Düşüşte spekülatörlerin parmağı var

Yunanistan'la sınırlı olmadığı görünen borç krizinin bono alımları ile soğutulması hedeflenirken Avrupa borsaları krizin çözüldüğü beklentisiyle pazartesi yüzde 10'ları bulan keskin bir yükseliş kaydettiler. Ancak borsalardaki yükselişin aksine AB para birimi Euro, ABD Doları karşısında pazartesi günü yükselse de haftayı dolar karşısında yüzde 3,03 değer kaybederek tarihi bir dönemece girdi.

Önümüzdeki hafta borsaların hangi yöne doğru gideceği daha belirgin bir hal alabilir. Zira son dalgalanmalarda teknik göstergelerde bozulmalar daha belirgin bir duruma geldi. Spekülatörler şu sıralarda AB ekonomisine yönelik saldırılarını sürdürüyorlar. AB ülkelerinin aldığı önlemler onların iştahını daha da kabartmış gözüküyor.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda ise Avrupa'ya paralel gelişmeler yaşanırken 2010 yılının ilk çeyrek bilançoları şaşırtmaya devam etti. Bankacılar tarafından yıl başında dile getirilen 'Bu yıl bankalar eskisi kadar kar edemeyecek.' sözünün bir aldatmaca olduğu ilk çeyrek bilanço sonuçlarında ortaya çıktı. Büyük bankalar geçen yıla oranla karlarını neredeyse yüzde 50 artırırken bu kadar da olmaz dedirtti. Sanayi şirketlerini incelediğimizde demir-çelik, petrol, otomotiv, beyaz eşya ve elektronik, inşaat ve cam ve kağıtçılık sektörlerinin karlılıklarını artırdıkları dikkatleri çekti. 2010 ilk çeyrek sonuçlarının 2009 yılına göre daha olumlu olduğunu düşünmekle beraber fiyatların bu bilançoları fazlasıyla yansıttığını da belirtmeliyim.

Turcas işlemlerinde sorumlu kim?

Haftanın son günü Borsa tarihinde ender görülen yanlışlıklardan biri yaşandı. Milyonlarca doların kaybedildiği işlemlerde hata Matriks adlı data şirketinin Turcas Petrolcülük'ün ilk çeyrek bilanço rakamını ilk anda 290 milyon net kar elde ettiği şeklinde açıklamasından kaynaklandı. Yatırımcılar bu rakamı karşılarında gördüklerinde o sırada 5,4 TL'den işlem gören hisseye adeta hücum ederek fiyatı 5,9 TL'ye kadar yükselttiler. İki dakika sonra data şirketi düzeltme göndererek rakamı 20 milyon TL'ye indirdi. Bu defa hissede satışlar hız kazandı ve 5 dakika içinde şirketin piyasa değeri yaklaşık 50 milyon dolara yakın düştü.

Borsa tarihinde zaman zaman bu tip hatalar olabiliyor. Bu olay gerçekten bir hata mı yoksa bilerek mi yapıldı bunu Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) mutlaka inceleyecek ama bugünlerde halka arz için etkin bir çaba harcayan ve bu yılı halka arz yılı ilan eden İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), bu konularda daha aktif ve sorun çözücü olmalıdır. Kapalı tahtalarda olduğu gibi yatırımcılara açık ve şeffaf bir şekilde bilgi vermiyor. Bu tarz hataları neredeyse normal sayıyor görüntüsü veriyor. Eğer SPK ve İMKB cuma günü yaşanan bu anormal durumu görmezden gelirse spekülatörlerin oyuncağı haline gelen data şirketleri daha çok can yakmaya devam edebilir.

Bu konu oldukça hassas pazartesi gününden itibaren ilgili kurumlar konuyu yakından inceleyip bir açıklama yapmazlarsa yatırımcılar bu konunun hata olmadığı konusunda bir vehme kapılabilirler. İMKB, 'konunun bizimle ilgisi yok' derse güvenilirliği zedelenebilir.

750 milyar Euro'luk paket pariteyi kurtaramadı

Aylardır analizlerimizde Euro/dolar paritesinin düşüş trendini sürdüreceğini yazıyor, söylüyoruz. Geçen haftaki analizimizde de Avrupa'nın alacağı önlemlerin Euro'yu destekleyemeyeceğini aksine baskı oluşturacağını vurgulamıştık. Dolar ve Euro'nun yakın zamanda eşitlenmesinin ötesinde paritenin Euro aleyhine (bir yıl içinde) 0,82 dolara kadar gerileyebileceğini analiz etmiştim. Geçen hafta bu senaryoyu destekleyen yönde gelişmeler olduğu kadar teknik göstergeler de bu eğilimi onaylar bir görüntüde hareket etti. Haftanın ilk günü 1,27 dolar seviyesinden açılan Euro/dolar paritesi ilk harekette 1,3095'e kadar yükseldikten sonra hafta boyunca aşağı yönlü bir seyirle dört yıl önceki seviyeye geriledi. Kapanış grafiğinde paritenin 1,24 'ün altına gerilemesini kırılmanın devam edeceğinin emaresi olarak görüyorum. Bundan sonraki gelişmelerde 1,16 dolar hedefinin ön planda tutulabileceği Euro'nun zayıflamayı sürdüreceğini düşünüyorum. Altın fiyatlarına kısaca değinirsek, bir süredir altın fiyatlarının uzun vadede düşmesinin zor olduğunu vurgularken, paritedeki gelişmelerden bağımsız hareket edebileceğini düşünmüştük. Altın hafta içinde yeni bir rekor kırdı ve anlaşılan 2010 yılında kendinden söz ettireceğe benziyor.