Yazdır

Asıl buzdağı İspanya'da

Tarih: 30 Nisan 2010 - 15:45

Selim Türsen Atina ziyaretinin ardından kaleme aldığı yazıda Avrupa'yı bekleyen yeni riskleri yazdı

Yaklaşık iki ay önce Atina'ya gittiğim gün Merkel, krize rağmen vur patlasın, çal oynasın yaşamaya devam eden Yunanlılara verip veriştiriyordu. Sokaktaki Yunanlının dalga geçerek "Nasıl olsa Alman çalışır, bizi kurtarır" görüşleri Alman gazetelerinin manşetlerine çıkmış ortalık karışmıştı. Atina sokaklarında dolaşırken Hürriyet Atina Temsilcisi Yorgo Kırbaki'ye, Yunanistan'dan en büyük alacaklı olan Almanların o kadar da saf olmadığını, gerekirse verdikleri borca karşılık adaları bile isteyebileceklerini söylemiştim. Hatta Atina dönüşü bu köşede "Almanlar adaları isterse sürpriz olmaz" diye yazmıştım. Nitekim aradan bir-iki hafta geçmeden bazı Alman politikacılar Yunanistan'ın borcunu ada vererek ödemesini istedi. Sokaktaki Yunanlı hala kabul etmek istemese de krizin faturasını eninde sonunda ödeyecek. Nitekim Standard & Poor's'un not indirimiyle yatırım yapılabilir ülke statüsünden çıkarılmasından sonra Yunanistan borçlanmakta sıkıntı çekmeye başladı. Dünkü Referans'ta vardı. Birkaç saat içerisinde iki yıllık devlet tahvili faizi yüzde 17'den yüzde 38'e fırlamış. Yatırımcılar 10 yıllık bono için ise yüzde 10 faiz istiyor. Yunanistan'ın 19 Mayıs'ta 9.8 milyar borç geri ödemesi var. En geç o tarihe kadar IMF ile anlaşıp yeniden borçlanması gerek. IMF anlaşmasıyla içilecek acı ilaç ise Yunan halkının ağzının tadını gerçekten çok bozacak. El parasıyla tatlı hayat İlacın dozundaki şiddetle zavallı Yunanlıların hasta yatağından kalkıp sirtaki yapacak halleri kalmayacak. Ama el parasıyla tatlı hayat işte böyle bir şey. Türkiye de el parasıyla 10-15 yıllık tatlı hayatın bedelini 2001 krizinde çok ağır ödemişti. Yunanistan da ağır ödeyecek. Artık kamu çalışanları işe zamanında gidiyorlar diye ödüllendirilip, maaşlarının yüzde 30-40'ı kadar ek ücret alamayacak. Artık vergisiz yaşam tarihe karışacak. Kazandıkları her kuruşun vergisini ödeyecekler. İş böyle olunca ailelerin gelirleri düşecek, haftada üç dört günü tavernalarda geçirmek için para yetmeyecek. Devletin gelirlerini artırmak için yapılacak zamlar hayatı dayanılmaz hale getirecek. Benzinden Uzo'ya kadar her malın fiyatı artacağından, tavernada tıka basa ahtapot, sinarit yenildikten sonra 20-30 euroya masadan kalkmak artık hayal olacak. Sözün kısası Yunanlılar için hayat bundan sonra gerçekten çok zor olacak. Ama diğer yandan Yunan ateşinin Avrupa'yı sarması tehlikesi giderek artıyor. Yatırımcılar Portekiz, İspanya ve İrlanda'nın da kamu harcamalarını finanse etmek için ihtiyaçları olan paraları bulamayacağı endişesi yaşıyor. Avrupa'da şu an yaşanan, çöküşleriyle 2008 dünya krizini tetikleyen Lehman Brothers ve Bear Stearns'in durumuna benzetiliyor. Yunanistan'ın notunun düşürülmesinden sonra bu ülkenin bonolarını elinde tutan yatırımcıların yüzde 50'ye varan