Yazdır

Yatırımcı büyüme işareti arayacak

Tarih: 06 Temmuz 2010 - 13:30

Yılın ilk yarısında küresel toparlanma ümitleri suya düşen yatırımcılar, üçüncü çeyrekte ABD ekonomisini izleyecek

MELİS ŞENERDEM / MİLLİYET

Küresel piyasalar yılın ilk yarısını Yunanistan’ın batma riski, euro ve doların eşitlenip eşitlenmeyeceği ve gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın ne boyutta olacağı tartışmalarıyla geçirdi. Yılın başında hakim olan en kötüsünün geride kaldığına ilişkin inanç artık eskisi kadar güçlü gözükmüyor. Yatırımcıların ekonomiye ilişkin endişeleri de riskten kaçma ve güvenli limanlara sığınma eğilimini kuvvetlendirdi. Borsalar da bu kaçıştan payını aldı. MSCI Dünya Endeksi yılın başından bu yana yüzde 10’dan fazla değer kaybetti. Bu endeksin Yunanistan’a ilişkin endişelerin zirve yaptığı nisan ayı ortasından itibaren yaşadığı kayıp ise yüzde 16’yı buldu. MSCI gelişen piyasalar endeksinde yılın başından beri yaşanan kayıp da yüzde 8’e yaklaştı.’ 

Ölüm kavşağı ürküttü
Yatırımcıları esas tedirgin eden gelişme, geçen hafta ABD’nin en büyük şirketlerinin yer aldığı S&P 500 endeksiyle Londra’daki FTSE 100 endeksinin “ölüm kavşağı”nın altına çekilmesi oldu. Teknik açıdan endeksin 50 günlük hareketli ortalamasının 200 günlük hareketli ortalamanın altına çekilmesi, ayı piyasasının baskın geldiği şeklinde yorumlandı ve düşüşün süreceği endişesini doğurdu. Para piyasalarında ise yılın ilk yarısı, krizin başından beri euro’ya değer kazandıran trendin tersine döndüğü dönem oldu. Euro, dolar karşısında yılın başından bu yana yüzde 12.5 değer kaybına uğramış durumda. Son bir haftadır ABD’den gelen olumsuz veriler ekonomide toparlanmanın zayıf kaldığına ilişkin endişeleri artırdığı için dolar biraz kan kaybetti. Ancak ekonomistler, dolardaki değer kaybının kısa vadeli olacağı görüşünü korumakta. Yatırımcıların üçüncü çeyrekte en dikkatli izleyeceği veriler ise önce ABD ardından da Euro Bölgesi’nde büyüme habercisi rakamlar olacak. ING Başekonomisti Sengül Dağdeviren, “Bizim öngörümüz euro/dolar paritesinin kısa vadede dolar lehine gelişeceği yönünde. Bu yıl parite için tahminimiz 1.20’nin altı, hatta 1.15 seviyesinde seyir olacağı yönünde” dedi.
Üzerinde uzlaşma sağlanan ikinci nokta ise üçüncü çeyrekte piyasalar açısından kırılganlığın sürecek olması. Çift dip yaşanacağı görüşü çok taraftar bulmasa da eskiye kıyasla daha sık dillendiriliyor. Euro’nun dolar karşısında güçsüz kalması ise 2010 yılının genel trendi olacak gibi gözüküyor. Üçüncü çeyreğin zorlu geçmesine neden olacak en büyük etken, kriz döneminde özellikle gelişmiş ülkelerde devreye giren ekonomiyi canlandırmaya yönelik paketlerin vadelerinin artık yavaş yavaş bitiyor olması.



 

Stres testleri bekleniyor
Yatırımcıların dikkatle izleyeceği konulardan biri Avrupa’da büyük bankalara uygulanan stres testlerinin sonuçları olacak. Fransa Ekonomi Bakanı Christine Lagarde, hafta sonu sonuçların 23 Temmuz’da açıklanacağını söyledi. Lagarde, sonuçların piyasaları rahatlatacak yönde olduğu iddiasında. “Avrupa’daki bankaların sağlam ve sağlıklı olduğunu herkes görecek” diye konuştu. Avrupa Birliği, ilk etapta Euro Bölgesi’ndeki 26 bankaya bu testi uygulayacağını açıklamıştı. Daha sonra uygulamanın 100 bankaya genişletilmesi kararlaştırıldı. Ancak bazı çevreler, stres testi sonuçlarından o kadar da emin değil.
Geçen hafta medyaya yansıyan ve Avrupa bankalarının stres testi sonucu 30 milyar euro’luk bir sermaye açığının ortaya çıktığına ilişkin söylentiler piyasa oyuncularında bir beklenti yaratmış durumda. Açıklanacak sonuçların daha büyük ya da küçük bir sermaye ihtiyacına işaret etmesinin yatırımcıların yönünü belirlemesinde etkili olması bekleniyor.’ 

