Yazdır

Başarılı bir kur politikası değiştirilmez

Tarih: 13 Temmuz 2010 - 09:40

Peki yapılabilecek hiçbir şey yok mudur? İşte sistemi geliştirecek yeni öneriler

Merkez Bankası'nın eski başkan yardımcısı Fatih Özatay'a göre, mevcut enflasyon rejimi altında Türkiye'nin rekabet gücünü de dikkate alacak bir döviz kuru politikasını yürütmek mümkün. Son dönemde ihracat hızındaki yavaşlamayla birlikte, Türk Lirası'nın değerlenmesi ve esas olarak dalgalı kur rejiminin tekrar tartışılmaya başlandığından, tartışmalar rejimin varlığını tehdit eder gibi görünse de aslında arzulananın TL'nin belirgin olarak değerlenmesini engelleyecek ‘yönetilebilir' bir kur politikası dizayn etmek olduğundan bahsetmiştim. Ayrıca, yönetilebilir kur politikası uygulama teşebbüslerinin, hiç de kolay ve başarılı olmadığını, 1990'ların ikinci yarısındaki ‘enflasyon kadar devalüasyon' politikası uygulamasını hatırlatarak göstermiştim. Yürütülebilir kur politikası Peki yapılabilecek hiçbir şey yok mudur? Bu konuda en fazla kafa yoranlardan biri de mevcut para ve kur politikasının mimarlarından, Merkez Bankası'nın eski başkan yardımcısı Fatih Özatay ki, ilgili kısmını aşağıda alıntıladığım son yazısında, mevcut koşullar altında bana da mantıklı gelen bazı önerilerde bulunmuştu: "Mevcut enflasyon rejimi altında Türkiye'nin rekabet gücünü de dikkate alacak bir döviz kuru politikası yürütülebilir mi? İşte bu sorunun yanıtı olumlu: Evet, yürütülebilir. Şöyle: Her şeyden önce şu andaki konjonktürde kısa vadeli sermaye girişlerini (sıcak parayı) maliyetli hale getirerek caydıracak politikalara en azından antipati duyulmadığına dikkat etmek gerekiyor. Türkiye de böyle bir politikaya yönelebilir. Bunu yaparken diğer ülke deneyimlerine mutlaka bakmak gerekir. Hem kötü örneklere hem de sağlıklı işleyenlere. Bu, ilk adım olsun." Merkez'den direkt tepki "İkinci olarak, enflasyon biraz daha düştükten sonra, enflasyon hedeflemesi rejiminin uygulanış biçimi değiştirilebilir. Az önce saydığım iki değişkene (enflasyon ile enflasyon hedefi arasındaki farkla üretim düzeyi ile potansiyeli arasındaki fark) ek olarak Merkez Bankası paramızın reel değerinin belli bir düzeyden sapmasına da doğrudan tepki vermeye başlar. Teknik deyimiyle artık Merkez Bankası'nın ‘amaç fonksiyonu'nda üçüncü bir değişken daha olur: Reel kur ile ‘denge değeri' arasındaki fark. Üçüncü olarak da döviz alım ihalelerindeki alım miktarını yukarıya çekebilir Merkez Bankası. Ama bu çerçevede yapılabileceklerin sınırlı olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Zira satın aldığı döviz karşılığında piyasaya çıkan para, Merkez Bankası'nı rahatsız edecek aşamaya gelmemeli. Ek olarak da döviz alım ihalelerinin sürdürülemeyeceği koşullar var. Yakın geçmişte birden çok kez bu ihalelere ara verildiğini hatırlayın." Faiz denkleminde reel kur Elbette, yukarıda bahsedilen dört önerinin hepsinin birlikte ya da ayrı ayrı uygulanmasına bağlı olarak TL'nin değerindeki etkilenme farklılaşacaktır. Bana göre, bu önerilerin en çarpıcısı politika faizini belirleyen denkleme reel kuru eklemek, ki Özatay'ın bu öneriyi uzun süredir yaptığını biliyorum. İşin başka bir ilginç tarafı ise Merkez Bankası'nın eski bir yöneticisinden gelen bu önerinin, Merkez Bankası'nın kamuoyuyla paylaşılmayan mevcut tepki (amaç) fonksiyonunda döviz kurlarıyla ilgili bir değişken olmadığı anlamına gelmesi. Gerçekten böyle midir ya da başka bir şekilde kurlar denkleme girmekte midir veya görevden ayrıldıktan sonra geçen dönemde bir değişiklik olmuş mudur, şeklinde akla gelen tüm bu sorulara Merkez Bankası tarafından bir açıklama getirilmesinin, tartışmaların doğru bir yönde ilerlemesi açısından faydalı olacağını düşünüyorum. HALUK BÜRÜMCEKÇİ-REFERANS
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/basarili-bir-kur-politikasi-degistirilmez/280906