oranlarda zarar edeceği hesap ediliyor. Bu durum doğal olarak kritik durumdaki diğer ülkelerin borçlanmasını da zorlaştıracak. İspanya'da ikiz tepeler paniği Özellikle önceki akşam S&P'nin notunu kırdığı İspanya borcunu çevirebilme riskiyle karşı karşıya. Uluslararası piyasa uzmanları "İspanya bu yıl ödemesi gereken 225 milyar euro borcunu çevirebilmek için yeni borç almak zorunda. Halen borcunun yüzde 45'i yabancıların elinde ve durumu tamamen onların iyi niyetine kalmış" diyor. Aslında dünya piyasalarını en derinden etkileyecek olan ülke İspanya. Görünürde İspanya'nın borcu idare edilebilir gibi. Borcunun milli gelire oranı yüzde 54. Bu oran Yunanistan'da 120, Portekiz'de yüzde 80. Ama İspanya, ikiz tepeler gibi hem bütçe açığı hem de cari açığı ikisi birden İzlanda dışında dünyada en yüksek olan ülke. Bu durumu onu finansman için giderek daha fazla yabancı yatırımcıya bağımlı hale getiriyor. İspanya'nın bu yılki borç yükümlülüğü 225 milyar euro. Neredeyse Yunanistan ekonomisinin büyüklüğüne eşit. Yapılan hesaplar İspanya'nın ayakta kalabilmesi için en az 350 milyar euroya ihtiyacı olduğunu gösteriyor. İşte bütün bu gerçekler dünyada ülke tahvil ve bonolarına yatırım yapan büyük yatırım fonlarını korkutuyor ve İspanya'nın işini daha da güçleştiriyor. Normalde bütün dünyada hükümetler sosyal harcamaları ya da memur maaşları için borçlanıyorlar. Hükümetlerin elinde vergileri artırıp zam yaparak gelirlerini artırma gücü olduğu için devlet tahvil ve bonoları bütün dünyada güvenli kabul ediliyor. Ama içinde bulunduğumuz dönemde ekonomik durgunluk nedeniyle hükümetlerin de gelirleri çok düştü. Borç ödemek için ek vergi çıkarılsa ekonominin daha fazla yavaşlama riski bulunuyor. Kısacası iki ucu pis değnek durumu var. Avrupa'nın en büyük krizi İşin kötüsü ihtiyaç duyulan rakamın tahminlerin çok üzerinde olacağı her geçen gün daha iyi ortaya çıkıyor. Yunanistan'ı IMF'nin 45 milyarlık desteğinin yetmeyeceği rakamın en az 120 milyar euroyu bulacağı hesaplanıyor. Genç emekliler cenneti Yunanistan'da ortalama emekli maaşının 3500 euro olduğu göz önüne alınırsa bu rakamlar hiç de şaşırtıcı değil. Portekiz'i kurtarmak için en az 40 milyar euro gerektiği hesap ediliyor. Avrupa Merkez Bankası başkan yardımcılarından biri euro bölgesinin ‘1997 Maastricht Anlaşması'ndan beri en büyük sorunla karşı karşıya olduğunu söylemiş. Çok doğru. İşin daha da vurucu yanı Avrupa'da halk kemer sıkma önlemlerini Türkiye'deki gibi kuzu kuzu kabul edip birkaç bildiriyle geçiştirmeye hiç niyetli değil. Portekiz ve Yunanistan'da grevler nedeniyle salı günü trenler durdu. Limanlarda neredeyse her iki günde bir grev var. Bazı uluslararası deniz taşımacılık şirketleri Pire Limanı'ndaki grevler nedeniyle rotalarını İzmir ve Aliağa Nemrut Limanı'na çevirdi bile. Bakalım bu fırtınayı kimler en az hasarla atlatacak. SELİM TÜRSEN-REFERANS
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/asil-buzdagi-ispanyada/274502