MELİS ŞENERDEM Anayasa değişikliğine ilişkin referandum sürecinin planlandığı gibi yürüyeceği Anayasa Mahkemesi’nin hafta içinde aldığı kararla kesinleşti. Piyasa oyuncuları ise değişiklik paketinin yalnızca bazı maddeleri, onlar da kısmen reddedildiği için erken seçim riskinin ortadan kalktığı sonucuna varıp rahat bir nefes aldılar. Ancak şimdi, Türkiye’nin 2011 yazında gerçekleşmesi planlanan genel seçimlere kadar bir yıl sürecek uzun bir seçim atmosferine girdiği belirtiliyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu başkan yardımcısı ve kıdemli Türkiye analisti Sarah Carlson, Milliyet’e yaptığı açıklamada seçimlerin yakında yasalaşması beklenen ve Türkiye’nin yeni çıpası olarak görülen mali kuralın erken bir testi olacağını söyledi. Carlson, “Yaklaşan seçimler, mali politikanın siyasetten bağımsız yürütülüp yürütülemediğinin erken bir testi olacak” dedi. Bir grup analist ve ekonomist, hükümetin ülke seçim atmosferine girdikten sonra mali disiplinden taviz verebileceği endişesini taşıyor. Carlson’un sözleri Moody’s’in seçimlerden önce Türkiye’nin kolay kolay notunu artırma eğiliminde olmadığının da işaretini veriyor. Eli en sıkı kuruluş Carlson, mayıs ayında yaptığı açıklamada mali kuralın iyi uygulanması halinde Türkiye’nin notunun artırılabileceğini söylemişti. Bugüne kadar Türkiye’nin kredi notu açısından eli en sıkı kuruluş olan Moody’s nezdinde Türkiye’nin uzun vadeli döviz cinsi kredi notu şu anda yatırım yapılabilir seviyenin iki alt kademesi olan Ba2. Görünümü ise “durağan”. Türkiye’nin notunu ocak ayında bir basamak artıran Moody’s, o dönemde borç dinamiklerini daha dayanıklı ve öngörülebilir hale getirecek düzenlemenin ülkenin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye taşımada belirleyici olduğuna vurgu yapmıştı. Aralıksız kampanya dönemi Finansbank baş ekonomisti İnan Demir, dün yayımladığı ve üçüncü çeyreğe ilişkin beklentilerin yer aldığı raporunda referandum ve seçim takvimi nedeniyle siyasi uğultunun gelecek aylarda devam edeceğine dikkat çekerken mali performansa ilişkin riskler olabileceğini belirtti. Demir raporda, “Önemli bir endişe kaynağı eylüldeki referandum ve 2011’deki seçimler nedeniyle Türkiye’nin aralıksız bir kampanya dönemine giriyor olması... Seçim dönemlerinde mali disiplinde gevşeme riskinin artmasına AK Parti’nin iktidara geldiğinden beri ilk kez daha ciddi rekabetle karşı karşıya olması da eklendi” dedi. MİLLİYET