar gerektiği şekilde atılmış olsa bile küresel büyüme ancak yavaş yavaş toparlanabilir. Öte yandan bu adımlar atılmazsa, küresel bir çift dip ve yeni bir finans krizi riski büyük oranda artacaktır. Siyasetçiler artık daha fazla oyalanmamalıdır.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/roubiniden-yavaslamaya-formul/281132