‘Senaryo gerçekçi değil’
Financial Times gazetesi yazarlarından Wolfgang Münchau, dünkü yazısında “Stres testleri sanki bankalar bunları geçsin diye hazırlanmış” derken, uygulanan senaryonun gerçekçi olmadığını, Yunanistan’ın borcunu çevirememe ya da yeniden yapılandırma ihtimalini hesaba katmadığını söyledi. Münchau, Almanya’da bazı yerel bankaların test sonuçlarının tamamen açıklanmasına itiraz ettiğini de belirterek, “Almanya’nın, Avrupa’daki süreçte çekimser bir katılımcı olduğunu, sadece kendi rekabet avantajını önemsediğini göstermesi onun açısından iyi değil” dedi. Münchau, bankaların sermaye tabanı güçlendirilmezse sistemin güçlenmesinin zor olduğuna da dikkat çekti.

 

ÇİFT DİP RİSKİ SÜRÜYOR
ABD’de son haftalarda gelen veriler ekonomideki canlanmanın hız kestiğine işaret etti. Euro Bölgesi’nde ise özellikle kemer sıkma paketlerinin devreye girmesinin ardından gayri safi yurtiçi hasılada (GSYH) büyüme beklentileri zayıfladı. New York Üniversitesi ekonomi profesörü Nouriel Roubini, 2010’da Euro Bölgesi’nde büyümenin sıfıra yakın olmasını bekliyor. Roubini’nin gerekçesi borsadaki düzeltme hareketi, CDS’ler arasındaki makasın açılması ve bankalararası piyasada borç verme konusunda çekimserlik. Roubini, ABD ekonomisinin de ikinci yarıda ancak yüzde 1.5 büyüyeceği görüşünde.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichet, çift dip senaryosunu kesin dille reddeden isimlerden. Trichet, hafta sonu, “Kemer sıkma önlemleri ve bütçe kesintileri büyümeyi boğmaz, güveni tazeler.’  ” dedi.’ 

Paket sürpriz olur
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı Şant Manukyan, üçüncü çeyrekte yatırımcıların iyimserliğini artıracak sürprizin ABD’den gelebileceği görüşünde. Manukyan’a göre Barack Obama yönetimi, ekonomideki durgunluk tehdidini savuşturmak için yeni bir canlandırma paketi açıklarsa ya da Merkez Bankası Fed kriz dönemindeki gibi likiditeyi artırmak için yeniden fonlama yaparsa stratejilerde büyük değişiklik olabilir. Manukyan, bunun euro/dolara etkisiyle ilgili, “Şayet bunlar gerçekleşirse negatif algılanacak. Euro/dolar yine yükselişe geçebilir” dedi.

Umutlar ABD’li tüketiciye odaklı
İkinci bir küresel resesyon riskine karşı en önemli kurtarıcı hala ABD’li tüketici görülüyor. İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı Şant Manukyan, şirketlerin ekonomide canlanma umuduyla yılın başında üretimlerini artırdıklarını ve artık stoklama faaliyetinin sonuna yaklaştıklarını belirtirken, “İnsanların tutunabileceği tek şey ABD’li tüketici olacak. Ancak onlar da hala çok borçlu olduğu için yüksek harcama yapmaları beklenmiyor. ABD’nin GSYH’si için ikinci yarıda yüzde 1-1.5’luk büyüme iyi diyebiliriz” diye konuştu.
Manukyan, ABD’li tüketicinin tasarrufunun toplam gelirine oranının şu anda yüzde 3.5 gibi bir seviyede olduğuna dikkat çekerken, “Bunun yıllar içinde 7.5-8’e varmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Tüketicilerin harcama yapmak yerine tasarrufa yönelmesi son dönem verilere de yansıdı. ABD Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasına göre, mayıs ayında kişisel gelirden tasarrufa ayrılan kısım arka arkaya ikinci kez artarak Eylül 2009’dan bu yana en yüksek seviye olan yüzde 4’e yükseldi. Buna karşılık harcamalar da nisan ayına kıyasla yüzde 0.2 yükseliş kaydetti.
Ancak gelen son veriler, ABD’de tüketicinin durumunun çok iç açıcı olmadığına işaret ediyor. Ulusal İflas Araştırma Merkezi tarafından açıklanan verilere göre ABD’de iflas başvurusunda bulunan bireylerin sayısında geçen yıla kıyasla yüzde 14’lük bir artış yaşandı. Başvuru sayısı geçen yıl 675.351 iken haziran sonu itibariyle 770.117 oldu. Artışın, tüketicilerin borç oranının yükselmesine karşılık tasarrufunun sürekli olarak azalmasından kaynaklandığı belirtildi. Geçen hafta ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıklamasına göre ülkede tarım dışı istihdam haziran ayında 125 bin kişi eksildi. İşsizlik oranı ise yüzde 9.5 oldu.

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yatirimci-buyume-isareti-arayacak/280247