ERKİN ŞAHİNÖZ / Para Dergisi Finansal piyasalardaki bozulma reel ekonomik aktiviteyi bozuyor. Ancak son gelişmeler yüzde 5’lik 2010 yılı büyüme tahminimiz konusunda bize daha çok güven verdi. Konsensüsün altındaki büyüme tahminimizi koruyacağız... Yılın ikinci yarısında piyasaların fiyatladığı yumuşak iniş senaryosundan ziyade son gelen verilerin işaret ettiği sert iniş senaryosunun gerçekleşme ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyorduk. Bunu son üç haftadır değerlendirme notlarımızda ısrarla ön plana çıkardık. Perşembe günkü haziran ayı ISM imalat endeksi verileriyle cuma günkü tarım dışı istihdam raporu yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitenin dünya genelinde sert inişe maruz kalacağını teyit eder nitelikteydi. Bu konuda iki beklentimiz vardı: 1. Dow Jones’ta 9.840 duvarının kırılarak satışların hızlanması. 2. Euro/dolar paritesinin öncü gösterge niteliğini kaybetmesi. Her iki beklentimiz de şu aşamada gerçekleşmiş görünüyor. Dow Jones endeksi 9.700 düzeylerinden işlem görürken, borsalarda satış başlamadan önceki süreçte 1.20’lerde bulunan euro/dolar paritesi 1.26’lara doğru yükselmiş bulunuyor. Özetle; 1. Dünya borsalarının kılavuzu Dow Jones büyük kırılma yaşadı. 2. Hisse fiyatları düşerken dolar değerlenmek yerine değer kaybetmeye başladı. Çünkü satış baskısı dolar ekonomisi ABD’den kötü gelen verilerle güçlendi. Piyasalar şu aşamada beklenenden kötü gelen ekonomik verilerin ilk turunu büyük ölçüde fiyatladı. Piyasaların daha da kötüleşmesi için bir sonraki hafta başlayacak olan bilanço döneminin ve temmuz sonunda açıklanacak temmuz ayına ait ekonomik aktivite verilerinin hayal kırıklığı yaratması gerekir. Dolayısıyla da bilançolar ve temmuz ayına ait ISM imalat-hizmetler-tarım dışı istihdam verileri görülene kadar piyasaların daha da kötüleşmesini beklemiyoruz. Mevcut düzeylerde dengelenmeden sonra yukarıdaki iki grup veri gelene kadar hafif çaplı tepki alımları görmek mümkün olabilir. Ancak sert iniş senaryosu kapsamında Dow Jones’ta daha sonra yaşanmasını beklediğimiz ikinci tur satış baskısında 8.800-9.000 düzeylerine kadar geri çekilmenin kuvvetle muhtemel olduğunu düşünüyoruz. DIŞARDA YAŞANANLAR ETKİLEYECEK Son yaşanan gelişmeler ne yazık ki birbirini besleyen negatif bir süreç başlattı. Finansal piyasalardaki bozulma, kredi koşullarını bozarak, kredi genişlemesini sekteye uğratarak ve güven bunalımı yaratarak reel ekonomik aktiviteyi bozuyor. Reel ekonomik aktivite bozuldukça finansal piyasalar bu bozulmayı fiyatlayarak daha da bozuluyor. Ve süreç birbirini besliyor. Son gelişmeler konsensusun oldukça altında tuttuğumuz yüzde 5’lik 2010 yılı Türkiye büyüme tahminimiz konusunda bize daha çok güven verdi. Konsensusun altındaki büyüme tahminimizi koruyacağız. Merkez Bankası’ndan son 4 ayda toplam 25’er baz puanlık adımlarla 2010 yılı için toplam 100 baz puan faiz artırımı bekliyorduk. Burada değişikliğe gitmeyi planlıyoruz. Politik risklerin ciddi şekilde artmadığı varsayımıyla Merkez Bankası’nın bu yıl tamamında politika faizlerini sabit tutacağı bir dünyaya girmekte olduğumuzu düşünmeye başladık. Tahminlerimizi güncelliyoruz. Önümüzdeki hafta aktaracağız. Son söz: Sirkeyi ve sarımsağı düşünen paçayı yiyemez.