Yazdır

4 emtiadan çıkan küresel röntgen

Tarih: 29 Nisan 2010 - 16:37

Küresel ölçekteki maden şirketlerinin demirde referans sistemi değişikliğine gitme kararı tartışılıyor

Türkiye’de demir- çelik sektörünün karardan etkileneceği fakat etkinin sınırlı kalabileceği belirtiliyor. Demir- çelik sektöründe bu gelişmeler yaşanırken, küresel ekonominin izlediği petrol, bakır ve altındaki fiyat yükselişleri de tedirginlikle izleniyor. Murat Öğütçen / Ekonomist Dünyanın en büyük maden şirketlerinden Avustralyalı BHP Billiton, İngiliz- Avustralya ortaklığındaki Rio Tinto ve Brezilyalı BHP Vale’in demirde 40 yıllık referans sistemini sona erdirerek 3 ayda bir fiyat değiştirmek üzere anlaşmaya varmalarının yankıları sürüyor. Şimdi ç elik üretiminde kullanılan demir cevheri fiyat artışının Avrupa sanayisini olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor. Çeliğin ekonomik üretim için çok önemli bir girdi maddesi olması, otomotiv ve inşaat gibi önde gelen sektörlerde kullanılması, konunun önemini artırıyor. Son anlaşmalar uyarınca, çelik şirketlerinin demir cevherine ödeyeceği ton başına fiyatın 60 dolardan 110 dolara çıkması bekleniyor. Öte yandan uzmanlar, çeyrek dönemlik kontratların her zaman yüksek fiyat anlamına gelmeyeceğini önemle vurguluyor. IHS Global Insight’ın çelik uzmanı John Anton, “Demir cevherinin spot ton fiyatı 150 dolar civarında bulunurken, yıllık kontratlarda fiyat 110 dolara satılıyor olacak. Dolayısı ile artış olacak ama yine de fiyat, spot fiyatın altında kalacak” diyor. Türkiye’ye etkisi kaçınılmaz Türkiye Demirçelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan demir cevheri piyasasındaki gelişmelerinin Türkiye demir-çelik sektörüne etkilerini sorduk. Yayan, konuya ilişkin sorumuzu şöyle cevaplıyor: “Demir-çelik sektöründe dünya piyasaları ile entegre olmuş durumdayız. Dolayısı ile dünya çelik sektöründe ne oluyorsa Türkiye’de de o oluyor. Girdi maliyetleri, Türkiye’yi doğrudan etkileyen faktörlerden biri. Çünkü sektör kuruluşlarımız ağırlıklı olarak ithal girdilerle çalışıyor. Dolayısı ile cevher fiyatlarında küresel ölçekte meydana gelen gelişmelerin Türkiye’ye de yansımalarının olması kaçınılmaz.” Türkiye’deki demir-çelik sektörünün gelişmelerden etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Ekinciler Demir Çelik Genel Müdürü Çetin Kaya, Türkiye’de hem cevher hem de hurda kullanıldığını belirtiyor. Türkiye’de cevher kullanan şirketlerin son gelişmelerden doğrudan etkilendiğini anlatan Kaya, “Hurda kullanan firmalar ise doğrudan olmasa bile dolaylı ama çok etkin bir şekilde etkileniyor. Çünkü hurda fiyatları da cevher fiyatlarını referans alıyor” diyor. Demir- çelik fiyatlarının önümüzdeki üç ay boyunca çok hızlı olmasa da bir miktar artış göstereceği tahmininde bulunan Kaya, dünyada demir cevheri konusunda varılan anlaşmanın 1- 1.5 aydır tartışıldığını söylüyor. Kaya, “Bu yüzden spot piyasada hem hurda hem de cevher fiyatlarının zaten yükseliş gösterdi. Ben hem hammadde hem de ürün fiyatlarında bundan sonra ancak yüzde 20’lik artış daha olabilir diye düşünüyorum” diyor. Veysel Yayan küresel ekonomik toparlanmanın yaşandığı ve son gelişmelerin sektör üzerinde bazı avantajlarının da bulunduğunu söylüyor. Yayan, zor bir dönemi geride bırakmakta olan demir-çelik üreticilerinin, talep artışına bağlı olarak fiyat marjlarını düzeltme imkanı sağlayacağını belirtiyor. Yayan konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Hatırlarsınız 2008’de nihai ürün fiyatları (çelik)1.500 dolara kadar çıkmıştı, şu anda ton başına 650-700 dolar civarında. Dolayısı ile fiyatlar iki ay öncesine göre artış gösterdi ama iki yıl öncesinin oldukça gerisinde. Bu düzeltme hareketinin piyasadaki arz-talep dengesi ile birlikte makul seviyelere çıkıncaya kadar devam edeceğini tahmin ediyorum. Makul seviyeler de 800-850 dolar düzeyi olarak telafuz edilebilir.” Ham çelik üretiminde Türkiye’nin dünyanın 10. sırasında bulunmasına ilişkin değerlendirmeler de yapan Yayan, “Biz ihracat yapabilmek için üretimi artırdık. Üretimi artırınca da ham çelik üretiminde 2000 yılında dünyanın 17. ülkesi iken, geçen yıl 10. sıraya çıktık” diyor. Dünya ekonomisindeki canlanmaya paralel olarak talepte artış olduğunu belirten Yayan, artan fiyatlara rağmen ihracatta da bir artış eğilimi olduğunu kaydediyor. Yayan, “Geçen ay sektör olarak çelik ihracatımız 1 milyar dolar seviyesini geçti. Önümüzdeki yaz aylarında ihracatımızın 1.5 milyar dolara çıkılabilir” diye konuşuyor. Petrole dikkat Küresel ekonomik verilerin toparlanma işaret etmesi petrol fiyatlarının da yönünü yukarı çevirmesine neden oluyor. ABD’de varil başına petrol nisan ayı içinde 86.65 dolara kadar yükselerek son 18 ayın en yüksek düzeyini gördü. Petrol fiyatlarındaki yükseliş havasının nereye kadar devam edeceği konusunda ise uzmanlar arasında tam bir mutabakat yok. Petrolde yükselişin bir süre daha devam edebileceğini düşünen analistler olduğu gibi küresel ekonominin kriz öncesi düzeyde olmaması nedeniyle petroldeki artışın uzun ömürlü olmayacağını düşünüler de var. Bakırda yükseliş Küresel ekonomiden gelen olumlu veriler bakıra da alım getiriyor. ABD’de bakır fiyatı son 20 ayın en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra bir miktar gevşemesine rağmen yüksek seyrini sürdürüyor. Londra Metal Borsası’nda işlem gören bakır fiyatı ton başına 8. 043, 75 dolara kadar yükseldi. ABD’de emlak sektörüne yönelik toparlama işaretleriyle birlikte, tüketici harcamalarında kriz öncesi kadar olmasa da kısmi iyileşme görülünce bakır fiyatları yükselişe geçti. Bilindiği gibi, ekonomik faaliyetler güçlendiğinde tüketici ürünlerine talep artıyor. Bakır da elektronik ürünlerden, otomotive kadar birçok üründe kullanılıyor. Küresele risk iştihanın artmasıyla birlikte altın fiyatları da yükselişe geçti, altının onsu 1166 dolara kadar çıktı.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/4-emtiadan-cikan-kuresel-rontgen/274464