Son dönemde pek çok ülkenin borcunun artmasıyla IMFnin küresel vergi önerisini getirdiğini hatırlatan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiyenin borç sorunu olmadığı için bu tarz bir vergiye sıcak bakmadıklarını aksine fırsat buldukça vergi indirimi yapacaklarını söyledi. Forum İstanbul 2010da konuşan Babacan, söz konusu vergi indirimlerinin de gelecek dönemde Türkiyeyi diğer ülkelerden ayıracağını anlattı. Babacan şöyle dedi:
Kurumlar vergisi, gelir vergisi, bankacılıkla ilgili vergiler tüm bu vergi alanlarında da İstanbul pek çok etrafındaki alternatife göre önemli avantajlar sınıyor. Şimdiden Londradaki kuruluşlar geliyor, Biz İstanbula mı kaydırsak operasyonlarımızı, kazandığımın yüzde 50sini devlete vermek zorunda mıyım, yaptığım her şeyi İstanbulda yaparım, telefon varsa, bilgisayar varsa, atladığım zaman uçakla her yere ulaşabiliyorsam niye Londra... bu sorgulanmaya başlanıyor.
Avrupadaki krizin özellikle bankacılığı da tehdit ettiği haftanın ortasında Financial Times gazetesinin İstanbul Finans Merkezi diye ek çıkardığını söyleyen Babacan, Avrupa en sıkıntılı dönemde İstanbulu bir hatırlıyor. Üç beş sene çalışmak gerekecek ama 2023te İstanbul dünyanın ilk 10 finans merkezinden biri olacak dedi.
Çaresizliklerini gördüm
Brükselde AB Ekonomi ve Maliye Bakanları toplantısına katıldığına değinen Babacan, ikili görüşmelerde çaresizliğin çok daha iyi anlaşıldığını kaydetti. ABnin içinde bulunduğu durumdan çıkabilmesi için para politikası enstrümanlarının yanında ortak maliye programı da yürütmesi gerektiğini vurgulayan Babacan şunları kaydetti:
Avrupa Merkez Bankası, bizim 2001 krizi öncesindeki uygulamalara benzer para basmaya başladı. Geçen hafta boyunca para bastı, problemli ülkelerin devlet tahvillerini topladı. Çaresizliğin sonunda atılmış bir adım.
Yüzde 50 vergi Londrayı vurdu
Londra, New Yorktan sonra dünyanın en önemli finans merkezi olarak görülüyor. Hatta zaman zaman New Yorkun önüne bile geçtiği konuşulur. Birçok banka, yatırım bankası ve aracı kurumun Avrupa operasyonları Londradan yürütülüyor. Avrupadaki hedge fonların yüzde 80i Londrayı üs bellemiş durumda. Bunun nedeni başta vergi olmak üzere İngiltere devletinin sağladığı çeşitli esneklikler. Yakın zamana kadar Londrada yılda 100 bin sterlin maaş ile 150 bin sterlin ikramiye alan bir bankacı; New York, Frankfurt ya da Cenevrede aynı düzeyde kazanca sahip olan bir meslektaşından daha az vergi ödüyordu.
Ancak bu durum 6 Nisanda hükümetin yürürlüğe soktuğu bir uygulamayla değişti. Yıllık geliri 150 bin sterlinin üzerinde olanlara uygulanan yüzde 50 gelir vergisi, finans merkezi olarak Londranın imajına bir hayli zarar verdi. Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi KPMGnin yayımladığı rapora göre Londrada üst düzey bankacılar ve hedge fon yöneticileri, 6 Nisandan itibaren sekiz büyük finans şehri içinde en yüksek kişisel vergi ve sosyal güvenlik primlerini ödemeye başladı. Londradaki yeni uygulamalar özellikle yüksek maaş ve prim alan finans çalışanlarını hedef alıyor. Örneğin 500 bin sterlin üzerinde kazanan finansçılardan kesilen vergi miktarında Londra ilk sırada. 250 bin sterlin net yıllık maaş ve 750 bin sterline kadar primi olan çalışanların ödediği vergi ise Dubai ve Hong Kongtan sonra Londrada en yüksek. KPMGnin raporuna göre Londra, son vergi düzenlemelerinden ötesinde, çalışan vergisi ve sosyal güvenlik primleri açısından Paristen sonra dünyanın en pahalı ikinci şehri.
Buna karşılık şirketlerin ödediği kurumlar vergisi İngilterede yüzde 28. Bu, tüm G7 ülkeleri arasında en düşük oran. Londra 1990larda da finans piyasası oyuncularını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmıştı. O dönemde İngiltere euroya geçmeyi kabul etmeyince Alman vadeli tahvil işlemleri Londra Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsasından Deutsche Börseye transfer olmuş, ancak Londra, yeni enstrümanların geliştiği dönemde üstünlüğünü korumayı başarmıştı.
Cenevre parlıyor
Londrada vergilerin artması bu kentin müdavimi finansçıları da daha elverişli merkez arayışına itti. Bloomberg haber ajansının analizine göre İsviçrenin popülerliği hızla artmakta. Orta Çağdan beri yerel hükümetler olan kantonlara bölünmüş İsviçre Avrupanın vergi cennetlerinden biri olarak ün yaptı. Bugün de İsviçrenin Cenevre ve Zürih gibi kentlerinin sunduğu çeşitli esneklikler var. Zürihte çalışanların primlerinden hiç vergi alınmıyor. Avrupanın en büyük hedge fonu Brevan Howardın kurucu ortağı Alan Howardın Cenevrede Londradan getireceği 60 trader için bir ofis tuttuğu belirtiliyor.
Trichet 10 yıl yaşlandı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan şöyle dedi:
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet son bir yılda neredeyse 10 yıl yaşlandı. Kolay değil, meslek hayatınız boyunca doğru diye savunduğunuz ne var ne yoksa o yaştan sonra bir yılda tam tersini yapacaksınız. Allah hiçbir merkez bankası başkanını o duruma düşürmesin.